Ergün Diler
İRAN gündem... Herkes ne olduğunu, nasıl olduğunu, ne olacağını konuşuyor. Cevaplar çok sağlıklı değil. Kafalar karışık. Özellikle DIŞ GÜCÜN ne olduğunu bilmeyenler için durum içinden çıkılamaz halde. Nasıl GEZİ'de, 17-25'te, Oslo'da dış güç varsa BURADA DA VAR! Ya da 12 Eylül'e giden yolda olduğu gibi...
Sonuçta kimseyi ikna etmek için çabalayacak değiliz. İşimiz anlayanla...
Neyse...
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, 9 Aralık tarihinde, yani yaklaşık 3 hafta önce Tahran'a gitti. Gidiş nedeni olarak, Tahran'da tutuklu olan İngiliz gazeteci Nazanin Zaghari Ratcliffe gösterildi. Hatta hatırlayın "400 milyon STERLİN teklif edildi" gibi manşetler de atıldı. Oysa gerçek başkaydı...
Johnson, Nazanin Zaghari Ratcliffe'in Tahran'a gidip İran'lı gazetecilere eğitim verdiğini söyledi.
Johnson, Nazanin Zaghari Ratcliffe'ye hiç mi hiç güvenmiyordu. Onun ABD için çalıştığına inanıyordu.
Belki de Nazanin Zaghari Ratcliffe, bugünkü ayaklanmanın planlarını yapan bir gazeteciydi. Bunu kimse bilmiyor şu an için! Karanlık bir tarafı olduğu kesin! Ama Boris Johnson, Tahran'da Nazanin Zaghari ile ilgili pek konuşmadı. İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile 2 saati aşkın süren toplantıda Nazanin Zaghari adı sadece 1 kez geçti. Eğer İngiltere, Nazanin Zaghari'yi kurtarmak isteseydi, bugün evine dönmüş olurdu. Çünkü Ruhani, Boris Johnson'ı kırmaz ve o gazeteciyi teslim ederdi. Boris Johnson, İran'da yaptığı görüşmelerin tümünde 2018'in ilk günlerinde ayaklanmayla karşı karşıya kalacaklarını anlattı. İşaret ettiği yer ise Washington'dı.
İran bu uyarıyı dikkate de aldı. Birçok kişi yakalandı. Hepsinin Washington'la bağlantısı kesinleşti. Eğer onlar içeri alınmasaydı, belki bugün ayaklanma ülkenin tamamında yaşanıyor olacaktı.
Ancak sonuç ortada! Demek ki WASHINGTON'a çalışanların sıralı tam listesi ellerinde yoktu! Ki sokaklar kan gölü! Ve olaylar giderek büyümekte...
Devam...
Johnson'un İRAN'a ne için gittiğini bilen biri daha vardı! Bu da dün yazdığım Karanlıklar Prensi veya Ayetullah Mike olarak da bilinen Michael D'Andrea'ydı! Bugün İRAN'da ayaklanan insanları yöneten isim yani.
Kurgu onun! MİKE doğduğu andan itibaren AJAN olarak yetiştirilen biri.
Çok karanlık, çok yetenekli, çok akıllı ve çok inatçı... Michael D'Andrea da Kuzey Virginia'da doğduğu andan itibaren Langley'e uzak değildi. Özel bir çocukluk geçirdi. Gençliği de hep üst düzey geçti. Ortadoğu konusunda uzmanlaştı. Çok iyi derecede Arapça, Farsça ve Türkçe biliyordu. Kürtçe'ye de uzak değildi...
İran'da göstericilerin hangi noktada hangi sloganları atacağını bile D'Andrea belirledi. Esas büyük gün olarak 5 Ocak Cuma seçildi. Çünkü birçok ildeki Cuma namazları üniversitelerde kılınır.
D'Andrea da, bu büyük günü seçti.
Eğer 5 Ocak tarihinde İran protestolara karşı koyabilirse, 2009'daki deneme gibi bu da başarısız olur. Rejim kazanır!
Ancak D'Andrea 2009 yılındaki ayaklanmanın her anını inceledikten sonra 2018 ayaklanmasını başlattı. O ayaklanmada ölümler etkili olmadı.
Ancak son ayaklanmada bilanço hızlı artıyor. Ayaklanmanın dozu 5 Ocak itibariyle şiddetlenirse, ölümler artarsa ABD askeri seçeneği bile masada tutuyor!
ABD Başkanı Donald Trump, görevi devraldığının 45. günü dolmadan, "İran'a askeri müdahaleyi de masamızda tutuyoruz" açıklamasını yaptı. Şimdi ise o seçeneğin nedeni oluşturuluyor. BEYAZ SARAY'ı iyi takip edenlerin yorumu bu! Eğer ölümler artarsa, ABD İran'ı terör örgütlerine destek vermekle suçlayacak.
NATO da, aynı Libya'da olduğu gibi operasyon emri verecek. Tabii NATO ülkelerinin hepsi bunu kabul etmeyecek.
Libya konusunda da herkes hemfikir değildi. Buna rağmen müdahale yapıldı.
ABD, ekonomik ambargoyu askeri seçenekle desteklendiği an İRAN HALKININ REJİMİN KARŞISINA GEÇECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR...
Planları böyle. GÖRECEĞİZ...
D'Andrea'nın İran'da bu kadar etkili olmasının bir başka nedeni de elbette eşi Faridah Currimjee D'Andrea...
Michael D'Andrea'nın kendisinden 10 yaş büyük eşi Faridah Currimjee Afrika'da çok etkindir. Yaklaşık 10 yıl önce Afrika'dan İran'a göç eden yaklaşık 900 kişi, bugün ayaklanmanın şiddetlenmesini sağlayan kişiler.
Operasyonun merkezinde bunlar var! İNGİLİZ İSTİHBARATI'NIN ISKALADIĞI İSİMLER DE MUHTEMELEN BUNLAR...
Faridah Currimjee D'Andrea, Müslüman olduğu için eşi Michael'ın da İslam dinini seçtiği söyleniyor! Sanırım gerçek pek böyle değil. Peki Faridah Currimjee D'Andrea'nın Afrika'da bu kadar güçlü olmasının nedeni nedir?
Faridah Currimjee D'Andrea'nın ailesi, Afrika'da çok zengin yatırımları olan bir güç. Başta Telekom olmak üzere medya, gayrimenkul, turizm, finansal hizmetler ve enerji alanında milyarlarca dolarlık yatırımları var.
Ve AİLE ABD'YE ÇALIŞIR!
Washington'dan habersiz iş yapmazlar!
Faridah Currimjee D'Andrea da bu şirketlerin en önemli yöneticisidir.
İran'la da yakın ilişkiler içinde olan şirketler, bu gücü ayaklanma için kullanıyor. Şirketlere son 1 yıl içinde 250 İranlı monte eden Faridah Currimjee D'Andrea, başkent Tahran'da da etkili olabilecek güce ulaştı. Dünyanın en önemli iç istihbarat servisine sahip İran, Faridah Currimjee D'Andrea'yı 1 yıldır izliyor. Ancak CIA'in perdelemesiyle istenilen bilgilere ulaşılamadı. Sadece ulaştıkları bilgi, Faridah Currimjee D'Andrea'nın 7 farklı pasaporta sahip olmasıydı. Ki bu da olayları önlemeye yetecek bilgi değildi!
Afrika'da CIA operasyonlarının tamamı, Faridah Currimjee D'Andrea'nın şirketlerinin merkezlerinde organize edildi. Birçok CIA ajanı, şirket yöneticisi gibi Afrika kıtasında her noktaya seyahat etti, görüşmeler yaptı. Currimjee ailesinin CIA'e kapılarını açması, şaşılacak bir durum değil. 55 ülkede Currimjee'ler gibi seçilmiş çok özel aileler, CIA'ye bu tarz destek veriyor. İstihbarat birimlerinin en çok kullandığı yöntem olan aileler, CIA için de vazgeçilmezdi.
Bugün İran'da da Currimjee gibi aileler var. Onlar da bugün aldıkları emirleri uyguluyorlar.
ABD'nin ilk kadın Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, "Musaddık'a karşı darbeyi biz yaptık" demişti.
Madeleine Albright, 90 ülkede 150 darbe yaptıklarını da itiraf etmişti.
Eğer İran'daki ayaklanma bir darbe ile sonuçlanırsa, 10 veya 20 yıl sonra ABD bunu da itiraf eder. Şu an en iyi adamları İRAN'ı devirmekle meşgul.
Başarılı olurlarsa bunun hikayesini ARGO gibi filmlerde görürüz...
Peki İRAN neden hedef?
Üzerinde durmamız gereken bu!
ŞAH döneminde İRAN ile İSRAİL dost değil ortaktılar! Halk aynı halk!
İnanç aynı inanç! Peki neden ABDİSRAİL İran'ı hedefe koymakta! İRAN'ı tasfiye ettiklerinde BÜYÜK BİR GÜCÜ MÜ ORTADAN kaldırmış olacaklar! Hayır! Hiç ilgisi yok. İran TABELA ÜLKE! Çin ile yakınlığı ve İPEK YOLU'ndaki öneminden dolayı hedef! Amaç ÇİN ile kavga etmek.
Bunu da İRAN üzerinden yapıyorlar.
Önceden İRAN'A ASKERİ OPERASYON mümkün değildi.
Çünkü İSLAM COĞRAFYASI buna karşı birlik olurdu! Sağlam bir defans kurulurdu! Ancak son birkaç aydır ABD-İSRAİL ekseni, Suudlar üzerinden İSLAM ülkelerinin bir kısmını yanına aldı... Mısır gibi önemli ülkeler bu eksene kaydı! Bu askeri açıdan yapılmış harekettir! Manevradır!
GÜÇ kullanacakları zaman DESTEK bulma çabasıdır! Bunu da önemli bir ölçüde başardılar! Eğer AYAKLANMA başarısız olursa, müdahale gelebilir!
Buna giden yol açılarak tabii...
Masada bu var! Herkesin dikkatli olması gereken bir noktadayız...
Bu gelişmelerin bizi etkilememesi mümkün de değildir! Çok yakından takip edilmeli... Hem de çok... Biz de İRAN kadar İPEK YOLU'nun önemli aktörüyüz!.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2018
31.10.2018
30.10.2018
25.10.2018
24.10.2018
23.10.2018
18.10.2018
12.10.2018
11.10.2018
10.10.2018