Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
Bir sergi dolayısıyla
10.11.2012
2681

 Yeni resim sergisinin adını “Ağ” koymuş Arzu Başaran. Ben olsam “network” mü koyardım bilemedim. Serginin tanıtım kitabında “ağ” kelimesinin yanında İngilizce, Ermenice ve Kürtçe karşılıklarını da yazmış. Sanki evrensel ve yereli vurgulamak ister gibi. Ama belki de bu topraklarda“yalnız değiliz” demek istemiş, tıpkı sergisinin adı gibi bizim dışımızda da -  başkaları da var anlamında.

Çağımızın bir “ağ toplumu” olduğu çok yazıldı çizildi. Bunlar arasında Türkçeye çevrilen en önemlisi sanırım Manuel Castells’in Ağ Toplumunun Yükselişi adlı kitabı. (Aslında bu kitap aynı konudaki üçlemesinin ilk cildi). Alain Touraine, kitabın tanıtımı için yazdığı yazıda Castells’in bu çalışmasıyla, sosyal bilimlerin en büyük tutkusu olan “insan doğasını incelemek yerine, yeni bir teknolojik ve ekonomik medeniyetin getirdiği sosyal, kültürel ve psikolojik dönüşümleri” yeniden keşfettiğini söylüyor.

Arzu Başaran’ın sergideki resimleri de bize “hiçbirimiz yalnız değiliz, hepimiz çeşitli ağların içinde başkalarıyla ilişkiliyiz” diyor. Yani, yeni bir medeniyetin dönüşümlerinin resim sanatı çerçevesindeki bir arayışı olarak.

Bu yeni medeniyetin getirdiği en önemli anlayışlardan biri sanırım bireyi birey olarak değil de bireyi kendi ilişkileriyle birlikte ele almak. Bir bireyin değerinin birey olarak sahip olduğu özellikler dışında başka bireylerle kurduğu ilişkilerle ele alınıyor olması yeni bir anlayış. Aslında yeni de denemez belki ama bir zamandan beri özellikle sosyolojide “İlişkisel Sosyoloji” adı ile tartışılan yeni bir konu. Birey-indirgemeci bir yaklaşımla arasındaki fark da bireye ait özelliklerden çok onun ilişkilerinden yola çıkmanın daha doğru olacağı. Yani “öz”e değil “ilişkiye” önem veren bir bakış.

Yalnızca “ilişkisel sosyoloji” alanında değil “sosyal ağlar” (social networks) adı verilen yeni bir disiplinin de konusu, kurduğumuz ilişkiler. Burada ayrıntısına giremem ama kurduğumuz ilişkileri, matematiğin de yardımıyla ölçülebilir kılmaya çalışan bu çalışma alanı, psikolojiden, terörizme, sermayenin örgütlenmesinden, organizasyon teorilerine kadar bir çok konuda inanılmaz imkânlar sunan yeni bir alan.

Arzu Başaran’ın resimleri de bu yeni dünyanın yeni duygusunu bize geçirmeye çalışıyor. Resimlerindeki “varlıklar”dan hep “bağlar” ya da “ilişkiler” yükseliyor. Bu “bağlar” ya da “ilişkiler” de ya görebildiğimiz bir başka “varlığa” ya da göremediğimiz “başkalarına” doğru yol alıyorlar.

Bu resimlerden bazılarında ise bu yeni bakış açısının başka versiyonları da var. Örneğin örümcek ağına benzeyen bu ağlara bakarken, ağların sizi içeriye mi yoksa dışarıya mı davet ettiğini anlayamıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz içeriye doğru bir seyahattesiniz, bir bakıyorsunuz tersine, dışarıya. Ama her seferinde de bir seyahat içinde olduğunuz kesin. Tıpkı gerçek hayatta kurduğumuz ilişkiler üzerinden zaman içinde yaptığımız seyahatler gibi.

Bireyi ilişkileri içinden anlamaya çalışmak onun değişimini, kendisinin olduğu kadar “başkalarıyla”kurduğu ilişkilerin bir sonucu olarak görmek insan ve toplum gerçeğinin daha iyi kavranmasına yardımcı olabilecek bir bakış açısı. Çünkü gerçekten insan kendi ağı içindeki diğer insanlardan etkilendiği gibi ağ içindeki diğer insanları da etkiliyor. Yani “başkaları bizi”“biz de başkalarını”etkileyerek yaşıyoruz. Bu nedenle de yalnızca “biz”den kalkan bir bakış açısı “biz”i anlamaya yetmez. Çünkü “biz” yalnızca “biz” değil aynı zamanda “ilişkide olduklarımızız”dır da.

O nedenle de Arzu Başaran’ın resmindeki “varlıkların” nasıl evrileceğini bilemeyiz, bildiğimiz yalnızca “başkalarıyla” ilişki içinde olmuş olmaları. O kadar! Nasıl biçimlenecekleri ise ucu açık bir soru.


Arzu Başaran
’ın Nişantaşı’nda Galeri 44A’daki sergisini görünce bunları yazmak istedim. “Hepimiz özgür olmadıkça, hiç birimiz özgür olamayız!” cümlesini bana bir daha kurdurttuğu için.

Yazıyı “İlişkisel Sosyoloji”nin “manifestosu”nu yazan Türkiye kökenli bir Amerikalı sosyologun,Mustafa Emirbayer’in, Marx’ın ünlü sözü “Bütün dünyanın işçileri birleşin!”le ilişkilendirerek söylediği şu cümleyle bitireyim: “Bütün dünyanın varlıkları- ilişkilenin!”(Entities of the World- Relate!).

Sanırım Arzu Başaran’ın da bu sergisiyle bize söylediği de bu...


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar