Fehim TAŞTEKİN
Gazze’deki soykırım savaşının beşinci ayında ateşkes trafiği biraz daha ciddiyet kazanırken İsrail, Filistinlilere yaşattığı cehennem için korkunç bir final sahnesi hazırlıyor. Yeni hedef Mısır sınırındaki Refah. Yerle bir edilen kuzeyden sürülen insanların son sığınağı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu dört koldan gelen “Felaket olur” uyarılarıyla dalga geçiyor; önce sivilleri tahliye edeceklerini söylüyor. Çok insancıl, pek dokunaklı! Tahliye edile edile 1.4 milyon insan 28 bin canını toprağa gömerek, 7 bin ferdini enkazın altında bırakarak, 68 bin yaralıyı sırtlanarak Refah’a sığındı. Açıkta ya da çadırda aç, biilaç İsrail’in kana doymasını bekliyor.
İsrail liderleri, soykırımı önlemek için gerekli bütün önlemleri almasını emreden BM Uluslararası Adalet Divanı’nı (UAD) takmıyor; insanlıkla alay ediyor. UAD’nin ihtiyati tedbir kararlarından dördüncüsü, İsrail’den Soykırım Sözleşmesi’nin ikinci maddesine giren tüm eylemlerden kaçınmasını istiyor. Bu maddeye göre ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla insanların öldürülmesi; bunlara ciddi bedensel veya zihinsel zarar verilmesi; grubu bütünüyle veya kısmen ortadan kaldıracak şekilde yaşam şartlarının kasten değiştirilmesi soykırım suçunu oluşturur. Refah soykırım suçunun tekâmül ettiği son halka.
***
Netanyahu çok iyi biliyor ki alnına yapışan ‘soykırımcı’ damgasından başka elde ettiği hiçbir şey olmayacak. Filistinlilerin yitirdikleri, onun kariyerine ‘zafer’ olarak girmeyecek. Geçen hafta ateşkes önerisini reddederken aylar içinde tam zafer sözü verdi. 7 Ekim’den bu yana beşinci bölge turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a, Hamas’ın devrilmesinden sonra Gazze’nin sonsuza kadar silahsızlandırılmasını sağlayacaklarını söylemiş. Soykırımın suç ortağı Biden yönetimi bile Netanyahu’nun deklare ettiği hedeflerin çok uzağında olduğuna ikna olmuş durumda. New York Times’a göre Amerikan istihbarat yetkilileri, Kongre üyelerine İsrail’in savaş yeteneklerini zayıflatsa bile Hamas'ı yenmenin yanına bile yaklaşamadığını söyledi. Netanyahu Hamas'ın üçte ikisini yok ettiklerini öne sürerken Amerikalı yetkililer, 20-25 bin savaşçıdan sadece üçte birinin öldüğünü tahmin ediyor. Yerin altının üstüne getirildiği kuzeyde de direniş hala işgal güçlerini vuruyor.
***
Hamas’ı bitirme hedefi Amerikalılara da gerçekçi gelmediğine göre Netanyahu ölüm ve yıkımı Refah’a da taşımaktan neyi umuyor?
Birkaç noktaya işaret edilebilir:
İsrail mecburen ateşkes masasına giderken kendi kamuoyuna “Yıkılmamış kent, patlatılmadık tünel bırakmadık” diyebileceği bir zafer görüntüsü bekliyor. Tek bir rehinenin canlı olarak kurtarılamaması, iç kamuoyundaki ‘başarısızlık’ yargısını besleyen birincil neden.
Haaretz gazetesi Refah’ı girmenin mantığını şöyle izah ediyor: “Yahya Sinvar, yardımcıları ve Hamas militanları Gazze kentinde ve sonra Han Yunus'ta bulunamadı. Bunun için ordu kara operasyonunu Refah şehrine doğru genişletmeyi düşünüyor. Ordu bunu Sinvar ve yardımcılarının bu güney bölgesindeki tünellerde saklandıklarını ve İsrailli rehineleri burada tuttuklarını düşündüğü için yapıyor.”
İkinci nokta; İsrail pazarlık masasında Filistin tarafına geri adım attırmak için baskı yapabileceği bir pozisyonda olmak istiyor. Mossad Şefi David Barnea, CIA Direktörü William Burns, Mısır İstihbarat Direktörü Abbas Kâmil, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed El Sani’nin 28 Ocak’taki Paris buluşmasında müzakereler için bir çerçeve çizilmişti. El Ahbar’ın aktardığı bilgilere bakılırsa bunun ana hatları kabaca şöyle:
ABD, İsrail'i ateşkese zorlamama yönündeki tutumunu sürdürüyor. Ama uzun ateşkesle askeri operasyonların tamamen duracağını umuyor.
İsrail anlaşmanın bölgenin nihai statüsüyle ilgili bir boyut içermesini istemiyor. Sahadaki değerlendirmeler dışında ordusunu Gazze'ye yeniden konuşlandırma konusunda taahhüt altına girmiyor.
Mısır, Ariş’te biriken insani yardımın Refah’a sokulması, ayrıca Kerem Ebu Salim Kapısı'nın da açılmasını istiyor. Çerçeve uygulamada esir-tutuklu takası, ceset takası, Gazze sakinlerinin askeri engeller olmaksızın geri dönmesi, acil ihtiyaç tespiti için uluslararası kuruluşların bölgeye girmesi ve insani yardımın ulaştırılmasını içeriyor.
Ateşkes ise altışar haftalık süreçler halinde üç aşamada işleyecek:
Altı haftalık ilk aşamada yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan rehineler bırakılıyor. Sayılarının 40’ın altında olduğu tahmin ediliyor. Buna karşın İsrail hapishanelerinde tuttuğu kadın ve çocukların yanı sıra hasta tutukluları ve 7 Ekim'den sonra tutuklananları bırakıyor. (Burada bir İsrailli sivil rehineye karşı 100 Filistinli tutuklu şeklindeki denklem kesinleşmedi.) Direniş grupları farklı yerlerde tuttukları esirleri bir araya getirirken operasyon yapılmayacak. Ancak İsrail keşif uçuşlarını durdurmayı reddediyor.
İkinci aşamada İsrailli kadın askerler bırakılacak. İsrail bu aşamanın askeri tutukluları da kapsamasını istiyor. Buna mukabil belli miktarda Filistinli tutuklu bırakılıyor. (Filistin tarafı bir askere karşı 150 Filistinlinin bırakılması, daha fazla insani yardım, sağlık kuruluşları, fırınlar ve su hizmetlerinin operasyonel hale getirilmesini istiyordu.)
Üçüncü aşamada cesetler teslim edilecek. İsrail de hapishanelerdeki tutukluların çoğunu serbest bırakacak. Ayrıca Batı Şeria'daki operasyonlar ve 7 Ekim Aksa Tufanı sırasında ölen Filistinlilerin cesetleri verilecek.
Bu taslak Kahire’de Hamas’a sunuldu. Hamas da diğer direniş örgütleriyle müzakere edip yanıtını verdi. Toplam 135 günlük ateşkes sürecinde rehinelere karşın en az 1500 tutuklunun bırakılmasını hedefleyen Filistin tarafı anlaşmanın saldırıların tamamen sona erdirilmesi, işgal ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi, kuşatmanın kaldırılması ve yeniden inşayı içermesi gerektiğini bildirdi. Operasyonları tamamen durdurma koşuluna yanaşmayan İsrail öneriyi reddetti. Fakat Mısır ve Katar’ın dolaylı arabuluculuğunda ilk ciddi görüşmeler için Hamas heyeti geçen Cuma Kahire’ye gitti. İsrail heyetinin de ulaşması bekleniyordu. Müzakerelerin birkaç haftaya yayılabileceği öngörülüyor. Bu süreçte İsrail de Refah’ı yerle bir ederek baskıyı tırmandırmayı umuyor.
***
- İsrail’in orduyu Refah’a sokma planında üçüncü hedef Mısır’la bağlantılı. Abdulfettah el Sisi yönetimi İsrail’in plan ve niyetlerine karşı caydırıcı olmaya çalışıyor. Mısır, Filistinlileri Sina’ya sürme girişimini savaş nedeni sayacağını ilan edip sınırlara asker yığdı. Daha sonra Netanyahu; Sisi ile telefonla görüşmeye çalıştı, yüz göremedi. Netanyahu’nun derdi sadece Filistinlileri sürmek değil Philadelphia (Selahaddin) Koridoru’nda statükoyu değiştirecek bir planı kabul ettirmekti. Şin-Bet Direktörü Ronen Bar'ın Kahire'de Mısır İstihbarat Direktörü Abbas Kâmil ile görüşmesi de sonuç vermedi. 1979'daki Camp David Anlaşması ile Mısır-Filistin toprakları arasında ağır silahlardan arındırılan 14.5 kilometre uzunluğundaki Philadelphia Koridoru, Akdeniz kıyılarından Kerem Ebu Salim Kapısı’na kadar uzanıyor. İsrail 2005’deki çekilme sırasında Kahire ile anlaşmasını güncelledi ve koridorda kontrolü Filistin yönetimine bıraktı. 2005’te koridorun Mısır tarafında 750 muhafızın yer alması öngörülmüştü. İsrail şimdi Filistinlilerin Mısır’la bağlantısını koparmak için askerlerini koridora sokmak istiyor. İsrailli kaynaklar bu konuda uzlaşmaya varıldığını iddia etmiş, Mısır yalanlamıştı. Sisi’nin görüşmeyi reddetmesi Netanyahu’ya pazarlık kapısını açmayacağı anlamına geliyor. Netanyahu, Mısır’ın Gazzelilerin Refah’tan çıkmasını ve Gazze’ye insani yardımları engellediği suçlamasıyla Sisi’yi zor duruma sokmaya çalıştı ama daha fazla öfkeyle karşılaştı. Son olarak Mısır, Refah işgal edilirse İsrail’le barış anlaşmasını askıya alacağı uyarısını iletti. İsrail Refah’ı işgal ederse koridora yerleşmek için de oldubittiye kalkışabilir.
***
Refah’a askeri harekât yaşanan felâketleri korkunç boyutlara taşıyabilir. İnsanların sığındığı BM okulları, camiler, kiliseler ve hastaneler bile bombalanırken Refah için güvenli tahliye sözü arsız bir yalandan öteye geçemez. Gazze’de güvenli denilebilecek bir metrekarelik alan bile bırakılmadı. Çoğunluğunu 1948’de Yafa gibi yerlerden sürülen mültecilerin oluşturduğu Gazze Şeridi insanların tutunduğu son Filistin toprağı. Su yok, çocuklar sokaktaki birikintileri içiyor; yiyecek yok, insanlar açlıkla cebelleşiyor; ilaç yok, hastalar ve yaralılar can çekişiyor; çalışan sağlık kuruluşu yok, işgalciler hastanelerde terör estiriyor; elektrik yok, en hayati gereçler çalışmıyor. UAD insani yardımın ulaşması için gereken tüm önlemlerin alınmasını emrederken İsrail, Filistinlilerin nefes borusu UNRWA’yı (Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) bitirmeye çalışıyor. 74 yıllık BM kurumunun tesislerini bombalamakla kalmayıp yalan ve kara propagandayla fişini çekmeyi hedefliyor. Yalan makinesi Şifa ve diğer hastanelerde estirdikleri terörde olduğu gibi UNRWA merkezinin altında da tünel olduğu iddiasını döndürüyor. Soykırım koalisyonunda buna pirim verecek ülkeler çıkabilir ama UNRWA’yı öldürmek BM Güvenlik Konseyi kararını gerektirir. Ki dillerindeki yalanlar o yolu açmaya yetmez.
Haaretz gazetesi Refah’taki durumu dürüstçe aktarıyor:
“Savaştan önce Refah’ta yaklaşık 270 bin Filistinli yaşıyordu. Şu anda orada kalan 1,5 milyon kişi açlık ve yetersiz beslenmeden mustarip; susuzluktan, soğuktan, hastalıklardan ve yayılan enfeksiyonlardan, saçlarındaki bitlerden ve deri döküntülerinden mustaripler; fiziksel ve zihinsel yorgunluktan ve kronik uykusuzluktan mustarip. Okullar, hastaneler ve camiler, çadır mahalleleri ve düzinelerce yerinden edilmiş aileyi barındıran apartmanlara doluşmuş durumdalar. Aralarında ordunun saldırıları ya da sonrasında ameliyatlarda uzuvları kesilenler dahil on binlerce yaralı var. Her birinin kaybettiği yakınları, arkadaşları var. Çoğunun evi yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Bütün eşyaları kayboldu. Paraları tükendi. Birçoğu ölümden şans eseri kurtuldu ve cesetlerin korkunç görüntülerine tanık oldu. Henüz ölenlerin yasını tutmuyorlar çünkü travma devam ediyor. Bazıları tüm bu acılar yüzünden hafızalarını ve akıl sağlıklarını kaybediyor… Gazze Şeridi’ndeki diğer bölgelerde yaptığı gibi İsrail ordusu, Refah'a kara harekâtından yaklaşık iki saat önce bir uyarı yayınlayacak… Kitlesel paniği hayal edin. Eşek arabaları ya da derme çatma el arabaları ve yemeklik yağla çalışan arabalarla taşınacak şanslı yaşlıları, hastaları, engellileri ve yaralıları düşünün… Savaş başladığından bu yana ordu, ‘güvenli’ olarak tanımladığı her yerde konutları, açık alanları ve araçları bombaladı… Bombalamalar Refah'ta da durmadı… İsrail, UAD'nin yüz binlerce ya da bir milyon Filistinlinin küçük bir toprak parçasına sıkıştırılmasını soykırımı önleyen uygun bir tedbir olarak değerlendireceğine inanıyor mu?”
Ölümden kaçan, kaçarken de kayıplar veren, şimdi yeniden ölüm yolculuğuna çıkarılan insanlar için güvenli koridor!
Netanyahu “Refah’a hiçbir koşulda girmememiz gerektiğini söyleyenler, aslında ‘savaşı kaybedin ve Hamas’ı orada tutun' diyorlar” diyor. Refah’ı cehenneme çevirmek de Netanyahu’ya aradığı zaferi getirmeyecek! “Soykırımcı” lekesi alın derisinin derinliklerine işlenecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025