Elif ÇAKIR
Erdoğan liderliğindeki AK Parti bugüne kadar girdiği seçimlerde en büyük oy kaybını, yüzde 38.80’lik oranla 2009 yerel seçimlerinde yaşadı. Ankara’da 9, İstanbul’da 6 ilçeyi kaybetti. Diyebiliriz ki, her girdiği seçimlerde oy oranını artırarak çıkan AK Parti için bu büyük bir yenilgiydi.
Erdoğan, 2009 yılındaki o büyük oy kaybında dahi kamuoyu önünde teşkilatlarını eleştirmedi.
Acaba yanılıyor olabilir miyim? Hayır. Beş gündür medya taraması yapıyorum, genişletilmiş il başkanları toplantılarında yapılan konuşmaları gözden geçiriyorum, meşhur Kızılcahamam istişare toplantılarında yaptığı konuşmalara bakıyorum, illeri ziyaretlerindeki konuşma metinlerini pür dikkat yeniden okuyorum. Yok...
***
Mesela teşkilatlarına teşekkür ediyor...
“Yoksulluğun, umutsuzluğun, çaresizliğin hüküm sürdüğü bir Türkiye devraldık. 7.5 yılı geride bıraktık. 7.5 yıl öncesine kıyasla çok daha güzel bir Türkiye inşa ettik. Türkiye’yi getirdiğimiz bu noktada tek bir kişinin veya birkaç kişinin emeği yok. Bu umut dolu, aydınlık manzara fedakâr AK Parti teşkilatlarımızın eseridir. Buradan teşekkür ediyorum. Bu millet bizi hayırla yad edecektir.” (16 Temmuz 2010, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı)
Mesela, teşkilatlarındaki özverili çalışma, dava arkadaşlarındaki samimiyet için Allah’a hamd ediyor:
“Allah’a hamdolsun. 14 Ağustos 2001’de hangi duygularla yola çıktıysak bugün de bütün teşkilatlarımızla aynı duygularla, hatta daha fazla heyecan, daha fazla coşku, daha fazla azimle yollardayız. ‘Allah nazardan saklasın, maşallah’ diyorum.” (16 Mayıs 2012, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı)
“Önümüzde seçimler var. Nasıl olsa oylar geliyor, nasıl olsa Türkiye’de her iki kişiden biri bize oy veriyor diyerek rehavete kapılmayın. Biraz soluklanayım dediğimiz anda yuvarlanıp gideriz. Yokuşta durmanın, rehavete kapılmanın hiçbir mazereti olamaz. Kaybederiz.” (3 Kasım 2013, Kızılcahamam)
***
Peki, hal böyleyken... Ne oldu da şimdi kamuoyu önünde teşkilatlarını, milletvekillerini, bakanlarını, belediye başkanlarını “Mütevazı olun mütevazı”, “Yorulduysanız kendiniz çekilin, bize bırakmayın” diyerek eleştiriyor, dahası ‘teşkilatları yenileme konusunda kesin’ kararlı olduğunu ısrarla vurguluyor.
İki ihtimal var.
- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan sandıktan yüzde 55-60 oy oranı ile çıkması gereken yeni anayasa paketinin (ki AK Parti ve MHP’nin toplam oy oranı bu sonucu gerektiriyordu) sandıktan kıl payı çıkmasının sorumlusunun teşkilatlar ve yerel yönetimler olduğuna, yeterince çalışmadıklarına gerçekten inanıyor.
- AK Parti Genel Merkezi, partilerinin son birkaç yıldır verdiği fotoğraftan memnun olmayanların, giderek ortak akıldan uzaklaştığını ve kurucu ayarlarına geri dönmesi gerektiğini düşünenlerin şikayetlerini artık taşıyamayacak noktaya geldi. AK Parti tabanını sakinleştirmek, tabana ‘mesajınızı aldık’ diyebilmek ve 2019 seçimlerini tehlikeye atmamak için böylesi bir yol bulunarak ‘teşkilatlarımızda metal eskimesi var’, ‘halkın şikayetleri neticesinde bir değişikliğe gideceğiz’ söylemi benimsedi.
Hangisi?
İkinci ihtimal üzerinde durmak istiyorum. Çünkü birinci ihtimal olsa kapalı kapılar ardında eleştirilerini sıralar ve gerekli değişiklikleri de yapardı. Çünkü AK Parti, il ve ilçe teşkilatlarında ilk kez revizyona gitmiyor. Dün kaleme aldığım ‘AK Parti’de ilk kez mi revizyon yaşanacak?’ başlıklı yazımı okuduysanız kurulduğu tarihten itibaren teşkilatlardaki değişim verilerini de okumuş olmalısınız. Dolayısıyla AK Parti geçmiş yıllarda olduğu gibi gerekli gördüğü yerlerde değişiklikler yapacaktır fakat öyle bütün teşkilatlarında baştan sona bir değişim olmayacaktır. Ancak AK Parti tabanında bir rahatsızlık olduğu gerçek. Tabanda AK Parti’ye yönelik bir değişim talebi olduğu da muhakkak. Taban AK Parti’nin değişmesini istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘halkın şikayeti’ dediği de bu aslında. Fakat, şikayetler de değişim talebi de teşkilatlardan ziyade kurucu ayarlarından, değerlerinden, ilkelerinden uzaklaşan AK Partiye... Ve reformcu kimliğini geride bırakan, kuşatıcı söylem yerine çatışmacı bir dil kullanan, demokrasiden uzaklaştığı algısı oluşan hükümete.
AK Parti tabanı, AK Parti’nin geçmişte verdiği iyi fotoğrafı görmek istiyor. Türkiye’nin içeride ve dışarıda itibarını yükselten, Türkiye’yi içe kapatan değil, dışarıya açan bir iktidar görmek istiyor. AK Parti tabanı, ilk iktidar yıllarında olduğu gibi, ülkenin sorunlarına yönelik çözüm üretsin, birlik beraberlik mesajları versin istiyor. Kadroları geçmişte olduğu gibi bugün de nitelikli ve toplumda karşılığı ve saygınlığı olan kişilerden oluşsun istiyor. Parti adına ‘parmak sallayan’, ‘tehdit eden’ kişileri görmek istemiyor. AK Parti tabanı, partisi korku siyaseti dilini değil, kuşatıcı siyaset dilini kullansın istiyor. Ortak akla dönsün istiyor.
AK Parti’nin dünkü güzel imajının yerine yerleşmeye çalışan kötü imajın vermiş olduğu bir rahatsızlık var tabanda.
Dolayısıyla bu sorun öyle teşkilatlardaki değişimle halledilecek bir mesele değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024