Erol KATIRCIOĞLU
Aidiyet bağlarının var ve güçlü olduğu toplumlarda “sandık”la tanımlanan bir demokrasi gerçek bir demokrasi olarak görülebilir mi? Şöyle bir örnekten gidelim: Varsayalım ki toplumda farklı kültürel gruplar var ve siyasi partiler de bu grupların hassasiyetlerini siyasete taşımaktalar. Diyelim ki bu gruplarla kendilerini tanımlayan seçmen sayısı 15, 6, 4, 3 kişiden oluşuyor. Yani toplumda 28 seçmen ve dört parti var. Bu 28 kişiden kendilerine bir “sözcü” seçmelerini isteyelim ve önlerine bir sandık koyalım. Bu durumda seçilecek sözcü 28 kişinin seçtiği bir kişi mi olacak yoksa 15 kişilik grubun seçtiği bir kişi mi? Açıktır ki toplumda 28 kişi olsa bile toplumun sözcüsü, toplumda en yaygın olan grubun (15 kişiden oluşan) seçtiği bir kişi olacaktır.
Kısacası, eğer seçmenlerin aidiyetlerine göre tercihlerini belirliyor oldukları bir toplumdan sözediyorsak, bu toplumda sandık ve seçimler evrensel anlamda bir demokrasiye değil, aksine nüfus içinde en yaygın kültürel kimliğin “sözcü”yü seçtiği ve sandığın da buna hizmet eden bir araça dönüştüğü “eksik bir demokrasi”ye işaret ederler. Bu “eksiklik” ise, bu tür bir demokrasinin, bireylerin birbirlerini etkileyerek, aralarında çeşitli uzlaşmalar oluşturarak toplumu bir “ortalama”da buluşturma imkanından yoksun bırakmasıyla ilgilidir.
Türkiye’de olan bitenler bence büyük ölçüde bundan ibarettir. Yani bu toplum, başından beri yan yana yaşayan ve fakat birbirlerini pek tanımayan kültürel gruplardan oluşan ve bu nedenle de bir türlü “biz” olamayan bir toplumdur. O nedenle de bu ülkede “sandık” ve “seçimler” şimdi artık toplumdaki en yaygın kimlik grubunun- ki bu da “İslami duyarlılıkları olan” gruptur- tercihlerini iktidara taşıyan bir işlev görüyorlar. “Şimdi” dememin nedeni ise, geçmiş seçimlerde askerin sandık üzerindeki gölgesinin, yani “vesayet rejimi”nin etkisiz hale getirilmiş olmasındandır.
Bu nedenle de bundan böyle seçimler, siyasi partiler kimlik siyasetinden vazgeçmedikleri ve toplumdan da buna büyük bir tepki gelmediği sürece büyük bir olasılıkla hep “İslami” duyarlılıkları olan grubun ya da grupların belirlediği seçimler olacaktır.
Bu nedenle de, uzun bir zamandan beri herkesi kendi kimliği altında toplanmaya iten siyasi atmosfer, seçimlerde siyasi tercihleri bu grupların temsil olunduğu siyasi partiler etrafında toplanmaya itti. Sonuçta da en yaygın grup olan “İslami kesim”in işaret ettiği AKP, yüzde 43-45 gibi bir oy alarak seçimin galibi oldu.
Yukarıdaki analizden Kürt ve demokrat siyaset yapanlar için de önemli bir sonuç çıkıyor. Seçimi kazanmak, ülke yönetiminde etkin olmak, kimlik siyasetinden çıkıp, içlerinde Müslüman kesimlerin de bulunduğu diğer kimlik gruplarıyla birlikte siyaset yapmayı gerektiriyor. Öcalan’ın çok doğru bir yol olarak önerdiği “Türkiyelileşme” siyaseti de bence bundan başka bir şey değil.
Doğrusu yukarıdaki analizi yetersiz bulanlar olacaktır. Çok fazla belirlemeci bir yerden kurguladığımı düşünenler olacaktır. Ama açık olan bir şey varsa bireylerin siyasi tercihleri “aidiyetlere” göre biçimlendikçe, demokrasiler ve seçimler de her zaman “eksik” olacaktır.
Oysa bizim özgürlüklerimizi sonuna kadar yaşayabileceğimiz bir demokrasiye ihtiyacımız var.
Derdimiz de bundan ibaret.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
2.12.2025
26.11.2025
20.11.2025
11.11.2025
4.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025