Cemil ERTEM
Bugün 11 Eylül; bu yazıda bu günü, biraz farklı aykırı sonuçları ile ve o yıl bizim de atlattığımız bir büyük badire(!) ile birlikte ele alalım istedim.
11 Eylül’ün tetiklediği gelişmeler en çok Ortadoğu coğrafyasını etkiledi ve değiştirdi, zaten bu tarihi saldırıya giden kervanda Ortadoğu’nun yoksul ve kanlı yollarında düzülmüştü. Ortadoğu, Amerika’nın ona öğrettiği biçimde, Amerikan hegemonyasına, tek kutuplu bir dünyaya karşı çıktı; aslında 11 Eylül’ün özeti budur. Zaten çok ilginçtir; Amerika da 11 Eylül’de kendisine saldıranlara değil, bu saldırıyla hiç alakası olmayan, hatta bu saldırıyı yapanlarla önemli ölçüde siyasi çelişkisi olan Saddam’a saldırdı ve onu alaşağı etti. Saddam’ın Ortadoğu’dan temizlenmesi, 11 Eylül’den önceki Amerika’nın değil ama 11 Eylül saldırısını yapanların başarısıdır. Yine 11 Eylül saldırısını yapanların ikinci büyük tarihsel başarısı, Saddam’ın devrilmesiyle Baas rejimleri sonrası ortaya çıkan dinamiğin, Saddam gibi diktatörlerden daha iyi olacağını Ortadoğu halklarına göstermesidir. Şimdi siz K.Irak’taki Kürtlere gidin sorun bakalım; Saddam’ın dünyasıyla Amerikan işgalinden sonra gelen dünyayı karşılaştırsınlar hangisini tercih ediyorlar. Irak’ın bütün halkları, Saddam’ın ne zaman ve nasıl gideceğini bilmiyordu; ama şimdi işgalin biteceğini ve kendi kaderlerini ellerine alacaklarını biliyorlar. Bugün Mısır’dan Suriye’ye ve Libya’ya kadar olan ve şimdi bizim ‘Arap Baharı’ dediğimiz dinamik, bu ülkelerin halklarının, diktatörlükten sonrası tufan bile olsa iyidir diyerek ayaklanmasından başka bir şey değildir. Arap Baharı bize gösteriyor ki, ikinci bir 11 Eylül olmayacak; çünkü Ortadoğu halkları kendi kaderlerini terörle değil, demokrasi ile değiştirebileceklerini görüyorlar. 11 Eylül’e böyle bakınca, onu yapanlara 11 Eylül terörünü gösterenin Amerika olduğunu anlarsınız; çünkü Amerika, Ortadoğu’da yarattığı diktatörlerle, bu coğrafyayı terörle baskı altında tuttu. Bunun için İsrail denen bir terör devleti ortaya çıkardılar. Ancak Ortadoğu’da halkların kendi kaderini ellerine alması sürecinin İsrail halkından bağımsız olacağını kimse söyleyemez. Bugün Netanyahu, Lieberman gibi faşist liderleri İsrail halkı değil, 11 Eylül öncesi Amerika oraya koydu. Şimdi Amerikan gücünün gerilemesi ile bu ırkçı siyasi figürler kendi halkları tarafından alaşağı edilecek. Bunun için Esad’la Lieberman ya da Netanyahu aynı adamlardır. Yine bunun için İsrail Türkiye’yle dalaşmaktadır.
‘Sosyal-demokrasi’, bizim medya ve büyük tehlike
Günümüzün en önemli düşünürlerinden biri olan Negri, 11 Eylül dinamiği ile ilgili şu çarpıcı değerlendirmeyi yapar: “11 Eylül saldırıları ile Irak’taki savaş arasında yaşanan olaylar, en çok sosyal-demokrat konumu vurdu.” Çünkü 11 Eylül, çok kutuplu küresel bir dünyanın kapılarını açtı ve önümüze iki küresel tercih koydu; terör ve demokrasi. Almanya’da sosyal-demokrat Schröder, ulusal olanda takılıp kaldığı için, Britanya’da Blair ise küreselleşme adına ABD’nin kuyruğuna takıldığı için kaybetti. Sosyal demokrasi, ulus-devlet sınırlarını aşacak bir demokrasi geliştiremediği ve Ortadoğu’da İslam’ın sınırları aşan demokratik yönelimini göremediği için ideolojik ve siyasi olarak yenildi. Tabii bizim ‘sosyal-demokratlar’ ne Almanya’daki sosyal-demokrat gelenekle ne de Britanya’daki İşçi Partisi geleneği ile karşılaştırabilirler. Ama bugün kendisine sosyal-demokrat diyen CHP’nin Avrupa geleneğini hiç görmeyerek özüne dönüp Baascı geleneğe sarılmasının özünde biraz da bu yatar.
2001 yılında Türkiye için de önemli bir dönüşüm gerçekleşti. 2001 krizi, bize bugünkü yeniden yapılanmanın kapılarını açan dinamikleri ortaya çıkardı. Bakın mesela şimdi dizilerle ve yeni haber kanallarıyla yeni bir döneme başlayan bizim şu anlı-şanlı medyamız da 2001 yılında tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçti. 2001 krizinden etkilenen gruplar konumlarını kaybettiler ve bunların yerlerini ‘yeniler’ aldı. Şimdi düşünüyorum da ne büyük badire atlatmışız; biliyorsunuz 2001 krizinden yara almadan kurtulan Aydın Doğan, Sabah-ATV grubuna talip olmuş, ancak TMSF ile anlaşan Dinç Bilgin Sabah-ATV’yi Ciner’e kiralamıştı. Ya Aydın Doğan bu grubu da alsaydı ve tekel konumunu devam ettirseydi bugün nasıl bir Türkiye karşımızda olurdu; hiç düşündünüz mü? Bu soruyu dünya için 11 Eylül’den sonra Bush ve neoconlar ya bütün dünyayı işgal etseydi diye sorabilirsiniz...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
"Okyanuslar aştıktan sonra, derede boğulunmaz." çi gotinek xa$.. Ew gotina di vê mijarê da jî cîyê xa da ye.. Mala te birêz Hîlal Kaplan..