Ferdan ERGUT
Erdoğan’ın kurma yolunda her gün yeni hamleler yaptığı tek adam yönetimi ile 100 yıllık barışımızı konuştuğumuz Çözüm Süreci birlikte yürüyebilir mi? Bir yandan Kürtlerle barışırken bir yandan da ancak halkıyla savaşmak isteyen bir hükümetin çıkarabileceği İç Güvenlik Yasası aynı anda gündemimizde olabilir mi?
Herkesin kafasında benzer sorular var. Türkiye kadar toplumsal değişimin çok katmanlı olduğu bir ülkede yarın bunlar yerine başka konuları da tartışıyor olabiliriz. Oysa konular değişse de aynı şeyi tartışıyor olacağız; yıllardan beri öyle yapıyoruz! Bir arada var olamayağını düşündüğümüz çelişkili süreçler arasında yolumuzu bulamıyoruz. Zihni kalıplarımız şöyle işliyor: “A söz konusuyken, aynı anda nasıl B de olabilir? Demek ki, ikisinden biri sahte!”
Tartıştığımız somut meselede bu zihni kalıp, birçok insanı Kürt Hareketine cephe almaya itiyor. Bu süreçler bir arada olamayacaklarına göre, diyorlar, Kürtler (ve HDP) AKP rejiminin payandalığını yapıyorlar olsa gerek!
Acaba farklı bir bakış geliştirebilsek, siyaseti tarihle birlikte düşünsek anlaşılmaz olanı daha anlaşılır kılabilir miyiz? Bunu derken sadece tarihsel bir bilgiyle siyasete bakmaktan, geçmişten bugüne tevarüs ettiğimiz meselelerin, zihniyetlerin bizi nasıl sınırladığının ayırdında olmaktan bahsetmiyorum. Bunlar elbette sahici ve sonuç alıcı bir siyasetin olmazsa olmazlarıdır. Üzerinizdeki sınırları bilmek, o sınırları genişletebilmenin birincil koşuludur. Kapalı ve dar bir mekandasınız ve yaşam alanınızı genişletmek için duvarı yıkmak istiyorsunuz (özgürleşmek diyelim); kirişin, kolonun nereden geçtiğini bilmezseniz, başka bir deyişle yanlış duvara yüklenirseniz özgürleşmek bir yana, kirişi kırıp binanın altında kalmak da var!
Bunun ötesinde, “siyaseti tarihle birlikte düşünme” derken yönteme dair bir şeyden de bahsediyorum. Tarih bilgisini üretirken kullandığımız yöntemle siyasal alana bakmak, belki de hakikati karmaşasıyla birlikte idrak etmemizi kolaylaştıracak ve sonrasında da bu karmaşaya uygun bir siysasi pozisyon geliştirebileceğiz.
Kimileri “son tahlilde” diyerek basitleştirmeye çalışsalar da tarihte hiçbir olgunun tek nedeni yok. Tarihsel düşünüşün temeli, çoklu nedenselliklerin kabulüdür. Dahası, bu nedensellikler farklı yönlere doğru hareket edebilirler: Bazı nedenler o olgunun oluşması yönünde hareket ederken, bazıları o olguyu engelleyecek yönde ilerleyebilir. Nedenselliklerden hangisi daha güçlüyse sonucu o belirler. Nedenlerin de tahterevallisi var! Güneşli bir havada kuru otların üzerinde bırakılmış bir camın belirli bir açıyla güneş ışığını aldığında yangın üretme gücü vardır. Yangının çıkacağı kesindir ama devam edeceği ya da yayılacağı kesin midir? Ya yağmur yağarsa? O camın nasıl yangın üretme gücü varsa, yağmurun da yangın söndürme gücü var. Sonucun ne olacağını belirleyecek olan bu iki nedensel faktörün kuvvetleri olacaktır.
Bütün olguların ardında –yukardaki örnekten elbette daha karmaşık; ama benzer dinamikleri barındıran- böyle nedensellik halkaları var. Biz tarihçiler her şey olup bittikten sonra geriye döneriz. Sanki sonucu bilmiyormuş gibi en başından hikayeyi kurgular ve o sonucun neden öyle olmak zorunda olduğunu okura gösteririz! “Oluş halinin” bütün karmaşasını, kaosunu bir kenara bırakırız. (İpucu: Tarihçinin anlattığı hikayenin parçaları birbirine ne kadar uyumluysa, çizdiği çerçeve ne kadar netse o kadar hakikatten uzak demektir!) Tarihçinin hikayesini okuyan, sanki kazananın elbette kazanacağını, kaybedenin elbette kaybedeceğini düşünür. Bunlar tarihçi hilesidir; kanmayın derim!
Çözüm Sürecinin çelişkili hallerine bir de buradan bakmayı öneriyorum. Öcalan, Kürt Hareketi, HDP, Erdoğan ve farklı fraksiyonlarıyla AKP’nin doğrudan özneleri olduğu, CHP’den MHP’ye, ordudan uğursuz şebekelere ve uluslararası güçlere kadar bir dizi aktif gözlemcisi olduğu karmaşık bir süreçten konuşuyoruz. Üstelik bu öznelerin tek meselesi de Çözüm Süreci değil. Bu süreçle ilişkili ya da ilişkisiz birçok başka gündemleri de var. Şu anda bir “oluş”un içindeyiz. Çelişkili süreçleri aynı anda yaşıyoruz.
Erdoğan’ın aklındaki belli: Kararları sadece kendisinin alacağı, denge ve denetleme mekanizmalarının sıfırlandığı bir rejim... İç Güvenlik Paketi'yle yaratılmak istenen polis örgütü, hazırlanmakta olduğu tek adam yönetiminin polis örgütüdür. Yetkileri arttırılmış, denetlenebilirliği azaltılmış bir örgüt! Öte yandan, uzun bir süredir polisin toplum üzerindeki gücünü arttırdığına tanıklık ediyoruz. Yani polisin güç biriktirmesinin -Çözüm Süreci’yle doğrudan ilişkili olmayan- ayrı bir tarihselliği var. Paket’le birlikte, denetlenebilirliği zaten az olan polis, artık neredeyse başına buyruk hale geliyor ve kendine hep bir ayakbağı olarak gördüğü adalet mekanizmasını da devre dışı bırakıyor.
İç Güvenlik Yasası çıktığı gün artık bir Polis Partisi olacak. Kendi siyasetini geliştirebilen ve hatta örgütsel çıkarları söz konusu olduğunda bu yasayı çıkartan hükümeti dahi köşeye sıkıştırabilecek bir Polis Partisi!
Bu Paketin elbette Çözüm Süreci üzerine etkisi olacaktır; ama bunu doğrudan o süreçle ilişkilendirmek başka şey... Elbette şu ihtimal var: Eğer Çözüm Süreci çöker ve mücadele sokağa taşarsa Erdoğan’ın vurucu güce ihtiyacı olacak. Fakat bundan daha önemli yapısal bir neden var Paket’in arkasında: Toplumda uzlaşma yaratacak siyasetleri geliştirebilme kapasitesini çoktan yitirmiş bir iktidar artık ancak baskı mekanizmalarını “mükemmelleştirerek” yönetebileceğini düşünüyor. Ordu’ya güvenemediğinden onu dışarda bırakıyor ve ağırlığını polise veriyor. İç Güvenlik Paketi’nin arkasında Gezi’nin Hayaleti var! Erdoğan’ın mutlak ve meşru bir hegemonya kurduğunu düşündüğü dönemde geldi Gezi ve bütün Türkiye’ye yayılarak O’na hayatı boyunca unut(a)mayacağı bir travma yaşattı. Otoriter Erdoğan’ın despotlaşma süreci böyle başladı. Erdoğan, toplumdaki meşruluk düzeyini biliyordu; Gezi’yle birlikte gayrı meşruluk düzeyini de öğrendi! Kendine hayran birisinin dönüp kendini sorgulaması elbette mümkün değildi. Kendince mümkün olan, işte İç Güvenlik Paketidir!
Fakat bir de Müzakere Süreci var! Kürt Hareketinin uzun yıllara dayanan mücadelesi sonucunda önemli adımların atılmaya başlandığı ve doğal olarak AKP Hükümetinin de kendisine politik bir kazanç beklediği Müzakere Süreci... Bu iki süreç elbette birbirine değiyor. Lakin her ikisini de anlayabilmek için bunları analitik olarak ayırmak gerekiyor. Polisin iktidarını arttırmasının ayrı bir tarihi ve dinamiği var. Bu tarihin içinde Ergenekon/Balyoz süreçlerinden sonra Ordu’nun değişen konumundan Erdoğan’ın kişisel iktidarına, Gülen Cemaatinden Gezi olaylarına ve hepsinden bağımsız olarak Polis örgütünün bütün bu süreçleri manipüle edebilme becerisi v.s sayılabilir. Müzakere Sürecinin tarihi ve dinamiği ise bunlardan bağımsız: Öncelikle Kürt siyasal hareketinin 40 yıllık mücadele tarihi, buna parlamenter mücadeleyi ekledikleri ve HDP ile birlikte niteliksel olarak da farklı bir düzleme sıçrattıkları paralel bir tarih, politik önderleri Öcalan’ın kişisel tarihi, sivil toplumunun demokratikleşme talepleri, Ortadoğu’daki gelişmeler, uluslararası güç dengeleri v.s.
Şu anda yaşadığımız bir kaos dönemi... Birbirinden farklı dinamiklere ve tarihlere sahip farklı faktörler Çözüm Sürecine etki ediyorlar. Tahteverallinin nereye hareket edeceğinin belli olmadığı bir dönemdeyiz. Üstelik iki uçlu değil; çok uçlu (çok özneli) garip bir tahteravalli bu: Hayat gibi! Maalesef zihni kalıplarımız fazlasıyla determinist ve Kaos üzerine düşünmemizi engelliyor. Olgular ortaya çıktıktan sonra geriye dönüyor ve her faktörü yerli yerine oturttuğumuzu düşünüyoruz. Oysa olgular ortaya çıkmazdan önce insanlar bir arayış, bir mücadele içindeydi. Fransız Devriminde de, Ekim’de de, başka yerlerde de... Her grubun farklı tercihleri vardı, öngörülebilir bir durum yoktu; ucu açık bir süreçti. Sürecin sonunda elbette bir “şey” oldu. Olan, olması gerektiği için olmadı; güçler dengesinin sonucuydu.
Müzakere Süreci, AKP iktidarı, “Başkanlık rejimi” üzerinden Erdoğan’ın kişisel iktidar hırsı, İç Güvenlik Paketi gibi süreçler de böyle işliyor. Bunlar elbette Çözüm Süreci üzerine etki ediyor. Ama sadece bunlar mı? Kültürel, iktisadi, uluslararası yapıların, 100 yıllk tarihle şekillenmiş zihniyetimizin etkileri ne olacak? Demem o ki, bütün bu süreçlerin sanki bir ana dinamiği varmış ve hepsini “son tahlilde” o belirliyormuş gibi bakamayız.
Nedenselliklerin tahteravallisi demiştim. Bütün yetkileri merkezde toplayan, hiçbir yetkiyi çevreye delege etmeyen AKP iktidarı, katı merkeziyetçi bir iktidardır. Kürtlerin temel talebi ise bunun tam tersi: Kürtler her alanda ademi merkeziyetçilik ve buna uygun bir Anayasa istiyor. İki öznenin siyasal mücadelesinin gerçekleştiği ve aralarında uzlaşmanın mümkün olmadığı ana zemin de budur.
Erdoğan’ın merkeziyetçiliği ile Kürtlerin ademi merkeziyetçiliği arasında uzlaşmanın mümkün olmadığını tesbit etmek önemlidir. Bu tesbitten sonrası ise karşılıklı kuvvetlerin ve her kuvvetin kendi programı çevresine ne kadar ek kuvvet yığabileceğinin sınanacağı alandır. Çok farklı değişkenler barındıran bu alana dair daha ötesi söylenemez. Ötesi, mücadele! Özneler arası etkileşimin, mücadelenin ve müzakerenin aynı anda var olduğu kaotik bir durumdan söz ediyoruz. Demirtaş, “AKP ile askeri ateşkes yapan PKK’dir; bizim siyasi ateşkesimiz yok” demesi böylesi bir hakikate işaret eder. Süreçler birbirinden göreli bağımsızlıkları içinde ilerliyor. Sonunda olacak olanı şu anda bilmiyoruz. Muhtemelen her iki özneyi de tümüyle tatmin etmeyen bir noktaya varacağız.
Yine de tahterevallideki kuvvet dengelerinin nereye doğru hareket ettiğini ortaya koyabiliriz: HDP’nin sürece yaptığı bütün müdahaleler Demokrasi ile Çözüm’ü ortaklaştıran müdahaleler. Bunlar güç kazandıkça, toplumsal desteğini arttırdıkça ulaşmak istediğimiz noktaya ulaşabileceğiz. Garantisi yok elbette: Dert iyi anlatılamazsa yenilgi de, geriye dönüşler de mümkün. Belki de Erdoğan’ın sürece eklemlediği kuvvetler daha baskın çıkacak ve geriye döneceğiz. Tarih düz bir çizgide ilerlemiyor: En ileri dediğimiz 20. yüzyıla iki dünya savaşı ve soykırımlar sığdırdık.
Ben iyimserim; ama tarihe baktığımda “artık silahlı mücadele geride kaldı” ezberini de tehlikeli bulurum. Geriye dönüş imkansızdır demek yerine, geriye dönüşü engelleyecek dinamikleri kuvvetlendirmemiz gerekiyor. An itibariyle bu dinamiklerin motorunu HDP ve onun çevresinde yer alan demokrasi güçleri oluşturuyor. Bu motor – AKP ve CHP içindekiler de dahil- ne kadar kuvveti harekete geçirebilirse demokratik bir çözüme doğru etki eden kuvvetler de o oranda artacaktır.
7 Haziran seçimleri bu yolda önemli bir işaret fişeği olsun!
http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=2253&yazarId=106
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları













































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.01.2015
28.07.2015
30.05.2015
5.02.2015
27.10.2014
21.06.2014
3.06.2014
26.04.2014
4.04.2014
20.02.2014