Besim F. Dellaloğlu
Gazete Duvar’da geçen hafta “Üniversite ile akademi aynı kurum değildir” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda bu iki kurumun soykütüğüyle ilgili bazı ayrıntıları ortaya koymuştum. Yazının sonunda da okurlara bu konuda devam etmeyi planladığımı belirtmiştim. İşte bu haftanın yazısının başlığı bu nedenle “Akademik ve üniversiter disiplinler”. Yani sözümü tutuyorum. Geçen haftaki yazının ana fikri başlığından da anlaşılabileceği gibi tarihsel bir derinlikten bakıldığında üniversiteyle akademinin aynı kurum olmadığı idi. Bu yazıda ise bu kurumların içlerine biraz daha yakından bakmaya çalışacağım. Yani üniversiteyle akademinin içinde tam olarak yapılan şey nedir?
Ortaçağ Avrupası’nda üniversitede dört fakülte bulunurdu. Bunların ilki Sanat/Zanaat Fakültesi diyebileceğimiz bir yapılanmaydı. Bu birimin kendisi doktora eğitimi vermezdi. Günümüzün moda deyimiyle diğer fakültelerin hazırlık sınıfları gibi bir işlev görürdü. Ana fakülteler ise teoloji, hukuk ve tıptı. Sadece bu fakültelerde doktora yapılması mümkündü. Yani öğrenciler önce Sanat/Zanaat Fakültesi’nde “septum artes liberales” formasyonu alırlardı. Sonra diğer üç fakülteden birine yönelirlerdi. “Yedi özgür sanat/zanaat” diye çevirebileceğimiz bu formasyon ise kendi içinde iki modülden oluşurdu. Trivium, yani üçleme gramer, mantık, retorik yüklemesini içerirdi. Quadrivium, yani dörtleme aşısının içeriğinde ise aritmetik, geometri, müzik ve astronomi vardı. Bugün Ivy League diye sınıflandırılan ABD’nin en seçkin üniversitelerinde uygulanan “Liberal Education” modelinin kökeni Ortaçağ Avrupası üniversitesindeki “septum artes liberales”e kadar gider. Konunun siyasal bir ideoloji olan liberalizmle ilgisi yoktur! O kurumlardan yetişen herkesin “liberal” olması bir zorunluluk değildir!
Burada ana fikir şudur: Ana fakültelerden mezun olacaklara önce genel bir formasyon yüklemesi yapılır. İstisnasız bütün öğrenciler bu formasyonu tamamlamak zorundadırlar. Yoksa ana fakültelere kabul edilmezler. Bu formasyon doğrudan bir mesleğe işaret etmez. Ama teoloji, hukuk ve tıp mesleki alanlardır. Mesleki eğitim ancak böylesi bir asgari genel formasyonun üzerinde anlamlıdır çünkü. Bu anlamda haddimi biraz zorlama pahasına genel formasyonun bir tür “akademik altyapı”, fakülte/doktora eğitiminin ise “üniversiter çatı” olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum.
Bugün hepimizin adlarını ezbere bildiği Avrupa’nın köklü üniversiteleri, içinde bulundukları ulus-devletlerden çok daha kadim kurumlardır. Bu üniversitelerin yaşı artık binyıl seviyesindedir. Türkiye’de ise üniversiteler mecliste bir yasayla kurulabilir ancak. Ortaçağ üniversitesinde doçentlik bir unvan değildir, öncelikle her üniversitede ders verebilme hakkına işaret eder. Ve aynı zamanda hocanın müfredatını kendi başına belirleme özgürlüğünü de içerir. Bugün “üniversite özerkliği” diye bildiğimiz kavramın kökeni işte buradan gelir. Belki de bu nedenle de hükümetler böylesi üniversitelere dışarıdan rektör atamayı akıllarından bile geçirmezler.
Kökenini Platonik Akademi’de bulan Rönesans sonrası akademiyle üniversite arasındaki en önemli farklardan biri üniversitenin ana dilinin Latince, akademinin ana dilinin ise Yunanca olmasıdır. Buna ek olarak üniversitede Yunanca bilen oldukça sınırlı personele karşın akademide Latince bilen oldukça çoktur. Ayrıca akademinin önceliği dar anlamda eğitim değildir. Ufku meslek ve uzmanlık eğitimiyle sınırlı değildir. Avrupa’da akademiler Rönesans’ın kadrolarını yetiştirdiler. Yazar, çevirmen, sanatçı, entelektüel ürettiler. Örneğin yeni gelişmeye başlayan matbaa sektörünün, yani bir anlamda pre-modern bir “kültür endüstrisi”nin fikir emekçileri oldular bu insanlar. Yani üniversiteler toplumun meslek erbabı, uzman ihtiyacını karşılarken akademiler büyük ölçüde o zamanın deyimiyle Edebiyat Cumhuriyeti’nin yurttaşlarını, benim deyimimle kültürel kamusal alanı ürettiler. İşte bu kültürel kamusal alan daha sonra modern ulus devletlerin üzerine çatılacağı temeli oluşturacaktır.
Modern zamanlara doğru, geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi modern bilim üniversiteleri yavaş yavaş ele geçirecektir. Modern bilimsel disiplinler de işte bu süreçte yapılanacaklardır. Bugün modern bilim tabelası altında andığımız bütün disiplinler aynı zamanda üniversiter disiplinlerdir. Somut bir kurumun, somut bir binanın içinde meydana gelmişlerdir. İşte bu nedenle kavramları, disiplinleri içinde geliştikleri kurumlardan bağımsız bir biçimde ele almak meselelere yüzeysel bakmaya neden olabilir.
Bu manada modern üniversite bir “sciences”, akademi ise bir “studies” kurumudur. Üniversite bilim, araştırma ve giderek uzmanlık, meslek öğretme mekânıdır. Akademi ise hümanizmde ifadesini bulan kaliteli insan, birey, yurttaş üretme mekânıdır. Üniversite öncelikle kendi öğrencisine yöneliktir. Akademin hedefi ise bütün toplumdur, kamudur. Benim de içinde bulunduğum disiplinler açısından bakarsak burada “sosyal bilimler” ile “beşeri çalışmalar” arasında bir ayrım yapabiliriz. Disiplinler sadece temalarına göre değil, o temayı nasıl ele aldıklarıyla da farklılaşırlar. Örneğin sosyoloji beşeri çalışmalardan çok fiziğe yakındır. Toplumun doğa bilimidir. Üniversiter bir disiplindir. Human-istic studies, yani beşeri çalışmalar ise akademik bir disiplindir, üniversiter değil. Çünkü beşeri çalışmalar bir bilim değildir. Sosyal bilimler de, beşeri çalışmalar da insan ve toplumu tema edinirler. Ancak sosyal bilimler öncelikle insanı, toplumu bilmeyi, açıklamayı, çözümlemeyi hedefler. Beşeri çalışmalar ise daha kaliteli insanı ve toplumu üretmeye çalışır. Ethos'ları tamamen farklıdır yani.
Kısacası uzman üretmekle, kültürel kamu üretmek aynı şey değildir. Her ikisi de farklı ethoslar, farklı ufuklar, farklı kavramlar, farklı disiplinler, farklı kurumlar ister. Elbette bunların bazılarının kaynaşması, bir araya gelmesi imkânsız değildir. Hatta her zaman zararlı falan da değildir. Ama öncelikle gözden kaçırılmaması gereken bu tür girişimlerin kurumların içinden gerçekleşmesi ya da en azından gündelik, siyasi önceliklerle değil, kurumlara, disiplinlere asgari bir saygıyla ilerlemesidir.
Yazıyı bitirirken okurlara yine bir söz vererek gelecek hafta için kendimi bağlamak isterim. Becerebilirsem haftaya bu meselelerin Osmanlı-Türkiye tecrübesinde nasıl olduğunu ya da olmadığını ele almak istiyorum.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları


























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.11.2022
17.11.2022
7.11.2022
19.09.2022
26.08.2022
29.07.2022
12.06.2022
12.06.2022
6.05.2022
25.04.2022