Ceyda Karan
Türkiye’deki gerilimli seçim süreci kimsede başını kaldırıp dünyaya bakacak hal bırakmadı. Mayıs ayında havalar hala soğuk ve ‘bahar’ da bir türlü gelmiyor. Ancak gündemde ‘dış müdahaleler’, ‘darbe söylemleri’, ‘aşırı sağcılık’, ‘milliyetçilik’ ve ‘sol’ tartışmaları’ havada uçuşunca, başımızı kaldırıp Latin Amerika’da olup bitenlere bakmakta fayda var. Meksika, Kolombiya ve Şili… Son yıllarda sosyal demokrat ağırlıklı liderlerin başa geçtiği üç ülkede yaşananlar değerlendirilmesi gereken ilginç örnekler sunuyor.
MEKSİKA:
Meksika’nın sosyal demokrat Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador (AMLO) 2019’dan bu yana iktidarda. Meksika’nın uzun ve karanlık neoliberal sağcı dönemine son verme vaadiyle başa gelmişti. Obrador, Meksika’nın lityum rezervleri ve elektrik şebekesini kamulaştırdı, petrol endüstrisinin özelleştirmesini en azından tersine çevirdi. Sosyal harcamaları artırdı ve asgari ücreti yükseltti. Latin Amerika’nın diğer solcu yönetimleriyle dayanışmaya yöneldi. Sorunlarla yüklü ülkesinde genel olarak sosyal demokrat bir çizgi izledi. Bir yandan da tehditkar kuzey komşu ABD ile göçten uyuşturucuya uzanan meseleleri hassasiyetle ele almak durumunda.
Ancak ABD Kongresi’ndeki sağcıların saldırgan retoriği ve liberal medya eşliğinde Amerikan devlet aygıtının uzun kollarını Meksika üzerinden hiç çekilmedi. Son aylarda özellikle ABD’li Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ‘uyuşturucu kartelleri’ gerekçesiyle alenen Meksika’yı işgal etme önerisinde bulundular. Hatta bu konuya yönelik bir yasa teklifi bile sundular! Liberal Amerikan medyası oxycontin gibi bağımlılık yaratan ilaçların ABD’deki yasal düzenlemelerdeki yerini anımsatmak yahut muazzam karlar elde eden Sackler ailesi ve Purdue Pharma şirketinin üzerine gitmek yerine Meksika’ya hücum korosuna katıldı.
Obrador 18 Mart’ta başkentteki mitinginde patladı: "Bu ikiyüzlü ve sorumsuz politikacılara Meksika'nın bağımsız ve özgür bir ülke olduğunu, ABD'nin bir sömürgesi olmadığını hatırlatıyoruz!" dedi. Öfkesini tweet’e döktü: “İşgal etmekle tehdit ediyorlar; pazarlarında yüksek güçlü silahlar satıyorlar; gençleri için hiçbir şey yapmıyorlar; korkunç ve ölümcül fentanil salgınından muzdaripler, ancak bunun nedenlerini ele almıyorlar. Refah umurlarında değil, sadece para.”
Obrador, mart başlarında başka ülkelerin iç işlerine karışmayı kendine doğal bir hak gören ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Meksika seçim reformuna eleştirilerini “Kendi işinize bakın” diye yanıtlamıştı. Hatta iğneleyici bir dille “Tüm saygımla, Bay Blinken’e Meksika’da şu anda ABD’den daha fazla demokrasi olduğunu söylüyorum” bile dedi.
Aralık ayında ABD, Peru oligarşisinin Pedro Castillo’ya darbesini alkışlayıp atanmış lideri tanırken, Obrador Castillo’nun meşru başkan olduğunu vurgulamıştı.
Bu meydan okumalardan bu yana ABD medyası artık sosyal demokrat liderden ‘otokrat’ ve ‘diktatör’ diye bahsetmekte. Yalnız anlaşılan o ki, mesele bunu aşıyor. Mayıs başında Obrador bu kez açık mektup taktiğini benimsedi, Biden’a bir kınama mektubu yazdı. 3 Mayıs’da basın toplantısı ile dünyaya ilan etti.
Mektupta seçilmiş hükümeti istikrarsızlaştırmaya çalışan sağcı grupların ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı USAID tarafından finanse edildiğini ve bunun ‘uluslararası hukuku ihlal eden bir müdahalecilik eylemi’ olduğunu belirtti. Yakın zamandaki ABD’nin bu konudaki bütçe artırımına atıf yapan Obrador, “Bunun çok küstahça, çok saldırgan olduğunu hissediyorum ve sessiz kalamam" dedi. İlişkilerin işbirliği ve dostluk temelinde olması gerektiğini belirtip, "Göç meselesi, uyuşturucu kaçakçılığı, özellikle fentanil gibi sorunlarla birlikte mücadele etmeliyiz" vurgusu yaptı.
Mevzu sadece Nikaragua’da ‘insani yardım’ kılıfıyla Contralara silah taşıdığı bilinen, Venezuela’da 2019’daki darbe girişimindeki rolünü BM ve Kızılhaç’ın bile kınadığı USAID değil. ABD, NED ve Ford Vakfı dahil STK’larla sağcı gruplara fonlar akıtıyor. Sadece bir örnek aşırı sağcı multimilyoner oligark Claduio X. Gonzales’in ‘Yolsuzluk ve Cezasızlığa Karşı Meksikalılar’a 2019-21 yıllarında tahsis edilen 2.8 milyar dolar.
Tabii Biden 9 Mayıs’ta Obrador’u aradı. Resmi açıklamada göç krizi dışında bir mevzuya yer verilmedi.
KOLOMBİYA…
Kolombiya ABD’nin Güney Amerika’daki sağcı kalesiydi. O kaleyi Haziran 2022’de yine sosyal demokrat Gustavo Petro devirdi. Henüz 9 aydır iktidarda ve şimdiden darbe söylemleriyle karşı karşıya.
ABD’de eski bir gerilladan ılımlı bir sosyal demokrata dönüşmüş Petro’dan daha seçilmeden önce rahatsızlık vardı. Şubat 2022’de ABD medyasında ‘Kolombiya seçimine Rus müdahalesi’ başlıkları görülürken ‘Putine’e dost olabilir’ temaları işlenmişti. Hatta hiçbir kanıta dayanmadan ‘Rusya’nın online operasyonlarla seçime müdahale edeceği’ bile öne sürüldü. Kendi hükümetlerinin ölüm mangalarını desteklediğini, Latin Amerika siyasetine mütemadiyen sağcı odaklar lehine müdahale ettiğini uçan kuşun bildiği ABD medyası ‘Rusya Güney Amerika’da huzursuzluk yaratabilir!’ görüşünü yazıyordu.
Fayda etmedi. Petro seçildi ve ağustosta göreve başlar başlamaz ülkesinde solcu gerilla örgütü ELN ile ateşkes görüşmeleri başlattı. Yüzünü Latin Amerika’daki sol eğilimli hükümetlere döndü. Sağcı selefi ABD kuklası Juan Guaido’yu desteklemiş, terörist kamplarına ev sahipliği yapmışken Pero işleri tersine çevirdi. Geçen eylülde Venezuela ile üç yıldır kapalı sınırı açtı. Kasım başında da Venezuela lideri Maduro’ya konuk oldu. Ziyaretinde "Kolombiya ve Venezuela'nın birbirinden ayrılması doğal değildir, daha insani bir tabirle tarihe aykırıdır” dedi, birlik sözü verdi.
Petro geçen hafta itibarıyla artık ordu ve askeri çevrelerin açık hedefi olmuş vaziyette. 10 Mayıs’ta 3 bin emekli ordu mensubu hükümetin barış politikasını protesto edip Petro’nun görevden alınması çağrısı yaptı. Ayrıca sağlık ve işgücü alanında reformlarını eleştirdiler. Ertesi günü emekli subaylar derneğinin eski başkanı John Marulanda bir radyo söyleşisinde Petro’yu ‘yolsuzlukla’ suçlayıp “Biz burada gerilla olan bir adamı devirmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız" dedi. Başsavcılık hakkında soruşturma açınca şimdilik çark ediverdi.
Petro altta kalmadı ve bir tweet attı: “Neden bir darbe için komplo kuruyorlar? Çünkü cezasızlığa son vereceğimizden korkuyorlar. Gerçekler onları o kadar korkutuyor ki umutsuzluğa kapılıyorlar. Toplumun zaten bildiği bir şeyi mahkemelerden saklıyorlar: devletteki muazzam yolsuzluk ile halka uygulanan soykırım, şiddet ve terör aynı madalyonun iki yüzüdür.”
Petro yaptığı açıklamada da, "İlk defa bir devlet başkanı toprağı köylülerin elinden almaya ya da arkadaşlarına vermeye çalışmak yerine toprağı geri vermeye çalışıyor. Ve şimdi eski bir albay bunun bir darbeyi hak ettiğini söylüyor... Bu darbelere karşı direnilir ve yurttaşların seferberliği ile üstesinden gelinir" yanıtını yapıştırdı.
Petro’un işi zor. ABD katkılarıyla yıllarca hegemonya kurmuş büyük toprak sahipleri, ordu, sigorta şirketlerinin çıkarları mevzu bahis.
ŞİLİ
Amerikan tipi liberal sol hareket ve lideri Gabriel Boric’in başa geçtiği Salvador Allende’nin ülkesinde ise bir dram yaşanıyor. Yine ‘tanıdık gelecek’ bu vakayı da gelecek haftaki yazıya bırakalım…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2023
27.12.2021
12.10.2021
24.05.2021
19.05.2021
12.05.2021
29.04.2021
23.04.2021
1.02.2021
25.01.2021