Celal BAŞLANGIÇ
Millet İttifakı’nı parçalama süreci, belli ki ana muhalefet partisi CHP’yi parçalama sürecine dönüştü.
Çünkü önümüzdeki ilk seçimlerde AKP-MHP bloğunun oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın, iktidarı kazanmanın ilk şartı olan yüzde 50 artı bir oy alması Türkiye’nin yaşadığı krizler açısından giderek imkânsızlaşıyor.
AKP-MHP bloğunun bu kriz koşullarında oylarının artmayacağı, aksine daha da düşeceği kesin.
İşte tam bu noktada “kendin güçlenemiyorsan karşındakini zayıflat” yöntemi devreye giriyor ve ana muhalefet partisine “Saray’a giden CHP’li” operasyonu çekiliyor.
Erdoğan iktidarının muhalefeti dizayn etme girişiminin ikinci aşaması bu.
Önce yerel seçimde çok başarılı bir performansla AKP iktidarına ağır kayıplar verdiren “muhalefet bloğu”nu parçalamak için HDP ve Kürtler üzerinden bir operasyon çekildi. Hala da sürüyor.
Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atayarak demokrasinin en temel kuralının ayaklar altına alınmasıyla aslında Erdoğan iktidarı bir yandan da CHP’yi HDP ile imtihan etti.
En temel görevi ülkedeki demokrasiyi savunmak olan ana muhalefet partisinden birkaç cılız itiraz dışında tek bir ses çıkmadı. Erdoğan iktidarının Millet İttifakı’na vurduğu önemli bir darbeydi bu.
Rojava’ya yapılan “Kuzey Suriye Harekâtı”yla da muhalefet cephesiyle Kürtler arasına bir kama sokmak hedeflendi. Bunda da kısmen başarılı olundu.
Hele CHP’nin konuyla ilgili tezkereye “Evet” demesi 31 Mart Yerel Seçimlerinde ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinde oluşan muhalefet bloğuna hayli zarar verdi.
Artık operasyon sırası CHP’ye gelmişti…
CHP içini karıştırarak, seçimlerde gösterdiği yüksek performansla kurultaya neredeyse tek genel başkan adayı olarak gidecek olan Kılıçdaroğlu’nu güçten düşürmek, yaralamaktı amaç.
Erdoğan iktidarı, kendilerinden başka bu ülkeyi yönetecek tek bir seçenek bulunmadığına inandırmak istiyordu seçmeni. Kılıçdaroğlu’nu, partisini bile yönetemeyen bir siyasetçi durumuna düşürüp kendilerine alternatif olmaktan çıkarmayı hedeflemişti.
İşin ilginci bu kumpas tam da CHP’de kurultay sürecinin başladığı bir tarihe rastlamıştı. Şu anda CHP’de mahalle delegelerinin belirlenme süreci yaşanıyordu. Önümüzdeki ayın ortasında ilçe kongreleri başlayacaktı. Sonra il kongreleri ve 2020 Nisan’ında da kurultay.
İşte CHP Kurultayı’nın başlama vuruşunun yeni yapıldığı kritik süreçte “Saray’a giden CHP’li” kumpası kuruluyor.
Bu operasyonla aynı zamanda parti içerisinde bırakın popülaritesini yitirmeyi, itibarı ciddi biçimde zedelenmiş Muharrem İnce’yi de “mağdur” sıfatıyla yeniden canlandırarak Kılıçdaroğlu’nun karşısına genel başkan adayı olarak çıkarmak amaçlanmıştı.
Çünkü Erdoğan iktidarının parçalanmış bir CHP’ye, gücünü yitirmiş bir Kılıçdaroğlu’na ihtiyacı vardı.
Erdoğan gelecekten o kadar korkuyordu ki her kritik dönemeçte; AKP iktidarının arkasında hizalanan, dokunulmazlıkların kaldırılmasına “Anayasaya aykırı olduğu halde”, Kuzey Suriye tezkeresine “içi yana yana ‘evet’ diyen” bir Kılıçdardoğlu’na bile tahammülü yoktu.
Elbette tezgâhlanan bu kumpastan sadece Erdoğan iktidarını sorumlu tutmak yanlış olur. Saray da çok iyi biliyordu kurulan tezgâhın CHP’de mutlaka buna teşne bir ayağı olacağını.
Sonunda CHP tabanı üzerinde en etkin gazete olan Sözcü üzerinden kumpas başlatıldı.
Bu süreçte yaşanılan “gazeteci sefillikleri”ne değinmek bile istemiyorum. Açıkçası yaşanan mesleğimiz açısından büyük bir yüzkarasıydı.
Yerel seçim sürecinin başarılı lideri Kılıçdaroğlu krizi doğru yönetemedi. Derdini hiç anlatamadı. Hatta yanlış anlatımları üzerinden, kuramadığı doğru cümleler nedeniyle Erdoğan iktidarının ve medyasının istismarına yol açacak kozlar verdi rakiplerinin eline.
İnce, kurulan bu kumpasın üzerine büyük bir iştahla atlayıp kendisi için bir “yeniden canlanma” vesilesi yapınca, konuştukça battı, battıkça konuştu.
İnce, “CHP Genel Merkezi’ndeki bir çete bana bu kumpası kurdu” derken, Saray’ın bu işteki işlevini de gözlerden kaçırıyordu.
Yaşanan süreçte İnce hiç de 40 yılını doldurmasına rağmen olgun ve deneyim kazanmış bir siyasetçi görüntüsü vermedi.
“Genel merkezdeki çete kim” sorusunun yanıtı da CHP’nin görüntüsünü bozmasının yanı sıra İnce’nin de başını ağrıtacağa benziyor.
Son kurultayda 60 kişilik Parti Meclisi üyesinden 53’ü Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde yer alan isimlerdi. Kılıçdaroğlu sadece yedi fire vermişti kendi listesinden.
Ancak Parti Meclisi iki ayda bir toplanan yönetim kademesiydi ve PM’nin içinden çıkacak çete pek işe yaramazdı.
Bu 60 kişilik PM’den çıkan 18 kişilik Merkez Yürütme Kurulu’nun tek seçicisi ise Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ydu.
Şimdi eğer İnce “Genel Merkez’de çete var” diyorsa, bu sözü “Çetenin başı Kılıçdaroğlu’dur”a çıkar.
Biraz geç de olsa bu “ergen” telaşının kime yaramış olduğunu cumhurbaşkanı adayı olduğunda bile adından söz etmeyen Saray’dan beslenmeli medyanın ekranları, manşetleri ardına kadar açılınca anladı herhalde İnce ve dün bir mesaj atma ihtiyacı hissetti sosyal medyadan:
“Cumhurbaşkanlığı kampanyasında 107 miting yaptım. Yandaş medyada tek satır haber olmadım. Bugün yandaş medya beni pek sever oldu. Geçmişte beni yazmayarak, bugünse yazarak bana zarar vermeye devam ediyor. Yandaş medya senden gelecek rahmet Allah’tan gelsin.”
Kurulan kumpası sonunda anlamıştı İnce ama biraz geç anlamıştı.
Konunun başka bir açısı da Kılıçdaroğlu tarafından açıklanmaya muhtaç.
“Saray’a giden CHP’li” kumpasının patlamasından sonra çıktığı ilk canlı yayında şu cümleleri kuruyordu Kılıçdaroğlu:
“CHP’yi nasıl dağıtırız, nasıl kendi içinde kavga çıkar… Bunun için çalışan ekipleri var zaten. Partililere söyledim, bakın, dedim, önümüzdeki süreçte yine masa, yine sandalye atılan, yine yumrukların atıldığı bir süreci yaşatmak istiyorlar bize. Adamlar tutuldu, paralar verildi… Erdoğan’ın CHP’yi dağıtmak için, CHP’yi kavgalı, kendi içinde kavgalı bir partidir; bunlar memleketi yönetemez diye bir algı yaratmak istiyor. Bakın devletin en kilit noktalarındaki kişileri devreye soktuğunu biliyorum.”
Bu canlı yayında sunucunun “Kim, hangi kurum” sorusuna ise “Efendim isim vermek istemiyorum ama bunu herkes biliyor, herkes anlar. Devleti tanıyan, devleti bilen herkes anlar bunu.”
“İsim vermek istemiyorum” diyen Kılıçdaroğlu aslında itham ettiği kurumun adını dört yıldan fazla bir süre önce, 20 Şubat 2015’de vermişti. Bu tarihte Mersin’de yaptığı konuşmada CHP’ye kurulan başka bir kumpasla ilgili olarak “MİT operasyonu” diyordu, “Kaç kişinin görevlendirildiğini biliyoruz.”
Dönemin CHP Sözcüsü Haluk Koç, Kılıçdaroğlu’nun “MİT iddiası”nı bir adım daha ileri götürüyordu o günlerde:
“MİT içindeki bu ekip dört kişiden oluşuyor. İki kişi Stratejik Analiz Başkanlığı’nda diğer ikisi ise İstihbarata Karşı Koyma Başkanlığı’nda görevlendirilmişlerdir. Talimat en tepeden gelmektedir.”
Sonuç olarak geçmişten bugüne “Saray’a giden CHP’li” kumpasında söylenenleri bir araya getirirsek karşımıza şu sonuç çıkar:
Saray’ın görevlendirmesiyle MİT, CHP’nin içini karıştırmak için partinin genel merkezinde Kılıçdaroğlu’nun kurduğu çeteyle ortak faaliyet yürütüyor!
Yazarlar
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021