Bülent KORUCU
“12 Eylül’ü hatırlayın’’ dedi savcı, “O zaman 500 bin kişi gözaltına alınmıştı. Binlerce kişi mahkeme karşısına çıkarıldı. Gerekirse bu devlet bunu yine yapar kendini korumak için.
Şu kadarını söyleyeyim Fatih Bey, bu organizasyonun amacı başka ve kökü Türkiye’de değil.’’ Yukarıdaki satırlar Fatih Altaylı’ya ait. Hakkındaki dinleme kararıyla ilgili savcıya müşteki sıfatıyla verdiği ifadeyi anlatırken yazdı bunları. Ergenekon soruşturması kapsamında yanlış isimlerle çıkarılan mahkeme kararlarına haklı itirazı ve şikâyetini kayıtlara geçirmiş. Sonra savcıyla yaptığı sohbetten anekdotlar aktarmış. Savcıya “Asıl amaç dediğiniz ne?’’ diye soran Altaylı, aldığı cevap karşısında: “Anlattı. Kulaklarıma inanamadım.” şeklinde bitirmiş yazıyı.
Savcı bey, Altaylı’yı hayrete gark edecek neler anlattı bilmiyoruz. Ama yazdığı kısımlar bile hukuk faciası. 12 Eylül darbe dönemine öykünen, 500 bin kişinin gözaltına alınmasını maharet gibi anlatan ve gerekirse aynısının yapılacağını söylemekten çekinmeyen bir savcı var karşımızda. Darbe günlerinde ülkücüler “Biz içerideyiz, fikirlerimiz iktidarda” derdi. 34 yıl sonra da olsa 12 Eylülcüleri mahkûm etmekle boşuna sevinmeyelim. Fikirlerinin iktidarda ve adliye koridorlarında yaşadığı anlaşılıyor.
Kanun, cumhuriyet savcısını “şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla” yükümlü kılıyor. (CMK 160) Böylesine önyargılı bir savcının lehte delil toplayacağına ve şüphelinin haklarını koruyacağına ihtimal verebilir misiniz? Bu köşede hamaset yapmadan teknik analizler karalamaya çabalıyorum. Ama bugün yaşadıklarımız hukukun temel kavramlarını anlamsız kılıyor.
Sulh Ceza Hâkimi (SCH) uygulamasına dair de eleştirilerimi dile getirmiştim. Adil yargılanma hakkı, tabii hâkim güvencesi, yasama ve yürütmenin müdahalesine tamamen kapalı olma hüviyeti vs. Onlara gerek kalmadan düzenleme pratikte çöktü. Daha ilk soruşturmada öylesine çuvallama yaşandı ki, sadece hukuk metinleri açısından değil uygulama adına da duvara toslandı. 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında görev alan polisleri hedef alan sahur operasyonundan bahsediyorum. Polislerle ilgili yakalama ve arama kararlarını 2 Sulh Ceza Hâkimi Hulusi Pur verdi. Yeni kanuna göre itirazlara 3. SCH İslam Çiçek bakacak.
İlk grup tutuklamaları 1. SCH Bekir Altun verdiği için itiraza da 2 numaralı SCH Pur’un bakması gerekiyordu. Ama gözaltı kararlarında imzası var! Onun atlayıp 3. SCH İslam Çiçek’e gitmesi lazım dosyanın; o da ne Çiçek de ikinci partinin tutuklama kararlarını veren yargıç. Con Ahmet’in devr-i daim makinesi gibi mübarek; kendi içinde dönüp duracak. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, yolsuzluk şüphelilerini tahliye eden hâkimleri atadıkları için yanlış yaptıklarını itiraf etmişti. Uygulamadaki kısır döngüyle ilgili ne düşünüyor merak ediyorum. Ben aslında kendisine ulaşmak istedim fakat başarılı olamadım. Baştan Fidel Okan’la yemek yiyeceklerini bilseydim, sormasını ondan rica ederdim.
Gülay Göktürk’e not: ‘Saygı duyduğum bir yazar diye başladığım yazının sizi bu kadar kızdırmasına şaşırdım. Dün yediğiniz yemek sizi bugün tok tutmadığı gibi önceki demokrat yazılarınız da bugünkü duruşunuzu eleştiriden azade kılmıyor. Doğal yargıç ilkesi, adil yargılanma hakkı, başbakan dâhil mahkemelere emir vermenin memnu olması, suç ispatlanana kadar suçsuzluk karinesi, suçun ve cezanın şahsiliği prensibi, fişlemenin anayasal suç olması gibi konulardaki eleştirileri pas geçip siyasi söylemden hukuk çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sizin ‘kesin hükme bağladığınız’ TIR’lar meselesiyle ilgili bir sorum olacak. Hiç düşündünüz mü Başbakan Erdoğan neden hem yazılı açıklama hem de defalarca sözlü beyanlarla ‘Aramayı durdurun talimatını ben vermedim.’ deme ihtiyacı hissetti? Mete Bey size bu konuda yardımcı olabilir.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016