Ceyda Karan
Amerikan müesses nizamının en büyük mahareti, uluslararası politikadaki eylemlerinin, genel olarak 'insanlığın hayrına' olduğu yolunda dünya çapında azımsanmayacak miktarda insanı ikna etmesinde. 'İyi niyet' addedilen bu eylemler genellikle tam aksi sonuçlar doğursa dahi, algıları tekrar tekrar şekillendiren Amerikan ideolojisidir. Açıklanan 'hedefler' ile çıkan 'sonuçlara', bu bağlamda 'başarılara' bakıldığında, facialar çarpıcıdır. ABD herhangi bir coğrafyadaki bir ülkeye dair 'demokrasi, özgürlükler, insan hakları, kadın hakları' dediğinde, insanın önce irkilmesi gerekir.
Bu faciaların en somutlaşmış örneği Afganistan'dır. Yani, ABD müesses nizamının 'en uzun savaşının' verildiği memleket. Şimdi bu uzun savaştan bir kez daha 'çekilmek' gündemde.
SOVYETLERE YANIT YALANI VE KENDİ CANAVARLARIYLA SAVAŞ
ABD'nin Afganistan'la iştigali, bilinçli bir biçimde 1980 başlarında Sovyet müdahalesine yanıt olarak 'özgürlük savaşçısı' ilan edilmiş mücahitlere yardım yalanıyla başlatılır. Oysa, Amerikan diplomasisinin duayeni Zbigniew Brzezinski, Fransız dergisi Le Nouvel Observateur'a Ocak 1998'de verdiği söyleşide, aslında Sovyet müdahalesinden önce 1979 Temmuz'unda Başkan Jimmy Carter'ın İslamcılara gizli yardım için talimatı imzaladığını teslim etmiştir.
Sovyetler, ilerici Necibullah hükümetinin çağrısıyla girdiği Afganistan'da, ABD'nin gerici savaş ağalarına desteği karşısında yenildi. Yarım yüzyıl önce Afganistan'da öğretmenlerin yüzde 70'i, doktorların yüzde 40'ı kadındı. ABD politikaları sayesinde bugün kızların üçte biri okula gidemiyor. ABD'nin 42 yılı bulan iştigalinin yarısı kendi yarattığı 'canavarlarla' savaşıdır.
'İmparatorluklar mezarlığı' denilen Afganistan, ABD'nin büyük laflarının büyük yalanları patlattığı yerdir. Ve ironik olan bugün yine Amerikalı yorumcular 'Biz çekilirsek Taliban kadın eğitimini, sekülarizmi, her gelişmeyi iptal edecek' diyebilmekteler.
YİNE YENİ YENİDEN ÇEKİLME
Demokrat Başkan Joe Biden, geçen hafta Afganistan'dan çekilmeyi müttefiklerle dayanışma halinde, 'birlikte girdik, birlikte çıkıyoruz' motto'suyla sundu. Aslında selefi Trump'ın Taliban'la yaptığı 1 Mayıs'ta çekilmiş olmayı içeren anlaşmayı erteledi. Bu kez 1 Mayıs'ta başlayacak ve 11 Eylül'de, el Kaide'nin İkiz Kuleler saldırısının 20'inci yıldönümünde tamamlanacak. El Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürülmesinden yaklaşık 10 yıl sonra, 2500'ü ABD'den 10 bin NATO koalisyonu askeri, açık bir yenilginin ilanı olacak biçimde koşulsuz çekilecek. Hesapta...
Biden'ın kararına güvenen yok. 14 Nisan'daki açıklamasını 'gecikmiş 1 Nisan şakası'na benzeten çok oldu. 'O zamana dek Biden göçüp gitmiş olur" diyen eksik değil.
Afganistan'da 40 binden fazla sivil, 65 binden fazla Afgan güvenlik personeli, 70 binden fazla Taliban, 3500'den fazla NATO askeri öldü. Biden yönetimi yetkilileri trilyonlarca dolar harcanarak sadece bataklığın derinleştirildiği bir savaştan çıkıp 'askerleri eve döndürürken' değişen önceliklere yanıt vermekten söz ediyorlar.
Haritaya bakanın hakiki çekilme beklememesi için sebebi çok. Şimdiden ABD'deki emekli askerler ve istihbaratçıların daha şimdiden çekilme kararına dair tartışmaları ışık tutuyor. Afganistan'daki birliklerin eski komutanı ve eski CIA direktörü David Petraeus, 'çekilmenin savaşı kızıştıracağı', 'Taliban'ın El Kaide ve IŞİD gibi aşırılıkçı terör örgütlerine kucak açacağı' ve 'iki yıl sonra pişman olacaklarını' söyledi. CIA Direktörü William Burns, Rusya ve Çin'e karşı istihbarat kabiliyetinin azaltılmaması gereğini vurguladı. 2010'da Obama tarafından kovulmuş eski komutan Stanley McChrystal, Afganistan'ın önemini anlatırken, Çin nüfuzu ve Kuşak ve Yol girişimine atıf yaptı. Bunu Biden da çekilme kararını sunumunda tersinden 'Amerika’nın daha büyük zorluklara ve Çin'in yükselişine' yanıt olarak ortaya koymuştu.
Tartışmaların özeti, NATO ve ABD'nin 11 Eylül'de çekilmiş olsalar dahi başta Bagram ve ileri operasyon üssü Chapman olmak üzere küçük üslerin tutulacağı, özelleştirilmiş ABD ordusunun paralı askerlerinin bulunacağı, CIA'nın elini kolunu dayayacağıdır. Pentagon sözcüsü John Kirby, sözleşmeli personelin çekilmesinin işe dahil olduğuna dair şüphelerini belirtti bile.
RUSYA VE ÇİN FAKTÖRÜ
Yine Brzezinski, 'Büyük Satranç Tahtası'nda "ABD için en büyük jeopolitik ödül Avrasya'dır... Artık Avrasya dışı bir güç Avrasya'da baskındır ve ABD'nin küresel önceliği, buradaki üstünlüğünün ne kadar süre ve ne kadar etkili sürdürüleceğiyle doğrudan bağlantılıdır" der. Bugün de ABD'nin 'büyük güç rekabeti' stratejisinde Afganistan; Çin, Rusya ve İran'a karşı platform niteliğinde. Çekilme dahil herhangi bir tasarımın doğrudan Çin, Rusya ve İran ile Kuşak-Yol ve Avrasya Birliği ile ilintili olmama ihtimali yok.
Amerikalı muhaliflere göre, Suriye ve Irak'tan Afganistan'a ABD uçaklarıyla IŞİD ve el Kaide unsurlarının nakledildiği iddialarını yabana atmamalı. Aynı şekilde CIA'nın Uygur, Türkmen, Özbek ve Tacik İslamcı grupları silahlandırmak ve eğitmek deneyimleri ortadayken, Afganistan'dan topyekün bir çekilme beklemek naifliğe girer. ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Colin Powell'in özel kalem müdürü emekli albay Lawrence Wilkerson, 'Afganistan'daki varlığın hedeflerinden birisinin Çin'i istikrarsızlaştırmanın en iyi yolu olarak Sincan'da huzursuzluğu kışkırtmak olacağı' saptaması manidar. Çin'in Sincan özerk bölgesi, Kuşak/Yol girişimi ve Avrupa pazarlarına açılan lojistik merkezlerinden. Afganistan, Çin'e karşı Güney/Doğu Çin denizi, Hong Kong, Tayvan ve Tibet'te ayrılıkçı hareketlere destek eşliğinde 'Hint-Pasifik' denkleminde ihmal edilemez. Çin'le birlikte Rusya ve Afganistan'la 1000 kilometre sınırı olan İran var. Ukrayna'dan sıkıştırılan Rusya'nın, geçen yaz ortaya atılan ve Trump'ın çekilme kararını baltalamak için uydurulmuş hikaye olduğu sırıtan 'Afganistan'da ABD askerlerinin kellesi için Taliban'a para ödediği' iddialarını bizzat ABD istihbaratının geri çekmesi ve Afganistan'la 1000 kilometrelik sınırı olan İran'la nükleer anlaşmaya dönme dansı dikkat çekici. Bu koşullarda Çin ve Rusya diplomasilerinin Tahran'a, İslamabad'a taşınması boşuna değildir.
DOHA'DAN İSTANBUL'A
Trump döneminde ABD, Taliban'la Doha'daki süreçte barışmıştı. Ama Taliban ABD destekli Afgan hükümetiyle barıştırılamadı. Bu 'imkansız' görev için buluşma yeri artık 'İstanbul'. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Türk-Amerikan ilişkilerinde onca sıkıntı varken, Afganistan konferansını İstanbul'a taşıyarak Türkiye'ye açtığı alan daha da önemli. Konferans, Taliban'ın çekilmenin ertelenmesine tepkisi yüzünden 16 Nisan'da yapılamadı, 24 Nisan-4 Mayıs'a alındı. Taliban, konferansta Kabil yönetimiyle barışsa da barışmasa da ABD/NATO'ya kurşun atmadan 'çekilmenin gerçekleşmesini' beklemeyi seçebilir. Afganistan sahasının ABD stratejisinde 'düzenlenmemiş halde' kalması yeğ. Ortamın idaresinde Suriye'den Libya ve Dağlık Karabağ'a hibrit savaşlarda rüştünü ispatlamış Türkiye'ye biçilen rol işlevsel.
İdlib'de yakın zamanda üç kadın taşlanarak öldürüldü. Ama Trump'ın Suriye temsilcisi James Jeffrey'in açıkça HTŞ'yi (el Kaide) ABD stratejisinde 'asset' (değer) ilan etmesi, Amerikan kamu kuruluşu PBS'in İdlib'deki HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani'yi 'cici çocuk' sunduğu söyleşisi ortada. 'Cici çocuklara' Afganistan'da oynayacak roller eksik olmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2023
27.12.2021
12.10.2021
24.05.2021
19.05.2021
12.05.2021
29.04.2021
23.04.2021
1.02.2021
25.01.2021