Fehim TAŞTEKİN
Esasen vurulan Yemen’dir. Petrol ve doğalgazdan gelen paralarla diktikleri şatafatlı gökdelenlerden Yemen’e bakan Körfez’in Arapları yalın ayak direnenlerin iradelerini kıramadılar. Bütün yıkımlara, ölüm saçan modern bombalara rağmen! Hakikat budur.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) liderliğindeki Batı destekli koalisyonun Yemen’de yürüttüğü savaşın en kritik aşaması Hudeyde’de sahneleniyor. Ülkeye gelen insani yardımların yüzde 70-80’i Hudeyde limanından giriyor. Husilerin kontrolündeki başkent Sana’ya çıkan en önemli hattı da tutuyor. Haliyle Hudeyde savaşın seyrini değiştirecek bir kent.
Hudeyde düşerse Husilerin örgütü Ensarullah, Yüksek Devrim Komitesi ya da Halk Komiteleri teslim olur mu? Koalisyon üyeleri istedikleri düzeni kurabilir mi?
Yemen’i toparlamayı bırakın Suudiler ile Emirlikler kendi aralarında bile kavgalı. Suudiler Ortadoğu’da birçok yerde düşman belledikleri İhvan’ın (Müslüman Kardeşler) Yemen uzantısı sayılan Islah Partisi’ne bağlı güçleri kara unsuru olarak kullanıyor. 2011-2012 olaylarında devrik Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in kızağa alınmasında rolü olan ve bugün Husilerle savaşan güçlerin komutanlığını yapan General Ali Muhsin el Ahmar da Islah Partisi’nin kurucularından biri. Zaten parti önemli ölçüde Ahmar ailesine zimmetli. General Ahmar, Suudilerin kendi din anlayışlarını Yemen’e yaymasına aracılık etmiş eski bir müttefik.
İhvan düşmanlığından Yemen’de de taviz vermeyen Emirlikler ise ‘ayrılıkçı’ hisleri yeniden güçlenen güneyden bazı kesimler ile Islah’ın rakibi Selefilerle iş tutuyor. İki kampın birleştiği nokta, 2015’te Husilerin kuşattığı saraydan kaçan ve sonradan Aden’de üslenen Devlet Başkanı Mansur Hadi’nin koltuğuna dönmesi.
Emirlikler’in yeni ortakları ise Salih’in varisleri. Husiler 2014’te başkent Sana’yı ele geçirirken onlarla ittifak kurmuş olan Salih, Aralık 2017’de kendi çocukları için Suudilerle iktidar pazarlığına girişince öldürüldü. Bunun üzerine Salih’in oğlu (Salih Ali Abdullah) ve kuzeni (Sadık Salih) orduda Cumhuriyet Muhafızları gibi kendilerine sadık birliklerle birlikte Emirlikler’in müttefiki oluverdi. Bu da dengeleri epey değiştirdi. 1990’da ülkeyi birleştiren lider olarak Ali Abdullah Salih’i milliyetçi bir figür olarak görüp sahiplenenlerin sayısı az değil. Husi ve ortaklarına karşı savaşanlar kendilerini “Meşruiyet Güçleri” olarak tanımlıyor. Hadi’nin devlet başkanlığının meşruiyetine atfen bu isim kullanılıyor.
***
Bu ittifakta yer alan güçler Husilerin belini Hudeyde’de kıracaklarını düşünüyorlar. Koalisyon İran’ın Hudeyde limanından silah soktuğunu iddia ediyor. Hâlbuki Yemen hava, kara ve denizden tamamen abluka altında. Bu biraz da dünyanın suskunluğunu temin eden bir propaganda.
Körfez ve Batı medyası meseleyi ısrarla “İran destekli Husilerle savaş” olarak çerçeveliyor. Ancak bu, karşı tarafın görülmesini istediği bir resim. Durum bu çerçeveden çok taşıyor.
Liderleri Hüseyin Bedreddin el Husi’nin adına atfen Husiler diye anılan bu hareket, teşbih doğru olmayabilir ama 1962’ye kadar ülkeye 1000 yıl hükmetmiş Zeydi İmamet geleneğinin küllerine üfleyen bir örgüttür. Gelenekten ayrılıkları kullandıkları politik dilde yatıyor. Bu da Husilerin İran’ın vekil gücü olarak resmedilmesine yarıyor. İran’ın propaganda desteği ayan beyan ortada olsa da silah ve askeri eğitim desteğinin boyutları tartışmalı bir konu. Fakat şurası kesin: Husiler kendi çıkarlarına göre hareket ediyor. Konuyu çok iyi takip edenlerin de dediği gibi gerçekten İran’ın kuklası olsalardı, “Sana’ya gitmeyin” diyen, hele ki, “Aden’e kesinlikle inmeyin” telkininde bulunan İranlılara kulak verirlerdi. Ayrıca Şii ortak paydaya rağmen çizgilerindeki farklılığın da altını çizmek gerekiyor: Zeydiye klasik 12 imam inancının dışında kalıyor. Zeydiler Sünnilere en yakın Şii grup olarak da biliniyor. 12 imam geleneği içinde Zeydileri Şii saymayanlar bile olmuştur. İran’la mezhepdaşlık Yemen’deki ayrışmayı çözümlemek için yeterli değil. Husi karşıtı cephede de çok sayıda Zeydi var. Salih ailesi de Zeydi. Ancak İran’la ideolojik bir yakınlaşmadan bahsedilebilir; Husiler artan oranda İsrail ve Amerika karşıtı bir söylem kullanıyor.
Yemen’deki siyasi tablo ziyadesiyle karakteristik; Şii’si İran’ın Şii’si gibi değil, İhvancısı Mısır’ın İhvancısı gibi değil. Aşiret ve aile bağları çok belirleyici; ordudaki birlikler bile buna göre saf tutuyor. Bu durum çatışmayı basitçe vekâlet savaşı olarak resmetmeyi önlüyor. Hele ki bu krizi bir Sünni-Şii çatışmasına indirgemek mümkün değil. Elbette El Kaide ve Selefi cepheden bakarsanız bu savaş Şiilere karşıdır. Ama bu bağlam sadece onların dünyasında geçerli.
***
“Husiler pes eder mi” sorusuna dönersek; masaya oturmak zorunda kalabilirler fakat ‘teslimiyet’ buraların tarihine yabancı bir kavram. Suudi Kralı Abdülaziz, 1934’te Yemen’i işgal edip Asir, Cizan ve Necran’ı aldıktan sonra geri kalan yerlerden çekilince eleştirilere maruz kalır. Verdiği yanıt bugün de geçerlidir:
“Yemen’i bilmiyorsunuz; dağlıktır ve kabilelerden oluşur. Kimse kontrol edemez. Tarih boyunca fethetmeye kalkışanların hepsi başarısız olmuştur. Son başarısız işgalci Osmanlı Devleti’dir. Kendimi ve halkımı Yemen’de heba etmek istemem.”
Abdülaziz’in torunları bu tembihi 2000’lerde Husilere karşı yürütülen altı savaşta unutmuş gibiydiler. Bugün hepten unutmuşa benziyorlar.
Husilerin kurduğu Ensarullah artık 2000’lerdeki gibi dağlık bölgelerde yalın ayak savaşan bir örgüt değil; yalınayak savaşçılarıyla birlikte balistik füze ve insansız hava araçları kullanan bir ordu.
***
Yemenli gazeteci Hüseyin el Buhayti’ye Husilerin durumunu sorduğumda şunları söyledi:
“Husi bölgesinde, ki nüfusun üçte ikisi buralarda yaşıyor, aşiretlerin çoğu Husileri destekliyor. Husilerin kendi savaşçı sayısı 200-300 bin civarında. Ordudaki birliklerin yarısı hâlâ Husilerle birlikte. Salih ve Ahmar ailesine sadık olanlar ise diğer tarafta. Salih’in gücü Ahmar ailesinden daha fazla.”
Peki, başkent Sana’yı da ayakta tutan Hudeyde düşerse ne olur? Buhayti’nin senaryosu şöyle:
“Husiler daha önce olduğu gibi savaşmaya devam eder. Koalisyon güneyi işgal ettiğinde olanları hatırlayın. Ülkenin yüzde 70’i onların kontrolünde ama Husiler, Riyad’a balistik güze gönderecek kadar güçlendi. Elbette bu savaş sadece Hudeyde değil bütün Yemen için. Husiler Sana’yı da kaybetseler savaşı sürdürme iradesine sahipler. Biraz geçmişe ve Saada’daki 6 savaşa bakarsak; evet liderleri öldürüldü, her şeylerini kaybettiler fakat tekrar dönüp neredeyse bütün ülkeyi ele geçirdiler.”
Yemen’de uzun yıllar kalmış olan SOAS’tan Helen Lackner’in yazdıkları ise Buhayti’nin verdiği bilgilerden biraz farklı. Ona göre “muhaliflere karşı evlerin havaya uçurulması gibi ciddi yanlışlıklar yüzünden Husiler yaygın halk desteğini kaybetti. Ali Abdullah Salih de 2014 sonrası bazı işlerini Husilere gördürüp oluşan tepkilerin kendisine yönelmesini önledi.”
Husilerin Sana’yı çatışmadan almalarını sağlayan Salih’e sadık ordu güçlerinin Hadi’ye sırt çevirmesiydi. Salih’in öldürülmesi sonrası Husiler bu kanaldan gelen desteği yitirdi. Ancak bu ordunun tamamen desteğini kaybettiği anlamına gelmiyor.
Bugün itibariyle Husiler, Zeydi yoğunluklu kuzey bölgelerinde hâlâ çok güçlü. Fakat orta kesimlerde durum değişiyor. Mesela Beyda’da aşiretler Husilere karşı El Kaide’yi destekliyor. Aden, Taiz, İbb, Zincibar ve Mukalla gibi yerlerde Husiler ya yok ya da çok zayıf.
Bu kirli savaşta pek bahsi geçmeyen fasıl El Kaide. Yıllardır, “Yemen’de El Kaide ile savaşıyoruz” diyen ABD ve müttefikleri Husilere karşı El Kaide’nin önünü açtı. El Kaide Hadramavt bölgesini kontrol edebilecek noktaya ulaştı. Ebyan ve Şebva’daki askeri üsleri de ele geçirdi. Halbuki El Kaide bu bölgelerde ordu, Enrasullah ve Halk Komiteleri tarafından bozguna uğratılmıştı. Geçen yıl Yemen’deki El Kaide lideri açıkça “Husilere karşı İhvan dahil tüm Müslümanlarla birlikte savaşıyoruz” dedi. Burada korkunç bir ikiyüzlülük yatıyor.
***
Özetle Husiler, Sana dahil 2014’te ele geçirdikleri şehirleri hepten kaybetseler de Zeydi İmamet’in kalbinde varlığını sürdürebilirler. Tabi çekilmenin bu boyutta olacağından da emin değiliz. Hudeyde’de durum hâlâ belirsiz.
Husilerin savaşma iradelerini herkes teslim etse de savaşın sonu yok. Buhayti de çözümü BM’nin arabuluculuğunda müzakerelerde görüyor:
“BM arabuluculuğunda tüm taraflarla masaya oturmalılar. BM savaşın bir tarafı olarak Suudilerden bahsetmedi. Bu bir sorun. Husiler, Suudilerle anlaşırsa Suudiler, Hadi’yi kullanarak anlaşmayı bozabilir. Husiler, Hadi ile anlaşırsa Hadi, Suudileri kullanarak anlaşmayı bozabilir. O yüzden BM savaşın bütün taraflarını zikretmeli ki her kim anlaşmayı bozarsa sorumlu tutulabilsin.”
***
Kim kiminle savaşıyor faslını bırakıp savaşın yok ettiklerine dönerek kelamı bağlarsak; dünkü yazımda anlatmaya çalıştığım gibi bu savaş basitçe Husilere karşı savaş değil. Direnenler Husilerden ibaret de değil. Esasen vurulan Yemen’dir. Petrol ve doğalgazdan gelen paralarla diktikleri şatafatlı gökdelenlerden Yemen’e bakan Körfez’in Arapları yalın ayak direnenlerin iradelerini kıramadılar. Bütün yıkımlara, ölüm saçan modern bombalara rağmen! Hakikat budur.
Ahmakça öldürüyor ve yıkıyorlar. 2 milyon insanı evinden ederek. Milyonları açlığa mahkum bırakarak Yemen’in yalın ayaklılar tabakasını kat kat büyüttüler. Yüzyıllar eskitmiş zarif ve nakışlı tarihi kentleri harap ettiler. Yine de yalın ayaklıların iradesini kıramadılar. Suudilerin her şeyi basitçe Husilere, onları da İran’a bağlamaları kendi çaresizlikleri.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025