Cafer Solgun
Biraz âdetten ve biraz da son derece insanî bir ihtiyaçtandır; her yeni yıla girerken umutlar tazelenir, iyi dileklerde bulunulur, iyiliklere, güzelliklere dair özlemler yeni yıla devredilir.
Bu köşedeki ilk yazımda, ‘bakmayın dert yazdığıma’ demiştim, ‘aslında yazılarım umuda dair olacaktır’. Sözümde miyim, kuşkusuz takdir okurlarındır.
İtiraf edeyim, asla umutsuzluk değil, fakat ülkemizde nicedir öyle şeyler oluyor ki bir ‘söz bitti…’ duygusuna kapıldığım oluyor bazen. Ve beni her seferinde yeniden harekete geçiren, yorgunluk, bıkkınlık, usanmışlık, hatta alıp başını gitmek duygusuna karşı koyma direnci veren, çocuklar oluyor, çocuklarımız…
Çocuklar, geleceğimiz çünkü. Onlar için yaşadığımız…
Ve bir de, ‘hayat devam ediyor’ gerçeği. Bazen isyan ettiğimiz ama sonuçta geride bıraktıklarımızdan miras acılarla, anılarla, özlem ve umutlarla bir ucundan tutunmak gayretine geldiğimiz…
Hayat devam ediyor ve hayatın, görmesek, bilmesek, dokunmasak da hissetmemiz gereken başka boyutları da olduğu gerçeği… Hayat, bizim olduğumuzdan ve yaşadığımızdan ibaret değil çünkü. Bazen yaşadığımız anın bunaltan, daraltan gerçeğinde unuttuğumuz…
Bazen soran okurlarım, arkadaşlarım oluyor memleketin ‘kötü’ gidişatını kastederek, ‘umut var mı?’ diye. Belki göremedikleri, bilemedikleri, düşünemedikleri bir şey vardır benim gördüğüm, bildiğim, düşündüğüm zannıyla. ‘Tabii ki var’ diyorum. ‘Hayat devam ediyor ve çocuklarımız var, büyüyor’…
Uzun süre 12 Eylül zindanlarında kaldım. 1983 Temmuz-1985 Aralık tarihleri arasında ise 2.5 yıl başka arkadaşlarımla birlikte ağır tecrit koşullarında, yarı çıplak, soğuk ve daracık bir hücrede. Her şey yasak idi ve sabah akşam dayak vardı. Yanımdaki hücrede, ismi lazım değil, sol bir örgütün yaşça benden büyük önde gelen kadrolarından biri, bunalımdaydı. Tecrit ve işkenceye dayanamıyordu. Her an dayatılan tek tip elbiseyi giyip teslimiyet bayrağını çekebilirdi. ‘Bitti’ diyordu, ‘yenildik’ diyordu, ‘hepimizi öldürecekler’ diyordu.
Ona ‘devrim propagandası’ yapacak değildim. ‘Dışarıdan’ hiçbir şekilde haberimiz yoktu zaten. Cuntanın ülkeyi koca bir hapishaneye, işkencehaneye çevirdiği yıllardı. Görünür gelecekte ‘umut’ adına hiçbir şey yoktu. Ben ona çocuklardan bahsediyordum, bugünlerin bir geleceği büyütüyor olduğundan, hayatın devam ettiğinden, onurumuzu, insanlığımızı korumamız gerektiğinden, bizi öldürseler de çocuklarımızın onurla anacakları bir tarihimiz olacağından...
Umut, bir hayat devam ediyor gerçeğidir…
Büyüklerimizin, ‘Dûr bî nur e’ (Uzak, ışıklıdır) dediğince…
Her şeye rağmen diyerek, iyi şeyler dilemekten, iyiliğe, güzelliğe, mavi ve aydınlık olsun düşlediğimiz geleceğe dair umutlar büyütmekten vazgeçmeyelim.
Deyin ki bir sınavdır yaşadığımız sıkıntıların anlamı ve sonrasında mutlaka bahar vardır…
-Siz bu satırları okuduğunuzda ben Diyarbakır’da olacağım. Belki öldürülen çocuklarımızın anısına ağlamak ve ama, mutlaka mavi, güneşli baharlar aşkına Dicle kıyısında yeniden kavilleşmek için…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025