Fehim TAŞTEKİN
Arap ve İslam aleminden 57 ülkenin buluşması Gazze’de soykırım yapan İsrail’i titretti mi? Şu şaaşalı zirveden savaşı durduracak bir ağırlık çıktı mı?
İsrail hiç tınmadığına göre yanıt olumsuz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ne kadar mühim bir iş başardıklarına dair “maiyetindeki gazetecilere” uzun uzun anlattıklarına bakılırsa İsrail’in hayli tırsmış olması gerekirdi.
Doğrusu savaşın 36’ncı gününde ancak toplanabilmiş Arap ve İslam ülkelerinin kendi içlerindeki derin çelişkiler ve çıkar ilişkileri ortak bir tutuma izin vermiyor.
Normalde Riyad’da Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ayrı ayrı zirve yapacaktı. Arap Birliği’nin Dışişleri Bakanları’nın hazırlık toplantısında üye devletlerin tutumları öylesine taban tabana zıttı ki zirve kaçınılmaz olarak fiyaskoya dönüşecekti. Bundan kaçınmak için Suudiler oldubittiyle Arap Birliği ve İİT zirvelerini birleştirdi.
***
Arap Birliği’nin hazırlık toplantısında İsrail’i üzecek yaptırım önerilerine geçit verilmedi.
Arap ülkelerindeki ABD askeri üsleri ve diğer üslerin İsrail'e silah ve mühimmat sağlamak için kullanılmasının engellenmesi önerilerinden biriydi. Reddedildi.
Üslerin olduğu ülkeler belli: Katar, Bahreyn, Kuveyt, BAE, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün ve Irak.
İkinci öneri “İsrail ile diplomatik, ekonomik, güvenlik ve askeri ilişkilerin dondurulması” idi. Bunun muhatapları Mısır, Ürdün, BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan. Ürdün elçisini geçici olarak çekerken Bahreyn elçisini çekip ticari anlaşmaları askıya alma önerisini kralın onayına sundu. İlişkiyi donduran ya da bitiren yok. Pek çoğu bu tür bir adımın kendilerini özellikle Batı’da parya durumuna düşüreceğini düşünüyor. Yani ABD ve AB de bize misilleme yaparsa korkusu…
Bir diğer öneri saldırganlığı sona erdirecek bir baskı yaratmak amacıyla petrol ve ekonomik ambargoya gidilmesiydi. Suudiler Amerikalılara peşinen petrolün silah olarak kullanılmayacağı garantisi vermişti. Yine Suudiler Abraham Anlaşmalarını müzakere sürecine dönebileceklerini belirtiyor.
Bu tür öneriler yaptırım altındaki Suriye’nin dışında çok az sayıda taraf toplayabilir.
İsrail sivil uçaklarının Arap hava sahasında uçmasının engellenmesi de kabul edilmeyen öneriler arasındaydı. Yaptırım Arap siyasi zümresine çok uzak bir fikir.
Korkmalarını gerektirmeyen bir öneri vardı ki o da benimsenmedi: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını durdurma talebini iletmek üzere New York (BM), Washington, Brüksel (AB), Cenevre, Londra ve Paris'e gidecek bakanlar düzeyinde bir Arap komitesinin oluşturulması.
Üst düzey bir diplomatik baskı hamlesi bile lüzumsuz görüldüyse Arap Birliği’nin varlık nedeni kalmamış, hepten çürümüş demektir.
Arap Birliği’nin bu haliyle dikkate alınma şansı sıfır.
***
Arap İslam Ortak Olağanüstü Zirvesi’ne gelince. Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi sözden fiile geçilmesini isteyen konuşmalar yaptı. Esad “katliam ve yardım” sarmalından çıkıp siyasi ve ekonomik tüm araçlarla İsrail’in durdurulması gerektiğinden söz etti. Reisi ise 10 maddelik bir öneri sundu. Mısır’a yardım edip Gazze’ye ablukanın kırılması, İsrail’le siyasi-ekonomik ilişkilerin koparılması, İsrail ordusunun terör örgütü ilan edilmesi, İsrail ve ABD liderlerini yargılayacak uluslararası mahkemenin kurulması, Hıristiyanlara ait El Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalandığı günün soykırım günü olarak resmi takvimlere yazılması, Gazze halkına silah verilmesi öneriler arasındaydı.
Yaptırım ve ilişkileri kesme seçeneklerine kapıyı peşinen kapatmış olan Erdoğan da İsrail’i durduracak kararlılıktan bahsetse de Yahudi devletini zorlayacak somut bir adım atabilmiş değil.
Bunun dışında fiili karşılığı olmayan tonlarca laf edildi. Arap ve İslam aleminin en büyük hastalığı bu; nutuk, hamaset, köpürtme…
***
Zirve savaşın gidişatını değiştirecek somut bir şey üretmese de sonuç bildirisi biraz sıra dışıydı.
Kısaca özetlersek:
- Filistin halkına karşı barbar, vahşi ve insanlık dışı katliamlar kınanıyor.
- Misilleme saldırılarının meşru müdafaa olarak görülmesi reddediliyor.
- Tüm devletler işgal yönetimi, ordusu ve terörist yerleşimcilerin Filistin halkını öldürmek, evlerini, hastanelerini, okullarını, camilerini, kiliselerini ve tüm mallarını yok etmek için kullandığı silah ve mühimmat ihracatını derhal durdurmaya çağrılıyor.
- BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in saldırganlığına son verememesindeki acziyete dikkat çekiliyor.
- BM Güvenlik Konseyi’nden İsrail’in Gazze’deki eylemlerini savaş suçu olarak tanımlayan ve bu politikalardan vazgeçmesini isteyen bir kararın çıkarılması isteniyor.
- Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması ve insani yardımın derhal ulaştırılması gerektiği vurgulanıyor.
- Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya ve Nijerya Dışişleri Bakanları üye devletler adına savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı barışın teminine yönelik gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için uluslararası eylemde bulunma yetkisi veriliyor. İsrail’i koruyarak çifte standarda düşen ülkelerin yol açtığı tehlikeye dikkat çekiliyor.
- Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili soruşturma talep ediliyor. Bunun takibi için iki uzman komitenin yanı sıra işlenen suçları belgeleyecek dijital medya platformlarının kurulması öngörülüyor.
- Gazze’nin kuzeyinden insanların güneyine doğru yerlerinden edilmesi ve bölgeden sürülmesi girişimleri kınanıp reddediliyor.
- Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’da Filistin davasını bertaraf etmeye yönelik tüm girişimleri kırmızı çizgi ilan edip bunları savaş suçu sayıyor.
- Tüm tutukluların ve sivillerin bırakılması isteniyor.
- Terör estiren yerleşimci dernek ve örgütlerin uluslararası terörizm listelerine eklenmesi öneriliyor.
- İsrailli bir bakanın nükleer silahla Gazze’nin haritadan silinmesi önerisinden hareketle Orta Doğu’nun nükleer silahlar ve kitle imha silahlarından arındırılmasına yönelik olarak BM çerçevesinde konferansın gündeme alınması öneriliyor.
- Lübnan’ı taş devrine döndürme tehditleri kınanıyor ve fosfor bombası gibi yasaklı silahların araştırılması isteniyor.
- 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulması ve devredilemez haklar için verilen meşru müdafaaya destek ifade ediliyor.
- Kalıcı barışın ancak işgalin sona erdirilmesi ve iki devletli çözüm temelinde mümkün olacağı belirtiliyor.
- Barışın engellenmesinden İsrail sorumlu tutuluyor. İşgal bitmeden ve gasp edilen haklar iade edilmeden güvenliğin sağlanamayacağının altı çiziliyor.
- Filistin Kurtuluş Örgütü’nün, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu vurgulanıyor. Tüm Filistinli gruplar FKÖ çatısı altında toplanmaya davet ediliyor.
- Filistin topraklarının yanı sıra Suriye’nin Golan Tepeleri, Lübnan’ın Şebaa Çiftlikleri, Kfar Şuba tepeleri ve El Mari’nin dış bölgelerindeki işgalin sonlandırılması isteniyor. Bunun peşi sıra iki devletli çözüm için uluslararası barış konferansı çağrısı yapılıyor.
- Gazze'nin yeniden inşası için uluslararası toplumun harekete geçirilmesinden söz ediliyor.
***
Bildiride sıkça geçen “sömürgeci”, “işgalci”, “sömürgeci işgalci”, “terörist yerleşimci”, “yerleşimci terörü” gibi ifadelerle Arap ve İslam ülkelerinin kendilerini aştığı da söylenebilir.
Abraham Anlaşmaları ile tabutuna çivi çakılmak istenen Filistin davasının yeniden iki devletli çözüm zemininde gündemleştirilmesi İsrail’in istemediği bir sonuç.
İsrail’in ne inkâr ne teyit siyasetiyle BM denetiminden kaçırdığı nükleer programının gündeme taşınması da kayda değer.
Öngörülen takip ve tespit komitelerinin etkili çalışıp çalışamayacağı şüpheli.
Hamas’ın belinin kırılmasını şiddetle arzulayan üyeler olmasına rağmen bildiride adı bile geçmiyor. Fakat siyasi temsiliyet açısından kadavraya dönüşmüş El Fetih’in liderliğindeki FKÖ’nün Filistin’in yegâne temsilci olduğu vurgulanıyor. Bununla Gazze’deki direniş güçlerine bir sınır çiziliyor. Kontrolü ele almak için neredeyse İsrail tankı üzerinde Gazze’ye gitme kıvamına gelmiş Abbas da Filistin adına orada olduğuna göre onu da memnun etmelerinin yolu bu!
Fakat bu bildirinin İsrail’in canını yaktığını ya da Netanyahu’nun savaş kabinesini köşeye sıkıştırdığını söylemek mümkün değil. İsrail’in bazı Batılı destekçileri sivil katliamlar ve insanlığa karşı suçlar yüzünden yavaş yavaş ateşkesi ağızlarına almaya başladıysa bunun sebebi İslam ve Arap ülkelerinin duruşu değil kendi kentlerinde aldıkları bütün önlemlere rağmen Filistin bayrakları eşliğinde yükselen itirazdır. ABD üzerinde de hedeflenen baskı hasıl olmuş değil. Biden yönetiminde de “Netanyahu’ya ellerini kaptırdıkları” hissi oluştuysa bunun nedeni Arap-İslam tepkisi değil. ABD 57 ülkenin yekûnundan yaptırımlar eşliğinde caydırıcı bir cephenin çıkmayacağından emindi. Fakat bir taraftan yönetim içinde ABD’nin küresel liderliğinin altını oyacak tehlikeli bir yola girildiği korkusu öne çıkıyor. Bölgedeki başkentlerden Washington’a uyarılar gidiyor. Hiçbir Amerikan başkanının bu kadar gaddarlaşmadığı, bunun karşılığı olacağı uyarıları yapılıyor. Diğer taraftan Arap ve İslam ülkeleri arasında yıllardır tecrit etmeye çalıştıkları İran ve Suriye gibi ülkelerin etkinliği artıyor. Çin ve Rusya da Filistin için takındıkları tutumla kolektif Batı'nın stratejik rekabetteki erozyonunu büyütüyor.
İsrail 75 yıllık işgal ve sömürge politikalarıyla kuşatılmış Filistin meselesini Gazze, özelde de Hamas sorunu diye dar bir çerçeveye hapsetmeye çalışıyor. Filistin’i siyasi-ekonomik ilişkilerin önünde yük sayanlar ve Müslüman Kardeşlerle hesabı olanlar da bu çerçeveye akşamdan razı. Gazze’deki soykırım savaşı, dünyayı, meselenin bir Filistin sorunu olduğu gerçeğine yeniden uyandırdı. 7 Ekim’den itibaren çapa 1948’e geri fırlatıldı.
***
Bu bildiriden Erdoğan kendisine çok büyük bir pay çıkartıyor. Haliyle Erdoğan’ın değerlendirmelerine değinmeden bu bahsi kapatmak olmaz. Erdoğan’a bakılırsa sonuç bildirisinin bütün çerçevesini neredeyse Türkiye çizdi. Bunu da “Hemen hemen icra ile ilgili bütün teklifler bizden geldi” sözleriyle ortaya koyuyor. Bildiriye giren “terörist yerleşimciler”, “ablukanın kırılması” ve “nükleer silahlar” gibi ifadelere büyük anlam yüklüyor. Ablukayı kırma ifadesinin eyleme geçmek isteyen ülkeler için referans olacağını savunuyor. Böyle bir ülke var mı? Ablukayı kırma girişimi olarak Mavi Marmara eyleminin arkasında duramayan, kurbanların kanını paraya çeviren, Türk yargısında açılmış davayı kapatıp İsrailli yetkililere dokunulmayacakları güvencesi veren, buna itiraz edenleri de “Giderken bana mı sordunuz” diye azarlayan bir lider eylemsellikten bahsediyor. İsrail’le ilişkileri kesmek gibi bir şeyin uluslararası diplomaside olamayacağını savunan, yaptırım sözünden ifrit olan bir lider; Türkiye’den İsrail limanlarına yanaşan gemilerden hiç rahatsız olmayan, Ceyhan Limanı’ndan yüklenen petrole kesintisizlik garantisi veren, ABD ile ilişkilere neredeyse kutsallık atfeden; Suriye’de vekalet savaşında koç başlığı yaparak İsrail’e en büyük iyiliği yapan; yasadışı ikili anlaşmayla Kürdistan/Kerkük petrolünün İsrail’e ulaşmasına aracılık eden; bu yüzden Türkiye’yi de tazminata mahkum ettiren…
Eyleme yönelik sözlerin hepsi yine söz olarak kalacak. Eylemsiz eylemcilikten “büyük ülke” mefkuresi çıkartıyor!
Bu arada düne kadar cephe açtığı, şeytanlaştırdığı, katil ve darbeci dediği ne kadar lider varsa onlarla aile fotoğrafına girdi. Baş başa samimi görüntüler verdiği Mısır lideri Abdulfettah el Sisi’nin Gazze politikasını övdü. Ürdün, Filistinlileri sürmeyi savaş nedeni ilan ederken, Mısır Sina’da tek bir kum tanesi için binlerce askeri feda edeceğini söylerken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ankara’da Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara açtığı o büyük kucakta illaki Filistinli sürgünlere de yer olacağı aklını veriyordu. Bundan yüksünen olmadı. Eğer sürgün planı bozulduysa belki Kral Abdullah ve Sisi bir teşekkürü hak edebilir.
Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda ateşkes çağrısına çekimser kalan 40 ülkeyi etkilemeyi büyük bir vazife olarak bellemiş. “Adam adama markaj yapacağız” diyor. Esasen etkilemesi gereken tek ülke var: ABD. Ama Başkan Joe Biden’den telefon bekliyor. "Blinken daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar” diyor. NATO’da İsveç için jest yaptı ya artık Beyaz Saray daveti çıkarsa içini üşüten o buzlar eriyecek. Gazze sancısı da kendiliğinden geçer bu arada. Gelmeyen telefonla zül eylemiş yine de “Bu coğrafyada Türkiye’ye rağmen bir girişimde bulunmak mümkün değil” diye büyüklük taslıyor.
İrlanda’dan bile Türkiye’den daha fazla İsrail’e acıtacak çıkışlar geliyor. Londra’da yüzbinlerin sesi 57 ülkeninkinden daha fazla etki yapıyor. Fransızlar yavaş yavaş Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a nedamet getirtiyor.
Genişlemekte olan işgali bitirmeden iki devletli çözüm hayal iken politik diskur bunun etrafında dönüyor. Erdoğan’ın eylem setinde işgali bitirmeye yönelik ne var? Hiçbir şey! Erdoğan zirvedeki havaya göre bazı önemli kararlar alacağını söylemiş ve merakları celbetmişti. Zirveden çok memnun kaldığına göre o kararlara ne oldu? “Laf değil icraat” da sonuçta laf! Hatta laf-ı güzaf!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025