Ferdan ERGUT
AKP'ye muhalefet alanında derin fikri ve örgütsel bir boşluk var. Bu boşluk, söylem düzeyindeki bir radikallikle de dolacak gibi görünmüyor. "Muhalefetin" keskinliği arttıkça AKP'nin de oyunu artırdığına bakılırsa, bu tarzın toplumda bir karşılığının olmadığı anlaşılıyor. Sorun, AKP'ye alternatif ve kendine güveni olan politik bir öznenin toplum tarafından görünür kılınması sorunu.
Cari muhalefetin büyük bölümü AKP büyüsü altında yaşıyor. AKP'yi kolluyor, öncelikle onun bir şey yapmasını bekliyor, sonra ona tepki veriyor. Durum vahim ve özne olamamakla ilgili. Özne, seçen ve seçtiği üzerine eyleyendir. Kendi dışındaki bir gücün yapıp ettiklerine neredeyse doğal refleks geliştirmek, aslında özne olamamanın itirafıdır. "Kategorik AKP karşıtlığı" dediğim maraz, kendine ait bir politik gündem oluşturmanın önündeki temel engeldir.
Siyaset, elbette güncele yanıt vermekle mükellef; ama dünyasını güncelle sınırlayamaz. Artık tarihsel bilgiyi siyasetin kurucu unsurlarından biri haline getirmemiz gerekiyor. Tarihin gösterdiği odur ki, bu toplum alternatif sunan, değişimi örgütlemeye ehil olduğu izlenimi yaratan siyasal güçleri destekliyor. "Artık yeter" diyen Menderes, "Toprak işleyenin, su kullananın" diyen Ecevit, "Bizi askerden ancak bu kurtarır" diye bakılan Özal ve nihayet 2002'debüyük bir değişim vaadiyle gelen Erdoğan, buradan destek aldılar. Bu siyasetçilerin politik ortaklıkları sınırlı. Esas ortaklıkları "değişim" mitosunu yaratmış olmaları.
"Kategorik AKP karşıtlığı" ile malul öznenin bu sosyolojiyle temas edememesi de buradan kaynaklanıyor. Bu öznenin dünyası şöyle işliyor: Olan biten her şey AKP'nin mühendislik projesi. AKP düşünür, tasarlar ve uygular! Türkiye'nin 150 yıllık demokrasi tarihine bu resimde yer yoktur. Türkiye'de demokrasi mücadelesi verenler, sosyalistler, devrimciler, demokratlar, sivil toplum dinamikleri hiçbir şey başaramamış; bugüne hiçbir iz ve miras bırakmamıştır. Geçmiş ne sorunun ne de çözümün bir parçasıdır.; gereksizdir. "Önemli günleri" anmak dışında ihtiyacımızın olmadığı bir bilgidir tarih.
Hayatımızı son on yıldan ibaret gören bu hafızasızlık, toplumsal değişimin tek öznesi olarak gördüğü AKP'ye kategorik karşıtlık dışında bir siyaset üretemiyor. Geçerken not etmek gerekiyor ki, kendini solda tanımlayan ve AKP hayranlığı ile malul diğer bir yüzü de var madalyonun. Bu iki tavır, farklı görünse de aynı zihniyetin ürünü: Tarihi, toplumsal ve siyasal mücadeleleri yok hükmüne indirmek ve sadece AKP'nin iradesinden ibaret bir dünya kurmak.
"Kategorik karşıtlık" darbecilerin yargılanması sürecinde kendini şöyle ifade etmişti: "Evren ve Şahinkaya'nın yargılanıyor olmaları, 30 yıllık demokrasi mücadelesinin değil, AKP'nin mühendislik projesinin sonucudur.!" Yenilgici ruh halini maskeleyen "devrimci" söylem yedekteydi elbette: "Darbecileri ancak devrimciler yargılayabilir." Zamanında bu meseleyi çok konuştuk; geçiyorum.
Barış!
Fakat, maraz tekrar zuhur etti ve üstelik bu kez referandumdan çok daha önemli bir meseleyle uğraşıyoruz: Barış!
Türkiye, yüz yıllık rüyasını, Kürt sorununu çözme yolunda adımlar atıyor. Maraz ise etkisi altına aldığı birçok politik grubu paralize etmeye devam ediyor. Bütün toplum bu meseleye kitlenmiş, nasıl çözeriz diye düşünürken ve aslında bu durum siyaset geliştirmek için önemli fırsatlar sunarken, bu gruplar "Buradan bir şey çıkmaz" dışında bir şey diyemiyorlar. Oldukça da uğursuz bir role soyunarak, sürecin hepimiz tarafından bilinen zorluklarını öne çıkartıyorlar ve -gayet- olası bir kırılma anında "biz dememiş miydik!" anını kolluyorlar.
Bunlar olurken, kendine ve mücadelesine güvenen Kürt siyasal hareketi, birbiri ardına tarihsel kararlar alıyor. Erdoğan'ın olmaz dediği birçok şeyin olduğunu, olur dediği birçok şeyin olmadığını görebilmek için ortalama bir gözlem yeteneği yeterli. Yakın zamana kadat Kürt sorununu baskıyla "halledeceği" yanılsaması içinde olan, binlerce Kürt siyasetçiyi hapse atan AKP'den bahsediyoruz neticede! Marazın etkisi altındakilerin dünyasında ise bütün bu baskıyı, direnişle boşa çıkartan Kürtlere de yer yok.
Manidar olduğunu düşündüğüm bir örnek - olay üzerinden devam edelim: Akil İnsanlar heyeti.
Heyete karşı bu "muhalefetin" tavrı elbette kategorik karşıtlık. Bu insanlar AKP'nin memurudur; psikolojik harekat dairesidir vs. Bir an için "Av Mevsimi" filminden bir repliği hatırlayarak "bakış açımızı değiştirelim!" Bu heyetin içinde Türkiye'nin yüz akı aydınları, özgürlükçü solcuları var. Bu insanların arkasında onyılları bulan demokrasi mücadelesi var ve bu mücadeleyi kendi başlarına değil, kendilerinden daha geniş bir politik toplumun üyeleri olarak verdiler.
Geldiğimiz an itibarıyla bu ülkenin kendini kadir-i mutlak hisseden Başbakanı, gücünün sınırlarının farkına vardı. Geçmişi 150 yıl öncesine dayanan ve büyük acılara yol açmış olan Kürt sorununun barışçıl çözümü için zorunlu toplumsal desteği kendi başına oluşturamayacağını anladı. O mutlak güç sahibi olduğunu düşünen insan yardım istedi! Yardımını istediği farklı kesimler arasında, bu ülkenin son 30-40 yılı boyunca demokrasiyi geliştirmeye çalışan solcuları / demokratları vardı.
Farklı bir bakış
AKP büyüsü altında yaşayanların anlaması zor olabilir ama bir an için Türkiye toplumuna şunları söylediğimizi düşünelim: 1) AKP iktidarının talep ettiği yardım, tarihsel demokrasi mücadelesinin başarılı olduğunun kanıtıdır. 2) bu tarihsel mücadele toplumda iz bırakan öylesine bir meşruiyet yaratmıştır ki, Türkiye'nin yakın tarihinde gördüğü en hegemonik iktidar, en kadim sorunumuzun çözümünde kendini yetersiz görmüş ve meşruiyet zeminini yaratmak için bu mücadelenin tarihinden yararlanmak zorunda kalmıştır.
Bu hikaye -ve olası başarı- AKP'nin değil, bizlerin hikayesi ve başarısı. Tıpkı darbecilerin yargılanması ile sonuçlanan hikayenin AKP'nin değil, bizim hikayemiz olması gibi.
Sözün özü şudur: AKP son on yılın önemli aktörlerinden biri. Ama sadece biri! Yaşadığımız hayatı AKP tek başında masa başında kurmuyor. Kurması -ontolojik olarak- mümkün de değil. Böyle bir dünya hiç olmadı. Elbette güçlü bir iktidar olarak birçok alanda belirleyici oluyor. Fakat bunu söylemek, bütün alanların tek belirleyiçisi anlamına gelmiyor. Hayat birçok başka durumda da AKP'ye sınırlarını gösteriyor. AKP'nin olmaz dediklerini olduruyor, olur dediklerini oldurmuyor.
AKP -her iktidarın yapacağı gibi- attığı bütün adımları kendi istediği için attığını söyleyecektir elbette. Sorun, iktidarın kendisi için çizdiği resmin doğruluğuna inanmak. Tarihsel tecrübeye farklı bir bakış ve biraz da özgüven, iktidarın baş aşağı çizdiği resmi düzeltmeye yetecek!
(Radikal İki, 05.05.2013)
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.01.2015
28.07.2015
30.05.2015
5.02.2015
27.10.2014
21.06.2014
3.06.2014
26.04.2014
4.04.2014
20.02.2014