Celal DENİZ
15 Temmuz gecesi kimilerinin bir tiyatro, bir mizansen olarak gördüğü, kimilerinin Erdoğan'ın başkanlık yolunda bir manevrası gibi gördükleri ama gerçekte ''bal gibi darbe'' denilecek bir durumla karşılaştık.
15 Temmuz acemice düzenlenmiş ve tüm silahlı kuvvetlerin katılamadığı bir darbe girişimidir. O anlamda da 1960 ve 1980 darbelerinden farklı bir seyir izlemiştir. Ve başarısız olmuştur.
Darbecilerin TRT'den açıkladıkları gibi cumhurbaşkanının hukuksuzluklarına ve hükümete karşı yapılmıştır. Darbeler meşru değildir ve kesinlikle amasız fakatsız kime yapılırsa yapılsın, kim tarafından yapılırsa yapılsın karşı çıkılmalıdır.
Bir darbe girişimi savuşturuldu. İyide oldu. En kötü sivil yönetimler en iyi darbelerden daha değerlidir.
Ancak darbelere zemin sunanlar bu darbeciler kadar eleştirilmeli karşı çıkılmalıdır. Sen Anayasayı tanımıyorsan, AYM'nin kararını kabul etmiyorsan,fiili bir durum yaratmışsan birileri de bu hukuksuz ortamda ''fırsatı ganimet'' bilir.
Darbe tehditi ortadan kalkmış değildir. Önemli olan buradan darbelere zemin oluşturacak hukuksuz ortamı ortadan kaldırmak gereklidir.
Bu ülkenin tarihi darbeler ve sıkıyönetimler tarihidir.1960 ile başlayan süreç 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ile devam ediyor. Ve sanırım bu başarısız darbe girişimi de bir son olmayacaktır. Neden mi?
Darbeler hukuksuz bir zeminde kendine haklılık gerekçesi bulur. 12 Eylülde olduğu gibi şiddetten ve siyasetin çözümsüzlüğünden bıkmış halka kendi ''haklı'' gerekçesini oluşturdu, darbeyi gerçekleştirdi Kenan Evren ve ekibi. O zaman emir komuta zinciri içinde tüm ordu yönetime el koymuştu. Sokaklar zapt edilmiş, TRT'ye el konulmuş meclis zapturapt altına alınmıştı. Siyasiler gözaltına alınmıştı.
15 Temmuz darbe gerekçesinde Cumhurbaşkanının hukuksuz girişimleri gerekçe gösteriliyor. Ancak tüm ordu darbe girişimine ortak yapılamadı. Tutuklanan subayların çeşitliliğine bakılınca aslında hiçte küçümsenmeyecek bir boyutta bir darbenin gerçekleştirilmiş olmak istenmesi gerçeği ile karşı karşıyayız.
Bu darbeyi yapanların kim olduğunu ayrıntılı bilemesem de Gülen cemaati ile bir bağı var diye düşünüyorum. Çünkü Kurban bayramına kadar Erdoğan gidecek türü fısıltı gazetesi haberleri kulaktan kulağa üflüyordu. Bu fısıltılar benimde kulağıma gelmişti.
Bu darbe son değil demiştim. Çünkü bu darbe girişimi Erdoğan'ın kendi iktidarını tahkim edeceği, sokaklara çıkan insanların AKP lehine konsolide edileceği imkanı verdi. Bir canavarı öldüremiyorsan onu daha güçlendirir ve saldırganlaştırırsın.
AKP ve Erdoğan bu başarısız darbe girişimini kendi lehine kullanacaktır. Yüksek yargıya, hakim ve savcılara ve askerlere dönük geniş tutuklama ve görevden alma furyası bunu göstermektedir. AKP darbe girişimini önlemenin verdiği özgüvenle daha bir üstenci, hukuk dışılığı içselleştiren bir tutum alacak gibi görünüyor. İşte bu durum da gelecekte ki darbe girişimlerine zemin olacak ortam oluşturacaktır.
Bir ülkenin tarihinin üçte ikisi sıkıyönetim ve darbelerle geçiyorsa, her on yılda bir ülke kaosa uyanıyorsa, her hükümet kaos içinde hükümet etmeye çalışıyorsa o ülkede darbeleri besleyen nedenler vardır demektir. Darbe ancak nedenlerini ortadan kaldırarak önlenir.
Bugün MKG sivil siyasetin üzerinde hala vesayetini sürdürüyorsa darbe tehlikesi vardır demektir. Bugün Kürt sorunu çözümsüzlük noktasındaysa, güvenlikçi önlemlerle sorun ortadan kaldırılmaya çalışılıyorsa darbe zemini ortadan kalkmamış demektir. Bugün ülkede 12 Eylül anayasası hala yürürlükteyse darbe için olanaklar var demektir.
Eğer gerçekten bu ülkede darbeleri ortadan kaldırmak istiyorsanız en başta toplumsal bir mutabakata dayalı anayasayı yapacaksınız. Ötekileştirmeyen, ayrımcılık sunmayan eşit ve özgür bir anayasa ile darbe zeminini ortadan kaldırmak için önemli bir adım atılabilir.
Bu başarısız darbe girişimi bir toplumsal mutabakata zemin olabilir. Bu zemini oluşturmak bugün için başta AKP'nin ve tüm meclisin önünde duran bir görevdir.
Ancak AKP içerisinden idam cezaları geri getirilsin seslenişleri bu ortak zemini daha baştan dinamitleyen girişimlerdir. Darbe tehditlerini ortadan kaldırmanın yolu daha otoriter daha baskıcı bir yönetime geçmek değil tersine hukuka dayalı anayasal bir düzeni oluşturmaktan geçer. Darbeyi gerekçe göstererek sivil bir darbeyi pekiştirmek kabul edilemez.
AKP başarısız darbe girişimini bir fırsat olarak görüp bunu otoriter yönetim lehine değil demokratik bir uzlaşı rejimine dönüştürmelidir. Yoksa fırsatı ganimet bilirse bir başka zaman başka fırsatçıların zamanı kollamasına imkan vermiş olacaktır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017