Fehim TAŞTEKİN
Irak Kürdistan Bölgesi, Mesut Barzani’nin başkanlığı bırakıp sahne gerisine çekilmesi ve Celal Talabani’nin vefat etmesinin ardından oğullar-yeğenler dönemiyle yeni bir döneme açılıyor.
Mesut Barzani’nin yeğeni ve damadı Başbakan Neçirvan İdris Barzani 28 Mayıs’ta parlamentodaki oylamayla Kürdistan Bölgesi Başkanı seçildi.
25 Eylül 2017’de bağımsızlık referandumuna öfkelenen Türkiye, İran ve Irak’ın koordineli hareket ederek Kürdistan’ı cezalandırması ve bu minvalde 16-17 Ekim 2017’de gelen askeri müdahaleyle Kerkük dahil tartışmalı bölgelerin merkezin kontrolüne geçmesi Kürdistan’ın iç siyasi dengelerini hepten bozmuştu. Bu hezimet karşısında Mesut Barzani, Kasım 2017’de yetkilerini başbakanlık, parlamento ve adalet komisyonu arasında paylaştırıp başkanlık makamını rafa kaldırmıştı.
Gecikmeli olarak 30 Eylül 2018’de düzenlenen parlamento seçimlerinden birinci çıkan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tekrar devreye sokulan başkanlık makamı için Neçirvan Barzani’yi, başbakanlık için de Mesut Barzani’nin oğlu ve Güvenlik Konseyi Başkanı Mesrur Barzani’yi aday göstermişti. KDP, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile başkan yardımcılığı, meclis başkanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerinin KYB’ye verilmesini de içeren bir iktidarı paylaşım anlaşması imzalamıştı. KDP üçüncü ortak olarak Goran’ı hükümete almayı düşünüyor. Neçirvan Barzani’nin başkanlık makamına geçmesinin ardından Mesrur Barzani’nin başkanlığında yeni hükümetin haziranda kurulması bekleniyor.
Kuzenlerin dümene geçmesi Barzani ailesi ve tabi ki KDP açısından bir devamlılığı temsil ediyor. Mesut Barzani bir yanında Neçirvan’ı, diğer yanında Mesrur’u oturtup bugünler için yetiştirdi. Neçirvan yabancı hükümetler ve iş dünyasıyla haşır neşir olurken Mesrur iç güvenliğin teminiyle madalyonun öteki yüzünü oluşturdu. Öte tarafta Kürdistan’ın Süleymaniye yakasını tutan KYB de Celal Talabani sonrası oğullar (Kubad ve Bafel) dönemini yaşıyor.
***
Neçirvan Barzani’nin dışarıda epey kabul gören bir lider olduğu gelen tebrik mesajlarından da anlaşılıyor. Tebrik listesi ABD, Fransa ve Britanya ile başlayıp Türkiye, İran, Irak, Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle uzayıp gidiyor. ‘İstikrarı sağlayacak lider’ vurgusu öne çıkıyor. İş dünyası da siyasi kariyeri ile serveti paralel yürümüş Neçirvan Barzani’den hayli umutlu. Barzani’ye açılan krediyi tanımlayan iki kelime; iş ve diplomasi.
Mesut Barzani’nin çekilmesinin ardından Neçirvan Barzani’ye tevdi edilen görev pek çok cephede normalleşme ve yumuşak geçişi sağlamaktı. Kürdistan mücadelesinin simge ismi olarak Mesut Barzani’nin atamayacağı geri adımları ya da yapamayacağı jestleri Neçirvan Barzani gerçekleştirebilirdi.
Bu çerçevede Tahran ve Ankara ile güven tazelenecek; Bağdat’la köprüler yeniden kurulacak, Kerkük ve diğer bölgelerin statüsü ile ilgili 140’ıncı maddenin uygulanması seçeneğine dönülecek, bu arada Peşmerge’nin tekrar Kerkük’e dönmesi sağlanacak, merkezin Kerkük’e atadığı Arap valinin yerine tekrar bir Kürt vali seçtirilecek, petrol paylaşımı ve bütçe payı ile ilgili anlaşmazlıklar giderilecekti. Ki bu hususların halli için iki taraftan üst düzey heyetlerin görüşmesi 28 Nisan’da Bağdat’ta gerçekleşti.
Bağdat açısından Neçirvan Barzani ‘normalleşme dönemi’ için makul bir isim. O yüzden tebrikte hiç gecikmediler.
ABD açısından da Neçirvan Barzani, 2003 sonrası kurulan düzende devamlılığı garanti ediyor. Kürtlerin Bağdat’ta iktidara ortak olup İran’a yakın kanatları baskılama stratejisine omuz vermeleri bu dönemde ABD’nin en önemli önceliği. Diğer öncelikler İran’ı 50 kilometreden gözetleyen Harir Üssü’nün tahkim edilmesi, Erbil Konsolosluğu’ndaki kapasitenin diplomatik ve askeri misyon bakımından genişletilmesi, Kürdistan’ın İran’a karşı yaptırımlara ortak olması, bölgeden Suriye cephesine sevkıyatların sekteye uğramaması ve petrol arzının sürmesi…
Neçirvan Barzani başbakanlığı boyunca hem Ankara hem Tahran’la yakın mesaide olageldi. Saddam’dan kaçış yıllarını İran’da geçirmiş, Tahran Üniversitesi’nde okumuş, Fars diline derinlemesine nüfuz etmiş bir siyasetçi olarak Neçirvan Barzani, İran ile ABD arasında sıkışsa da orta yolu bulma konusundaki yeteneklerini kullanabilir.
Ankara Neçirvan Barzani’nin bağımsızlık referandumuna gönülsüz olduğunu not etmiş ve onu amcasından ayrı bir yere koymuştu. AKP çevreleriyle iş bağlantılarının ‘siyasi hatırı’ da büyük tabii. Neçirvan Barzani daha başkanlık koltuğuna oturmadan Türkiye, Erbil’le gerilimli süreci bitirme eğilimine zaten girmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 29 Nisan’da Bağdat’tan sonra Erbil’e giderek bu yeni sayfayı resmileştirdi. Bu süreç daha da ivme kazanabilir. (Fakat Ankara’nın sınır ötesi hareketlerle PKK’ye karşı savaşı büyütme baskısının yeni dönemde Erbil’deki karşılığı ne olur kestirmek zor.)
***
Dışardaki bu olumlu tablonun Kürdistan iç siyasetindeki yansıması aynı değil. KDP ile hükümet kurma mutabakatına rağmen KYB, Neçirvan Barzani’nin başkan seçildiği oturumu boykot etti. İlk kez seçime katılıp 8 koltuk kazanan Yeni Nesil Hareketi de sürecin demokratik işlemediğini belirtip oylamaya katılmadı.
111 koltuklu parlamentoda 81 oy kullanıldı, bunların 68’ini Neçirvan Barzani aldı. Diğer dört aday sıfır çekti. KYB boykot kararına gerekçe olarak KDP’nin Kerkük Valiliği’ne bir KYB’linin önerilmesi konusunda yan çizmesini gösterdi. KDP ise aksi iddiada: “KYB anlaşmaya uymadı. Mutabakata göre Kerkük işi hükümet oluşumundan sonra karara bağlanacak.”
Kerkük konusunda Bağdat’la olan anlaşmazlık, iki parti arasındaki kavganın da gerisinde kalıyor. (Bu arada KDP’nin Kerkük hesaplarıyla ilgili bir hatırlatma yapalım: 2017’de Kerkük’ü kaybettikten sonra Erbil’de üstelenen eski Vali Necmeddin Kerim, KDP’nin desteğiyle geri dönmeyi umarken petrol paralarını zimmetine geçirdiği suçlamasıyla hakkında çıkartılan yakalama kararı yüzünden Beyrut’ta mahsur kaldı. Pasaportuna el konulup Bağdat’a gönderilmesi istenilen Kerim’in 50 milyon doları Neçirvan Barzani’ye ait Kurdistan International Bank’taki hesabına yatırdığı iddia ediliyor. Merkez bu parayı geri istiyor.)
Sözün özü Neçirvan Barzani son derece kritik bir geçiş sürecinde sadece iktidarı değil sahip oldukları Peşmerge gücüyle coğrafyayı da bölüşen iki rakip partinin ortak adayı olamadı. Tarihsel husumetlerle gelinmiş ortak yolun devamı için kötü bir başlangıç bu. Yeni dönemde de iki parti arasındaki ilişkilerin türbülanstan çıkması olası gözükmüyor. Yine de iki parti birbirine muhtaç.
Elbette yeni dönemde KDP’nin eli daha üstün. Meclis aritmetiği hükümetin oluşumunda bir önceki döneme nazaran KDP’nin işini kolaylaştırıyor. (KDP vekil sayısını 38’den 45’e, KYB 18’den 21’e çıkardı. Geçen dönem değişim iddiasıyla yıldızı parlayan Goran 24 vekilden 12’ye düştü.) Kotayla belirlenen 11 azınlık koltuğundan yaklaşık dokuzu KDP’nin cebinde. Hükümetteki tecrübesiyle birlikte Neçirvan Barzani artık bir üst makamda. İç güvenlik ve istihbaratın patronu Mesrur Barzani’nin başbakanlık koltuğuna geçmesi KDP’den yana işleyen iç disiplinin korunması anlamına geliyor. Bunların üstünde KDP’nin başkanı ve Kürdistan’ın doğal lideri olarak Mesut Barzani de sahne gerisinden bütün kritik süreçlerde belirleyici konumunu koruyor. Denilebilir ki KDP’yi kontrol etme konusunda Mesrur ile Neçirvan Barzani arasında rekabet kızışacak ve bu bütünlük bozulacak. Belki. Fakat Mesut Barzani’nin varlığı bu senaryoyu geciktiren ya da baskılayan bir faktör. Mesut Barzani oğlu ve yeğeni arasındaki güç mücadelesinin KDP’yi zayıflatmasına kolay kolay izin vermez.
Beri taraftan KDP coğrafi ve siyasi bütünlük açısından KYB’yi dışarda tutamaz. Bölge üzerindeki oyuncular da bunu salık vermez; ne Amerika ne de İran. Kerkük’ün geleceği iki partiyi birbirine düşürdüğü gibi iki partinin birbirine tamamen sırtını dönmesini engelliyor. Hesabı sorulmayan bütçe paylaşımı da KYB’nin vazgeçebileceği bir şey değil. KYB iktidardan uzak kaldığında pozisyonunu koruyamayacağını, 2013 seçiminin ardından kısa süre hükümet dışında kaldığında gördü. 2013 seçiminde kendisinden kopmuş Goran’ın gerisine düşen KYB bu sefer ikinci parti konumunda. Bu oy KDP’nin yarısı kadar ama psikolojik olarak kendini toparladı. KYB, “Kerkük’te ihanet etti” suçlamalarıyla ortamın kızıştığı bir dönemde Berhem Salih’i Irak Cumhurbaşkanlığı’na aday göstererek KDP’nin adayı Fuad Hüseyin’e çalım atmıştı. Bu biraz da İran’ın yönlendirmesiyle, “Kerkük’te işleri zorlaştırmayan” KYB’nin ödüllendirilmesiydi. Berhem Salih şimdi Erbil’de hükümet paylaşımı ve Kerkük’le ilgili çözüm arayışlarında KYB’nin hesaba katılmasını gerektiren bir faktör.
***
Eğer işler tekrar sarpa sarmazsa 2020’de genel sayım olacak. Kerkük’ün statüsünün belirlenmesi için 140’ıncı maddeyle belirlenen yol haritasının ilk adımı buydu. Sonra referandum. Kürtler artık yeniden bu anayasal çözüm sürecine bel bağlamış durumda. Belki oğullar ve yeğenler döneminde herkes kendini ispat etmek için manevralar yapacak, belki gerilimler eksik olmayacak. Ancak bu süreçte iç kavganın derinleşmesi Kürtlerin sınırlarla ilgili hayallerini hepten suya düşürebilir. Neçirvan Barzani “Başkanlık makamı birliğin şemsiyesi olacak” dedi. Elbette bir umuttur ama gerçeğin dili de kılıç gibidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025