Fehim TAŞTEKİN
Barzani, referandum gecesi “Yarım asırdır savaşıyorum. Halkımla birlikte kitlesel ölümlerden, sürgünlerden, kimyasal katliamlardan geçtim” diyordu. Başarılı geçen referandumla birlikte uzun soluklu mücadelenin amacına ulaştığını düşünüyordu. Kendi ifadesiyle artık huzur içinde ölebilirdi. Kenara çekildi ama huzur içinde değil; konumu gereği kendisinin yapamayacağı manevraları çocukları ve yeğenleri yapabilsin diye…
Kürdistan lideri Mesut Barzani, 25 Eylül 2017’de bağımsızlık referandumuyla muradına ermiş, Bernard-Henry Levy ve Bernard Kouchner gibi Batılı destekçilerin eşlik ettiği kutlama masasında bıçağıyla elmasını soyarken poz vermiş ve “Artık ölebilirim” demişti.
Bu sözü, Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa’ya liderlik eden Raymond Poincaré’in Almanların yenilgisinin ardından Strasbourg’da söylediği nakledilir. Poincaré anılarını kaleme aldığı kitabının bir yerinde sokakta yürürken “Çok yaşa Fransa” nümayişleriyle karşılaşınca bu ifadeyi kaydeder: “Artık ölebilirim.”
2014’te IŞİD karşısında Irak ordusu dağılıp Musul ve Kerkük’ten çekilince Kürt liderlerden sıklıkla duyduğumuz söz mealen şuydu:
“Irak artık başarısız, müflis bir devlettir; bir daha kendini toparlanamaz. Kürtler açısından Irak içinde kalmak için bir neden kalmadı.”
Zamanın Kürtler lehine aktığı saatlerde, birçoğu için Bağdat’ta iktidar ortaklığı anlamını yitiriyordu. Kürtlere ayrılmış cumhurbaşkanlığı koltuğu da Celal Talabani’den sonra iyice sembolikleşmişti. Talabani kendi tarzı, özel ilişkileri ve engin tecrübesiyle o koltuğun varlığını siyasete hissettiriyordu. Onun ölümünden sonra “Bağdat’taki Kürt”ün Kürtlerin davasına değen bir tarafı kalmadı. Hissiyat buydu.
Bağdat’la yüzde 17 paya endeksli bütçe bağı elbette önemliydi. Fakat bağımsızlık üzerine hesap yapanlar için o bağ koparsa da kızılca kıyamet kopmazdı. Ankara ile 50 yıllık petrol anlaşması ve Türkiyeli işadamlarının Kürdistan’daki artan yatırımları iddiayı büyütme yönünde cesaret veriyordu. İşler yolundaydı; Erbil’de ‘Italian City’, ‘English Village’ ve ‘American City’ gibi modern sitelerde konutlar binlerce dolara kiralanıyordu. Birileri için hayat harbiden ve kamilen şatafatlıydı. Irak’ın diğer vilayetlerine göre Kürdistan’ın şehirleri en güvenli yerlere dönüşmüştü. Cazibeliydi falan.
Barzani, referandum gecesi “Yarım asırdır savaşıyorum. Halkımla birlikte kitlesel ölümlerden, sürgünlerden, kimyasal katliamlardan geçtim” diyordu. Başarılı geçen referandumla birlikte uzun soluklu mücadelenin amacına ulaştığını düşünüyordu. Kendi ifadesiyle artık huzur içinde ölebilirdi.
Kenara çekildi ama huzur içinde değil; konumu gereği kendisinin yapamayacağı manevraları çocukları ve yeğenleri yapabilsin diye…
Çünkü Türkiye ve İran’ın bağımsızlık iradesini boğacak şekilde geliştirdiği abluka siyaseti, ardından İranlıların orkestra şefliğinde Irak ordusu ve Haşd el Şaabi’nin yaptığı müdahaleyle Kürdistan yönetimi, Kerkük dahil kritik bölgeleri kaybetti. Kimi yerlerde 2014, kimi yerlerde 2003 öncesi duruma geri dönüldü. İçerdeki fırtınayı dindirmek ve Bağdat’la yeni bir başlangıç yapmak için Barzani kendisine çekilme pozisyonunu uygun gördü.
***
Bir taraftan da 26 yıldır fiilen bağımsızlık koşullarında yaşadığı halde bunun için gerekli altyapının inşa edilmediği gerçeği Kürdistan’ın yüzüne çalınmış oldu. İki aileye zimmetli iki partinin (KDP ve KYB) iktidarı paylaşmasına dayalı sistem yeni siyasi oluşumlara rağmen demokratik dönüşüme izin vermedi. İki partinin aşiret disiplinine dayalı silahlı kanatları (Peşmerge) Batı’dan alınan eğit-donat desteğine rağmen tek komuta altında ulusal bir orduya dönüştürülemedi. Denetim ve şeffaflık gerektiren kamu bütçesi aşiret ve aile temelinde pay dağıtmaya devam etti. Bu imtiyazlı iktidar paylaşım sistemine meydan okuyacak siyasilerin de başına az şey gelmedi. Seçimler yapılıyor ama defolu; parlamento var ama geleneksel güç tekelini aşamıyor; kurumlar var ama kurumsal değil.
Merkezi hükümete bağlı güçlerin 17 Ekim 2017 müdahalesi Kürdistan içindeki durumu daha da karmaşık hale getirdi. Üstelik ikili sistemdeki koordinasyon ve uyum da bozuldu.
Kritik süreçte 12 Mayıs’ta Irak genelinde, 30 Eylül’de de Kürdistan’da parlamento seçimleri düzenlendi. Yerel parlamento seçiminde KYB, Erbil ve Duhok’ta KDP’yi; KDP, Süleymaniye’de KYB’yi; Goran, Yeni Nesil, Komal gibi alternatif partiler her yerde KYB ve KDP’yi ağır hileler yapmakla suçladı. KDP ve KYB’nin binlerce sahte kimlik basıp oylarını artırdığına dair iddiaların haddi hesabı yok. Sesini yükseltenlere karşı müdahaleler ve tehditler de cabası. Böyle giderse Kürt’ün Kürt’le savaştığı 1997 öncesine dönüleceği korkusu geçmiyor. Tek teselli bütün bu badirelere rağmen seçimlerin organize edilebiliyor olması.
***
Gelinen noktada sadece coğrafi-idari sınırlar değil siyasette de her şey eskiye döndü. Eskiden kasıt; ne kadar anahtarsan o kadar kilit açarsın! Kürtler referanduma karşı sergilenen düşmanlığa binaen başlangıçta boykot etmeyi tartıştıkları genel seçimlerde 7 parti olarak toplam 60 koltuk kazandı. Böylece Bağdat’ta hükümeti kurmaya çalışan tüm taraflar için ‘olmazsa olmaz partner’ pozisyonuna geldiler.
“Paylaşacağımız bir şey kalmadı” denilen Irak’la en kritik koltukların paylaşımı için haftalardır sıkı pazarlıklar dönüyor. Özgüvenle yeniyi ararken korkuyla eskiyi kurtarma çabası. Hükümet kurma müzakereleri için 30 kişilik KYB heyetinin doğru düzgün koltukları bile olmayan askeri nakliye uçağıyla Süleymaniye’den alınıp götürülmesi ve içeriden bunun fotoğraflarının paylaşılması epey manidar geldi.
Ama bu kez iki parti arasında evdeki kavga yüzünden Bağdat’taki ortaklık modeli de çökmüş oldu. Eski modelde KDP, Kürdistan başkanlığını alırken KYB’ye Irak cumhurbaşkanlığı koltuğu düşüyordu. Bu kez KYB, kendi partisinden ayrılıp Demokrasi ve Adalet Koalisyonu ile seçimlere katılmış olan Dr. Berhem Salih’i cumhurbaşkanlığı koltuğuna önerdi. KDP ise Başkanlık Divanı üyesi Dr. Fuad Hüseyin’i aday gösterdi. KDP’nin argümanına göre artık paylaşımın en önemli ayağı olan Kürdistan başkanlığı yoktu, KDP’nin Irak parlamentosundaki vekil sayısı (18’e 25’le) daha fazlaydı ve Irak’la ciddi pazarlıkların olacağı yeni sürece KDP’li bir cumhurbaşkanıyla girmek iyi olurdu. KDP ayrıca KYB’yi kendilerine danışmadan aday gösterdiği için de suçluyordu.
İki tarafın arasını bulma çabası da İranlılar ve Amerikalılara düştü. Bir tarafta Mesud Barzani ve Başbakan Neçirvan Barzani, diğer tarafta Talabani’nin oğulları Bafel ve Lahur Talabani. İktidara oynayan Şii bloklar, tercihlerini Salih’ten yana koysa da koalisyona desteğini alabilmek için KDP’yi de küstürmeme taktiği güttü. İranlılar coğrafi yakınlığın da etkisiyle öteden beri Kürdistan’ın Süleymaniye yakası üzerinde etkili. Salih’e rakip olarak öne sürülen Fuad Hüseyin’in Feyli (Şii) Kürtlerinden olması da İranlıları etkilemedi. (Elbette Hüseyin Şiileri etkilemek için seçilmedi. Sadece kendisi ve eşi hakkında çok spekülasyon yapıldığı için hatırlattım.)
Neçirvan Barzani, İran’a yakın duran Nuri el Maliki ve Hadi el Amiri’nin liderliğindeki Şii blokla Fuad Hüseyin’i desteklemeleri halinde koalisyona omuz vermeyi önerdiği öne sürüldü. Kürt medyası aranan desteğin verildiğini yazdı. Fakat günün sonunda parlamentoda dün yapılan oylamada Berhem Salih 90’a karşı 165 oyla kazandı. İki gün önce Şii partilerin neden Salih’i tercih ettiğine dair çarpıcı bir izahat, Haşd el Şaabi’nin bileşenlerinden Asaib Ehl el Hak’ın lideri ve meclisteki Sadigun Bloku’nun kurucusu Kays el Hazali’den gelmişti. 2007-2010 arasında işgal güçlerinin elinde esir kalan Hazali, Salih’in adaylığı ile ilgili “Kürtlerin tek bir aday üzerinde uzlaşmalarını umuyoruz. Fakat bölünme devam eder de iki aday öne sürerlerse ulusal düzeyde Salih’in şansı daha fazla olur. KYB, bağımsızlık referandumunda daha akılcı bir pozisyona sahipti. Tepkileri daha hassastı ve çatışmadan kaçınıp insanların canlarını koruma konusunda yeterince cesurdular” demişti.
KYB’yi Berhem Salih’te karar kılmaya ikna eden de ABD Özel Temsilcisi Brett McGurk idi. Bu da İran nüfuzunu kesmek için gece gündüz mekik dokuyan McGurk için Ortadoğu çıkmazındaki cilvelerden biri olsa gerek. Mesud Barzani hem Haydar el İbadi’nin yeniden başbakan olması hem de ortak aday konusunda McGurk’un baskılarına direndi. Barzani’nin duruşu “Kürdistan’ın taleplerini kabul eden blokla işbirliği yapacağız” şeklindeydi. Barzani’yi hem İranlıların hem Amerikalıların cezalandırması da Ortadoğu çıkmazındaki bir diğer garabet.
Sırada hükümetin kurulması var. Kürtler pazarlıkların merkezinde. Ama faktör ve denge unsuru çok: Birbirine rakip Şii bloklar, Sünniler, bölünmüş Kürtler, İran-Amerikan nüfuz savaşı, Necef merkezli dini otoritenin tercihleri vs. Bunun Kürdistan’la ilişkilere nasıl bir boyut katacağını kestirmek şimdiden imkânsız.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025