Burhanettin DURAN
CHP lideri Kılıçdaroğlu Güvenpark'tan İstanbul'a doğru uzun bir yürüyüşe çıktı. MİT TIR'larının durdurulması davasında Enis Berberoğlu'na hapis cezası ve tutuklama verilmesini protesto amacıyla.
Yürüyüşün ilk sloganları arasında "Bıçak kemiğe dayandı", "Artık yeter diyoruz", "Adaletinolmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz" ve "Diktaya karşıyız" cümleleri bulunuyor.
Ana muhalefetin protesto yürüyüşü yapması demokratik hakkıdır. Ancak bu yürüyüşün CHP'nin de içinde olduğu siyaset kurumuna zarar vermeyecek teyakkuz içinde yapılması zorunludur.
2013 Gezi olaylarının kısa sürede nasıl bir kalkışma hareketine dönüştüğü hatırlanırsa bu uyarı daha anlamlı hal alacaktır.
Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşe başlarken sarf ettiği bir cümle özellikle dikkatimi çekti:
"20 Temmuz darbesini yapanları istemiyoruz." 15 Temmuz davalarının gündemi meşgul ettiği günlerde "20 Temmuz darbesi" söylemi oldukça sıkıntılı bir sürecin başladığınıdüşündürüyor.
Kılıçdaroğlu'nun OHAL ilanının tarihine referansla dile getirdiği bu söylem CHP'nin "kontrollü darbe" iddiasının uzantısı. İktidara karşı eyleme geçmenin, sert ve ideolojik bir seferberliğe başlamanın çağrısı. Hem de 15 Temmuz direnişinin meşruiyetini zedeleyecek bir formda.
Hatırladığım kadarıyla Kılçdaroğlu "asıl darbeyi 20 Temmuz'da iktidar yaptı" iddiasını 8 Ocak 2017'deki CHP Parti Meclisi toplantısının açılışında yapmıştı.
Daha sonra partisinin grup toplantısında 14 Şubat 2017'de tekrarlamakla kalmadı 16 Nisan referandum sürecinde kampanyasının nirengi noktası haline getirdi.
Ana muhalefet liderinin OHAL uygulamalarını eleştirmek adına bu denli "radikal ve marjinal" bir söylemi kullanmasının kendisinin en büyük hatası olduğu kanaatindeyim. Zira demokrasi tarihimizin en kritik saatleri yaşandı 15 Temmuz gecesinde. Üzerine titrememiz gereken şanlı bir direnişe şahit olduk.
O gece ile ilgili netleştirilmesi gereken noktalar olduğunu söylemek başka, darbe girişimini kontrollü ilan etmek bambaşka bir şeydir. Milletçe failinin FETÖ olduğu hususunda hemfikir olduğumuz bir hadisenin sorumluluğunun iktidara yıkılması ve "dikta ve karşı darbe" söylemi ile sokaklara taşınması gerçeklikten uzaktır.
Kontrollü darbe iddiasının ne kadar gerçek dışı olduğunu tartışmayacağım.
Merak edenlere güvenlik konularının önde gelen ismi Nihat Ali Özcan'ın son üç yazısına bakmalarını tavsiye derim. Özcan, ordu üzerinde kontrolünü kaybeden, darbeyi bastırmak üzere hiçbir hazırlığı olmadığı ortaya çıkan bir hükümetin, "kontrollü darbe yaptığını" iddia etmenin inandırıcılığı olmadığını çok güzel anlatmış.
Benim vurgu yapmak istediğim husus, "kontrollü darbe" ve "20 Temmuz sivil darbesi" ikili söyleminin siyasi hayatımızda yeni bir türbülans dönemini başlatabilecek tehlikelere açık olduğudur.
Elbette ilk defa bastırılan bir darbe girişimini yargılamanın zorlu olacağı başından belliydi. Kanlı girişimin arkasında 40 yıllık bir hazırlık ile devlet kurumlarını ele geçiren FETÖ bulunuyordu.
Bu girişim 17-25 Aralık ile siyasi iktidarı doğrudan devirmeye yönelen FETÖ kumpas sürecinin son halkasıydı.
Ne yazık ki CHP bu örgütle mücadele sırasında iktidara muhalefet ediyorum derken kötü bir performans sergiledi. Ve darbecilerin ürettiği "otoriterlik" söylemlerini kullanmakta beis görmedi. Yine uluslararası istihbarat örgütlerinin uzantısı haline gelen FETÖ'nün her şeye rağmen pes etmeyeceği bekleniyordu.
Halen devam eden 15 Temmuz davalarında sanıkların organize şekilde dijital ve sözlü delilleri inkâr etmeleri ve FETÖ'yü de titizlikle darbe ile ilişkilendirmemeleri fırsat bulduklarında yeni girişimlerde bulunabileceklerini gösteriyor.
Türkiye karşıtı FETÖ diyasporasının temel hedefi 15 Temmuz direnişini "tiyatro" ve "kurgu" yorumlarıyla kirletmek. Milletin uzlaşmasını çökertmek. Bu sebeple "20 Temmuz sivil darbesi" suçlaması sıradan bir eleştiri değil. Türkiye'ye içte ve dışta siyasi operasyonlar yapılabilmesine uygun zemin oluşturabilecek bir söylem.
İktidar adaleti sağlamakla, muhalefet ise demokratik teyakkuz gösterme sorumluğu ile mükellef.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020