Burhanettin DURAN
Soçi'de bugün gerçekleşecek Erdoğan-Putin zirvesine odaklanan zihinlerde iki soru var.
İlki, 120 saat dolarken ABD, söz verdiği gibi YPG'yi güvenli bölgeden çıkarabilecek mi?
Bu satırlar yazıldığında YPG, sadece Resulayn'dan tümüyle çekilmişti.
Halbuki, mutabakat 120 km ile sınırlı değil.
Süre uzatılır mı, Ankara operasyona ne zaman yeniden başlar?
Bunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
İkinci soru ise birincisi kadar kritik: Putin, Türkiye ve ABD arasında varılan 13 maddelik mutabakata nasıl yaklaşacak?
Yani, ABD'nin Suriye denkleminden, büyük ölçüde, ayrıldığı bir ortamda hangi yolu izleyecek?
Büyük ölçüde diyorum, çünkü ABD Savunma Bakanı Esper, "SDG ile beraber bir grup ABD askerinin Suriye'nin kuzeydoğusundaki petrol yataklarının yakınında tutulmasının seçenekler arasında" olduğunu söyledi.
Bu seçenek tercih edilse bile, Suriye'de ABD'nin eski ağırlığı kalmıyor, ciddi bir boşluk ortaya çıkıyor.
Hatta bazı uzmanlar çekilmeyi "jeopolitik bir deprem" olarak, ya da ABD'nin "Ortadoğu politikasının çöküşü" diye niteliyorlar.
Halbuki İran ile Irak'ta hesaplaşmaya hazırlanan ve gerekirse DEAŞ'ı bahane ederek Suriye'ye dönme ihtimalini saklı tutan ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmediği aşikar.
Yine de Suriye'de ABD'siz bir denklemin şekillendiği tespiti doğru.
İşte bu yeni denklemde Putin'in yapacağı stratejik değerlendirme öne çıkacak.
Putin'in önünde iki yol var
Batı medyasının pazarladığı gibi en büyük kazananın kendisi olduğunu düşünebilir.
Ve Suriye krizinde Esad'ı güçlendirerek son düzlüğe girdiğini hesaplayabilir.
Ya da ABD'nin çekildiği Suriye'de geçiş sürecini başlatabilmek için Türkiye ve İran ile işbirliğini genişletmesi gerektiğini görebilir.
Zira ABD çekilirken Suriye'de terörle mücadele, istikrar ve yeniden yapılanma gibi sorunları bırakarak gidiyor.
Sözgelimi 30 bin TIR silah verdiği YPG'yi Ankara ile Moskova arasında bir sorun olarak bırakarak gidiyor.
Resulayn'daki tüneller Türkiye'ye açılıyorsa sınır bölgesindeki YPG kontrolündeki diğer şehirlerde durum farklı değildir.
Ankara, YPG, Rusya'ya veya Esad'a sığındı diye bu terör örgütü ile mücadeleyi bırakmaz.
Münbiç, Ayn El Arab ve diğer sınır bölgelerinden YPG'nin temizlenmesini ister.
Erdoğan çok net
TRT World Forum'daki konuşmasında "Terör örgütleri NATO'ya üye oldu da bizim mi haberimiz olmadı?" diyen Erdoğan, Türkiye'nin sınırında YPG varlığını istemediğini Soçi'de Putin'e de çok açık söyleyecektir.
Tel Rıfat'taki durumun Ayn El Arap ve Münbiç'e yayılmasının kabul edilemez olduğunu anlatacaktır.
Putin, Washington'ın YPG'ye destek vermesinin Ankara'yı ne kadar rahatsız ettiğini iyi biliyor.
ABD'nin YPG'nin hamiliğini terk ettiği noktada, YPG'yi korumanın Ankara-Moskova ilişkilerine de benzer zararı vereceğini görüyor.
Moskova, Ankara ile ilişkilerini uzun vadeli ve stratejik bir düzleme oturtmalı.
Mesele, artık Suriye'nin kuzeyinde hangi şehrin kimin kontrolünde olduğundan daha farklı bir yere geldi.
Suriye'nin toprak bütünlüğü, istikrarı ve yeniden yapılanması Türkiye olmadan sağlanamaz.
Rusya'nın Suriye politikası da değişmeli
ABD'nin çekilme kararı Rusya'nın 2015'ten beri uyguladığı Suriye politikasında da değişimi zorunlu kılıyor.
Daha çok bölgeyi Esad'ın hakimiyetine sokmak yeni Suriye'yi kurmak için yeterli değil.
Suriye masasında başaktör haline gelmek Moskova'ya istemese de ciddi sorumluluk getiriyor.
Yabancı savaşçıların durumu, anayasa süreci, mültecilerin dönüşü ve yeniden inşa ilk akla gelenler.
Afganistan işgalinden ders alan Moskova, Suriye'de sınırlı müdahaleyi seçti, kazandı.
Ancak Esad'ın yeni Suriye'yi taşıyamayacağı belli.
Türkiye ile çalışmaya devam etmek en akıllıca tercih olur.
Putin'in, YPG konusunda, eninde sonunda, Erdoğan'ı tatmin edecek bir formül bulmayı tercih edeceğini düşünüyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020