Ferdan ERGUT
Hrant Dink, Türkleri inkarcılıkla suçlayan Diaspora Ermenilerine hep şunu hatırlattı: Türklerin problemi inkâr değil; idrakti. Bu toplum, diyordu, 1915’de neler olup bittiğini bunca yıldan sonra ancak ve yeni yeni idrak etmeye başlıyordu. İnkâr –eğer olacaksa- ancak idrakten sonra gelebilirdi. Neşe Düzel’e verdiği bir röportajda söylediği gibi, “Türkiye şu anda ne inkârla ne de ikrarla meşgul olmalı. Türkiye olayı idrak etmeye çalışmalı. İnsanlara dayatılmış bir ikrarın ya da inkârın, duygulara hitap etmemiş bir sürecin hiç kimseye bir faydası olmaz. İnsanlar ancak Ermeni meselesini öğrendikten, anladıktan sonra, ‘Bu benim için bir soykırımdır ya da değildir’ diye olayı kabul ederler ya da etmezler. Ayrıca devletin ya da hükümetin dışarıdan baskılarla, mecbur kalıp olayı kabul etmesinin de hiçbir anlamı yok.... Çünkü gerçeği görmesi gereken toplumlardır, insanlardır. Konuşulması gereken kavram da ‘vicdan’dır. Devletlerin vicdanı olmaz. Toplumların ve insanların vicdanı olur. Zaten idrak de, ‘vicdan’la ilgili bir süreçtir.”
Hrant’ın, sorunun “inkar”dan değil, “idrak”ten kaynaklandığı tesbitini okuduğumdan bu yana şunu düşünüyorum: Aslında sadece Ermeni meselesi değil, Türkiye’nin bütün meselelerini kuşatan ana meselemiz idrak. İşi daha da çetrefil kılan boyut şu ki, tarihsel sorunlarımızı idrak etmekte zorlanmamızın nedenleri de tarihsel!
Türkiye toplumunun geniş kesimlerinin hakikatle ilişkisi zedelidir. Hakikate doğrudan temas etmeyen, etme imkanı olmayan –başka bir deyişle- Ermeni olmayan, Hakkari’de yaşayan bir Kürt olmayan ya da Maraş’ta kimliğini korumaya çalışan bir Alevi olmayan bizler için “hakikat”le tek temas, devletin bütün ağırlığıyla yüklendiği resmi ideoloji ve onun temel taşıyıcısı olan “mili eğitim” üzerinden gerçekleşti.
Resmi ideolojinin bu “başarısı” üzerine sonraki yazılarda konuşacağım. Fakat öncelikle bu “başarının” niye bu kadar kolay gerçekleşebildiği üzerine üşünmek gerekiyor. Bu kadar çok yalanın, hem solda hem de sağda bu kadar yaygın bir biçimde alıcısının olması, açıklanmaya muhtaç bir durum...
Sanırım, yalanların bu kadar kolay kabulünün öncelikle yapısal bir nedeni var: Türk toplumu, imparatorluk yitirmiş bir toplum. Sahibi olduğunu düşündüğü devletinin adım adım bölünmesini görmüş; 1920 gibi daha dün sayılabilecek yakın bir tarihte başkentinin emperyalistler tarafından işgalini yaşamış ve Balkanlardan ve Kafkasyadan sığınanlarla birlikte ellerinde kalan tek toprak parçası olan Anadolu’yu önce yerel -ve sivil- kongreler aracılığıyla sonra da Sivas Kongresi’nde kendini kabul ettirmiş olan merkezi ve daha militarize bir önderlikle işgale karşı savunmuş bir toplum. Başka bir deyişle, bu toplumda “bölünme”, “ihanet”, “dış düşmanlar” v.s. üzerinden yapılacak ajitasyonun başarılı olmasının nesnel temelleri var. Hele de bu ajitasyon, kendini çok kısa sürede toparlamış, muhaliflerini tasfiye ettikten sonra Batı’nın desteğini de arkasına alarak çok kısa sürede kendini konsolide etmiş yeni rejimin bütün ideolojik ve baskı aygıtları tarafından yapılırsa... Kısa ve başarılı konsolidasyon sürecinin –yani bizatihi “zaman” unsurunun- Cumhuriyet’in bundan sonraki siyasal yapısını belirlediği gerçeğini ihmal ediyoruz. Bu konunun üzerinde –çok kısa da olsa- durmak gerekiyor.
Rejimlerin konsolidasyonunun göreli çabukluğu veya uzunluğu, takip eden siyasal süreçlerin belirlenmesinde son derece önemli rol oynar. Türkiye’de kurulan yeni rejim için sanırım 1925 İstiklal Mahkemeleri’yle birlikte konsolidasyonun tamamlandığı söylenebilir. Hem milli mücadelenin başarısından aldığı göreli meşruiyet, hem de yüksek dozdaki otoriter siyasetin bileşimi sonucunda 1920’de açılan kapı, muhaliflerin tasfiye edildiği 1925’te kapanmıştır. 5 yıllık bir süre içinde yeni rejim kendini kabul ettirmiştir. Dünyadaki diğer örnekleriyle karşılandığında yeni bir rejimin bu kadar kısa sürede kendini konsolide etmesi başlı başına önemlidir. Yeni rejimin yöneticileri, gerek dışardan gerekse kendi iç kadrolarından gelen sınır ötesi savaş taleplerine direnmiştir. Dağılan bir imparatorluğu tekrar biraraya getirmek gibi bir maceracılığıa girişmemiş ve bütün mesaisini iç tahkimata ayırmıştır.
Kemalistlerin hızlı konsolidasyon tercihlerinin, demokrat olup olmamaları meselesiyle bir ilgisi yok. Olsa olsa, o andaki en gerçekçi siyasal özne oldukları söylenebilir. Son tahlilde Kemalistlerin, devrimlerini ihraç etmeme veya sınır savaşlarına girmeme yolundaki kararlılıkları toplumsal desteklerinin boyutu konusundaki tereddütlerinden kaynaklanıyordu. Bu tereddüt temelinde oluşturdukları gerçekçi dış politika bizzat muhalifleri tarafından da saptanmştır. İşte apayrı ideolojiye sahip iki muhalifin görüşleri: Muhafazakar Kazım Kadri şunları yazıyordu: “Ankara yaranı, kendilerinin ‘harp’ ile geldiklerini ve yine bir ‘harp’ ile gideceklerini pek iyi bilirler ve bundan dolayı harpten son derece tehaşi ederler [ürkerler]. Eğer böyle düşünmemiş olsalardı, Musul ve İskenderun meselelerinde İngilizler ve Fransızlarla çarpışmaktan geri durmazlardı.” (Meşrutiyetten Cumhuriyet'e Hatıralarım: 196).
Türkiye komünistlerinin önderi Şefik Hüsnü’nün değerlendirmeleri de aynı minvaldeydi. Kemalistlerin “bütün dış siyasetlerine damgasını vuran şey”, diyordu Şefik Hüsnü, “silahlı bir çatışma çıktığında halk kitlelerinin nasıl bir tutum alacağı konusunda duydukları korkudur. Kitlelerin desteğine sahip olsalardı, komşu ülkelerle olan çeşitli anlaşmazlık konularında, öncelikle ulusal sorunlarda, kuşkusuz çok daha radikal davranacaklardı.” (Komintern Belgelerinde Türkiye: Şefik Hüsnü, Yazı ve Konuşmalar: 47)
Hızlı ve başarılı bir konsolidasyonun bizatihi kendisinin, takip eden siyasal ve toplumsal süreçler üzerindeki belirleyici rolüne değinmiştim. Devletin kurumsallaşma pratiklerinden, o ülkedeki siyasal rekabetin doğasına, uygulanacak muhalefet stratejilerine kadar bir dizi alanda bu etki gösterilebilir. Bir sonraki yazıda ise üzerinde duracağım konu, devletin ideolojik aygıtlarının dikensiz gül bahçesinde Kürt Sorunu’nu nasıl başarıyla perdeledikleri üzerine olacak. Resmi ideolojinin kabulünü kolaylaştıran tarihsel koşullarda kurumsallaşan devletin ideolojik aygıtları, toplumsal rızayı harekete geçirmekte çok fazla zorlanmamışlardır. Türk toplumunun, Kürt sorununda maruz kaldığı ideolojik bombardımanın yoğunluğu ve başarısı anlaşılmadan, idrak meselemizin ciddiyetini anlamak mümkün olmayacak.
İdrak Meselesi II: Kürt Meselesinde Gayrı-Kürtlerin “Bildikleri” ve Bil(e)medikleri
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar “hallolmuş” Ermeni meselesi ile henüz hallolmamış Kürt meselesinin en önemli meseleler
Türk” veya “Türk milleti” kavramlarının kullanmından özellikle uzak durulmuştur.
Resmi tarhin “milli mücadele” olarak adlandırdığı dönemde “Türk” sözcüğünün bu kadar nadir kullanılmış olması üzerinde durulmalıdır. Sıklıkla kullanılan “milli” ve “millet” terimleri ise, dikkatle bakıldığında görüleceği üzere, Osmanlı dönemindeki “millet” sistemine referansla –başka bir deyişle- dinsel içerikleriyle kullanılmıştır. Cumhuriyetin kurucu metinlerinden Misak-ı Milli’nin birinci maddesi “Türkler”in değil,
“Osmanlı-İslam” çoğunluğunun bulunduğu yerlerin bölünmesinin hiçbir surette kabul edilmeyeceğini yazar.
Mustafa Kemal’in bu dönemde nadiren kullandığı “Türkiye” terimi bile aslında “Osmanlı İmparatorluğu” ile eş anlamlı olarak kullanılır: 1915-1917 döneminde Ermenlilere karşı “Türkiye’de zuhura gelmiş şayan-ı arzu olmayan bazı ahval” ifadesinde olduğu gibi... Mustafa Kemal’in konuşmalarında Osmanlı İmparatorluğu ile eşanlamlı olarak da olsa kullanılan “Türkiye” kavramı, hareketin resmi metinlerinde ise hiç kullanılmaz. Kurtuluş Savaşı döneminin ana kavramı “Müslümanlar” ve “mukkadesat”tır. Kürtler ve Türkler “müslümanlık” potasında eritilmeye çalışılır. Misak-ı Milli’de sınırlar tanımlanırken “bu sınır, anavatanmızın Kürt ve Türklerin yaşadığı parçasını belirler” denilir.
Türklük vurgusunun bu kadar geri planda bırakılmış olmasının tek nedeni vardır: Kürtleri mücadelenin içine çekme kaygısı... Kurtuluş Savaşı’nı yönlendirenlerin Kürt Sorunu’nun farkında oldukları çok açıktır. Sorunun farkında olduklarını, sadece bu dönemde ürettikleri söyleme bakarak değil, Cumhuriyet rejimini kurduktan sonra da bizzat kendi istifadeleri için derledikleri, hakikati anlamaya dönük –ve tam da bu nedenle- kamuya açmadıkları bilgilere bakarak da anlayabiliyoruz. Hakikate daha yakın olan ve sadece kendileri için üretilmiş olan bu bilgiler aslında sorunun boyutlarını da ortaya koyuyordu. Fakat bunlara gelmeden önce, Kürtlere ilişkin kamuya ne tür bilgilerin zerk edildiğine bakalım.
Geçen haftalarda İsmail Beşkiçi için bir armağan kitap yayınlandı. Beşikçi Hoca’ya akademya olarak, siyasetçiler olarak, solcular olarak geç kamış bir teşekkür borcumuz vardı. Borcumuzu biraz olsun ifa etmemizi sağlayan kitabın editörleri Barış Ünlü ve Ozan Değer ile kitabı basan İletişim yayınlarına teşekkür borçluyuz. Kitabın içindeki birbirinden değerli katkılardan birisi de İsveç’te yaşayan M. Malmisanij’e ait. Malmisanij, makalesinde Türkiye’de Kürt Sorununa dair yapılan yayınları “anti-Kürdoloji” ve “gizli-Kürdoloji” olarak ikili bir tasnife tabi tutuyor. Tasnife göre, “anti-Kürdoloji” çalışmaları, yeni rejimin Türk yurttaşlarının okumaları için yazdırdığı ve “gerçeklerin çarpıtılması ve gerçeğin ortaya çıkmaması için yapılan çalışmalar”ı tanımlarken; üst düzey bürokratların bizatihi kendi politikalarını oluşturmak için yaptırdığı ve –elbette ki- kamuya açılmayan metinler ve raporlar “gizli Kürdoloji”çalışmalarını oluşturuyor. Söylemeye gerek yok: “Gizli Kürdoloji” metinleri, devlet aklını harekete geçirmek üzere kaleme alındıkları için, “anti Kürdoloji” metinlerinden çok daha nesnel değerlendirmeler barındırıyor. O nesnellikleri yüzünden de kamuya açılmıyor zaten!
“Anti-Kürdoloji” çalışmaları Osmanlı’nın son dönemlerine kadar uzanıyor. Özellikle İttihat ve Terakki döneminde Kürtlerin asimilasyonu ile özel olarak ilgilenen kurum Aşair ve Muhacirin Müdüriyet-i Umumiyesi’dir (Aşiretler ve Muhacirler Genel Müdürlüğü). Yüzbinlerce Kürdü İç ve Batı Anadolu’da iskana tabi tutan bu Genel Müdürlükte çalışan Naci İsmail [Pelister] Kürtlerle ilgili birçok kitap yazar. Bu kitaplardan biri Kürdler: Tarihi ve İctimai Tedkikat ismini taşır. İlginç olan şudur ki, kitabın yazarı olarak kendisi değil, Berlin Şark Akademisi’nde çalıştığı belirtilen “Doktor Friç” görünmektedir. Daha da ilginci şudur ki, "Doktor Friç” diye biri gerçekte hiç olmamıştır! Sahte adla yazılan bu kitaba göre “Kürtçe’nin ihyası mümkün değildir”, “Kürtçe sözlüklerde geçen kelimelerin bile sadece yüzde 3’ü Kürtçedir”, “Kürt’lerin masalları da kendilerine ait değildir”, “bu kavim geçmişte de önemli bir rol oynamamıştır” v.s.
Pelister tarafından yazılan bu kitap Cumhuriyet dönemi boyunca baş eser konumuna gelir. O kadar ki, yıllar boyu İsmail Beşikçi’nin bilimsel eserleriyle kavga etmeye çalışan devletin savcıları –yokluktan olsa gerek!- sürekli bu kitabı onun karşısına çıkartırlar. İlk olarak 1971’de DDKO iddianamesinde Sıkıyönetim Savcısı, na-mevcut “Dr. Friç”e başvurur ve orjinal metinde yüzde 3 olarak verilen oranı dahi binde 3’e indirir. Ona göre “Dr. Friç”, Kürtçe’de sadece 30 kelime olduğunu kanıtlamıştır. (Duruşma sırasında Musa Anter’in dayanamayarak “Tavuklar bile elli kelime ile konuşuyorlar, bu ayıp olmuyor mu?” diye soruşunu da nakledeyim).
Bitmedi... “Dr Friç”, Beşikçi’nin karşısına bir de 1992 yılında dönemin ünlü savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından çıkartılır. Yine bildik “30 kelimelik Kürtçe” hikayesi... Yine bitmedi... Yüksel’in “Dr. Friç” aşkı 2002’de de devam eder. DGM savcısında göre Kürtçe’de “sadece 300 kelime” olduğu Dr. Friç tarafından “kanıtlandığına” göre “Kürtçe, bir üniversite programında yer alamaz”. Bu farsı daha fazla uzatmadan Malmisanij’e sözü bırakalım: “Dr. Friç örneği, hem uyduruk resmi kaynakların nasıl üretildiğini, hem de bunların hangi bağlamda kullanılabildiğini gösteren ibret alınacak bir örnektir” (“Anti-Kürdolojiden Kürdolojiye Giden Yol ve İsmail Beşikçi,” s. 80).
Devletin baş tacı ettiği başka bir kitap da, kendisi de bir Kürt olan M. Şerif Fırat’ın yazdığı Doğu İlleri ve Varto Tarihi’dir. Yazarımız, doğu illerinin dünyanın kuruluşundan beri Türk’ün özyurdu olduğunu “kanıtlamıştır”. Kürtlerin bir an önce o “arkaik dillerini terk etmeleri kendilerinin hayrınadır”. Yazarın sözleriyle “bu dağlı Türk kardeşlerimiz kendilerinin ulu soylarına yakışmayan ve bugün hiçbir kıymet ve mana ifade etmeyen bu söz yığını dilleri söküp atmalıdırlar”. Bu sözleri okuduktan sonra, Kenan Evren’in 1983’te M. Şerif Fırat için bir anıt mezar yaptırdığı bilgisinin elbette bir şaşırtıcılığı kalmıyor.
Kamuya açık olan yayın hayatında bunlar olurken, devletin gizli yüzündeki yayın faaliyeti daha ilginçti. Bu yayınlarda, bir yandan nesnel bilgiye ulaşmaya çalışan, bir yandan da o bilgilere ulaştıkça kendi meşreblerince bir ulus yaratma projelerinin imkansıza yakın bir proje olduğunu fark eden ve fakat nihai projeyi revize etmek yerine, onun gerçekleşebilmesi için çılgınca yan projeler üretmek zorunda kalan bir elitin çaresizliğini okumak mümkün.
Kürtlerle ilgili gerçeğe yakın herhangi bir çalışmanın şiddetle cezalandırıldığı dönemlerde bürokratik ve askeri elitler kendileri için Fransızca’dan, Rusça’dan Kürtlerle ilgili bilimsel kitaplar çevirtiyorlar ve bu kitapları incelettirdikten sonra dolaplara kilitliyorlardı. Bayar ve Menderes, kendileri için Nikitin’in Les Kurds kitabını çevirtir; TRT ise The Kurds adlı başka bir çalışmayı çevirterek “hizmete özel” damgalı bir rapor haline getirir.
Bu kitaplar ve daha niceleri devlet elitlerine gösterir ki, Kürtlerin asimilasyonu hiç de sandıkları kadar kolay olmayacaktır.
Uzun yıllar boyu devlet aklını ve pratiklerini belirleyecek olan işte bu başa çıkılması imkansız olan hakikat oldu.
Birinci yazıda söylediğim, hakikate doğrudan temas eden Kürtler haricinde, diğerlerinin Cumhuriyet’in Kürt politikasını öğrenebilmeleri içinse gizli raporların ve belgelerin ortaya çıkması gerekiyordu. Başka bir deyişle, Türkler uzun yıllar Kürtlere ilişkin kendi devletlerinin neler düşündüğünü ve dahası neler uyguladığını öğrenmedi, öğrenemedi –ve aslında en trajik olanı- öğrenmek de istemedi. O gizli raporlarda neler olduğunu ise bir sonraki yazıya bırakalım.
http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=1736&yazarId=106
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.01.2015
28.07.2015
30.05.2015
5.02.2015
27.10.2014
21.06.2014
3.06.2014
26.04.2014
4.04.2014
20.02.2014