Ayhan ONGUN

OHAL YETSİN ARTIK!
1259

 Ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda toplumun büyük kesimi, ilkesel olarak karşı da olsa OHAL için çok fazla tepki göstermedi.

            Gerekçeleri farklı da olsa terörün her türlüsüne karşı verilecek mücadele ve 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sarmak adına iktidara verilen bu kredinin de bir süresi vardı kuşkusuz.

            20 Ekimde yeniden uzatılacağı öngörülen OHAL için daha önceden konuşulduğu üzere 2018 başında normale dönülmesi beklentisi ağır basıyor.

            15 Temmuzla ilgili yapılan soruşturmaların odağında bulunan bylock uygulamalarının neredeyse tamamının deşifre edildiği söylentileri doğruysa artık yaşla kuruyu ayırt etmeninzamanı gelmiştir       

Her ne kadar kimilerinin iddiasına göre tek başına delil olarak kabul edilemez dense de, yapılan konuşmaların kayıtlarından o kişinin örgütsel bağlantıları çok kolay biçimde ortaya çıkmaktadır.

            Görünen o ki, doğrudan darbeyi planlayan ve uygulayanlarla, bu kişilerle örgütsel bağı olanlar büyük ölçüde ortaya çıkarıldı.

            O zaman daha fazla mağduriyet yaşanmaması ve OHAL uygulamasıyla toplumun daha çok sıkıntı çekmemesi için en kısa zamanda Olağanüstü Hal Uygulamasına son verilmelidir.

Aksi halde; bu işin bir “cadı kazanına döndüğü” iddiaları doğruluk kazanır ve bu işten AK Parti değil de yine, toplumda kaos yaratmak isteyen darbe sevdalıları karlı çıkar.

Bölgemizde yaşanan sıcak gelişmeler için ordunun ihtiyacı olan tezkereyi de meclisten geçiren hükümetin artık bu belirsizliklere bir son vermesi, hiçbir gerekçe gösterilmeden işinden olan, gelecek planları altüst olan, her geçen gün daha çok karamsar hale gelen insanların umutlarıyla oynanmamalıdır.

Yoksa, damatları FETÖ den yargılanıp, kendileri siyaset yapmaya devam edenlerin hesabını vermekte zorlanan yetkililerin, daha büyük bir vebal altına girecekleri bir gerçek.

Şimdi yapılması gereken, bu yüzbinlerce dosya içerisinden; gerçekten darbeyle bağlantılı olanları ayıklayıp, geri kalanları tez zamanda sonuçlandırmak olmalıdır.

Geçmişte çocuklarını Fetö’nün okullarına gönderdiler, Bank Asya’ya para yatırdılar ya da Bylock yüklü bir telefondan kazara arandılar diye bilgisayarlarına veya telefonlarına iradeleri dışında bylock programı yüklenen ama hiç kullanılmadığı halde pasaportlarına el konulan insanları bu kadar mağdur etmeye hakkınız yok.

O zaman dışarda vakur bir şekilde gezinen, itibar gören FETÖ’yle ilişkileri herkes tarafından bilinenlerin izahını nasıl yapacaksınız?

O okulları yapan, açılmalarına izin ve hatta destek verenler dururken, ekonomik zorluklar nedeniyle ya da çok masum duygularla eğitim kalitesine güvenip, inandığı için çocuklarını o okullara gönderen velileri suçlamak ne kadar doğru değilse;

OHAL kararnameleriyle işinden atılan, açığa alınan, tutuklanan insanlar içinde haksız yere mağdur olanların daha fazla mağduriyetlerinin sürdürülmesi de doğru değildir.

İşte tüm bu yüzden bir an önce Olağanüstü Hal Uygulamasına son verilerek, toplumun ihtiyacı olan normalleşmenin sağlanması gerekmektedir.

Bu konuda atılacak adımlara gerek siyasi partilerin, gerekse de toplumsal muhalefetin destek vereceği ortadayken, buna anlamsız bahane ve gerekçeler uyarlamaya çalışmak iktidara da hiçbir yarar sağlamayacaktır.

Yeni bağımsızlık taleplerinin her geçen gün artığı değişen dünyada en çok da ülkemizin, en kısa zamanda normalleşme adımlarını atmaya ihtiyacı vardır.

Hala FETÖ soruşturmalarını bahane etmek, Kuzey Irak referandumunu gerekçe göstermek bu saatten sonra hiç de inandırıcı olmaz.

Belediye başkanlarının istifası parti içi sorunlardır, AK Partiyi ilgilendirir.

Muhalefetin yapması gereken, AK Partideki bu gelişmelerden medet umarak, siyasi rant devşirmeye çalışmak olmamalıdır. Kadrolarını ve örgütlerini yeniden gözden geçirerek seçimlere hazırlanmak ve topluma yeni ve inandırıcı, gerçek projelerle ulaşmayı başarmak ancak, iktidar yolunu açacaktır.

Türkiye’nin şu an en çok ihtiyacı olan proje; çağdaş demokrasi, evrensel hukuk ve insan haklarını gözeten, eşit yurttaşlık temelinde barış projesidir.

Bu projenin hayata geçirilebilmesi de ancak Türkiye’nin normalleşmesiyle mümkündür.

OHAL koşullarında, yüzlerle ifade edilecek darbe suçlularını cezalandırmak için yüzbinlerce insanı rahatsız ya da mağdur ederek normalleşme sağlanamayacağına göre, muhalefetin en önemli gündeminin OHAL olması gerekir diye düşünüyorum.

Barış içinde, yaşanası bir dünya umudu, normalleşmiş bir Türkiye özlemiyle OHAL siz bir yaşam diliyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar