Ferhat KENTEL
Sadece not olsun diye yazıyorum...
Mahallenin irileri
Önce gözümün önüne gelen manzarayı aktarmaya çalışayım…
Sanki bir mahalledeyiz ve sokak arasında top oynamak isteyen bir-iki tane cılız çocuğa karşı, mahallenin kalabalık genç irileri adeta sadistçe zevk alarak tekme tokat girişiyorlar, “burada sizi oynatmayız!” diyerek. Daha önce kendileri cılız çocukken, onları oynatmayan başka abilerden intikamlarını alıyorlar adeta... Çocuklar şikâyet etmeye kalkınca, iri gençler şikâyet edenleri tehdit ediyorlar. Mahallenin kahvesinde sabahtan akşama kadar okey oynayan abileri de yanlarında alıyorlar ve her zaman racon kesen okeyci abiler, “ileride belli olmaz, kendimizi de garantiye alalım” ve de “nasıl olursa olsun, mahallede düzen iyidir“ diyerek, iri gençlerin raconundan yana taraf oluyorlar. İri gençler böylesine sınırsız güç sahibi olmaktan inanılmaz gurur duyuyorlar. Zayıf ve çelimsiz çocukları dövmekle, toplarını ellerinden almakla, patlatmakla, tarifi imkansız zaferler kazanmış gibi oluyorlar. Bu onlara daha da güven veriyor. Adeta hayatlarındaki bütün düşmanlarını konsantre bir şekilde sembolize eden çocukları biraz daha ezmek için atıyorlar bütün adımlarını. Sayıca çoklar; çok daha fazla güce sahipler buna rağmen, gösterdikleri her dayak başarısından sonra kendilerini kahraman gibi hissediyorlar; kibirleri tavan yapıyor.
Memleket sathında buna benzer topyekûn bir faaliyet sürüyor; hepsi birbirine eklemlenen dünya kadar faaliyet...
Taşlar bağlanıyor
Ama gene de en dikkat çekici olan kısmını öne koyalım; yani memlekette neler olup bittiğini göstermeme ya da sadece havada uçuşan pembe kalpçikleri gösterme faaliyetini...
Nasrettin Hoca’nın hikâyesi gibi bir durum var öncelikle... Sakın yanlış anlaşılmasın diyerek, izleyen cümlede “taş” ve “köpek” kelimelerini metafor olarak kullandığımı belirteyim; taşların bağlanıp, köpeklerin serbest bırakıldığı bir köydeyiz adeta... Yani para, silah gibi bilumum sermayeye sahip olarak güçlü olanların istedikleri gibi at koşturdukları (yanlış anlaşılmasın; buradaki at da bildiğimiz at değil; sadece bir deyim kullanıyorum), buna karşılık eleştirmeye çalışanların kafalarına vurulup sessiz bırakıldıkları bir memleketteyiz.
Mesela Sur, Nusaybin, Cizre gibi yerlerde koca koca mahalleler ve şehirler yıkıldı... III. Napolyon’un yaptıklarına benzer şekilde, küçücük şehirlerde kocaman “bulvarlar” açıldı. Oralarda sadece “teröristler” öldürülmedi; “total”in ve “tek”in dışındaki her şey de yokluğa doğru itildi...
Biz memleketin batısında yaşayan sıradan insanlar, eğer sosyal medya gibi post-modern teknolojilere sahip değilsek, orada olup bitenleri kimden ve nasıl öğrendik?
Herhalde medya denen ortamın yüzde 90’ına sahip olan bir zihniyetin merceğinden bakan, sahibinin sesi olan bir takım hoparlörlerden dinledik. Belki onlar bize, oralarda ne olup bittiği hakkında en doğru bilgiyi anlatıyorlardı ama kötü bilgi bile olsa başka bir şey duyma ihtimalimiz giderek kalmadı.
Taze haber geldi; Erol Önderoğlu, Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesin tutuklandı... Özgür Gündem gazetesine nöbetçi yayın yönetmeni olarak destek verdikleri için... Sembolik olarak bir günlüğüne nöbetçi yayın yönetmenliği yaptıkları için...
Artık o –doğru ya da yanlış- o cılız haberleri duyma imkânımız da kalmıyor...
HDP’li milletvekillerinin –ki kendileri adı “Milletin Meclisi” olan yerdeki “ikinci büyük muhalefet partisi”nin milletvekilleridir- dokunulmazlıkları kaldırıldı.
Artık o konuda alabileceğimiz tek bilgi türü sadece o milletvekillerinin “terörist” oldukları için dokunulmazlıklarının kaldırıldığı bilgisi olacak.
Her bilgiyi saklamaya gerek yok
Abdullah Gül’ün Gezi direnişi hakkında söylediği bir-iki tane cılız olumlu lâf da kayıtlardan silinmiş. İleride tarih yazıldığı zaman öyle bir bilgi olmasın diye... Gelecekte arşiv çalışması yapanlar, eğer fazla kafa patlatmadan tarih yazarlarsa, yazdıkları kitaplarda, bırakın Abdullah Gül’ün söylediği lafı, Gül’ün kendisi bile olmayacak.. O zamanın tarihçileri “sözde Gezi direnişi” gibi yaratıcılıklarla bezenmiş resmi tarihler yazacaklar. Belki de 1984’ten sonra, “1984’e dönüş” gibi yeni romanlar yazılacak.
İleride “sözde” diye başlayan tanımlamalara konu olacak tarihi yazmak üzere, Veli Küçük gibi tecrübeli insanlar bugün protokolde yerlerini almaya başladılar.
1984’ün ‘Büyük Biraderi’nin gözleri, burnu, pencerelerden, kameralardan okulların içine girmeye başladı. Küçük biraderler “gâvur icadı” iphone’larıyla “yerli ve milli” olmayanın görüntü ve ses avına çıkıyorlar artık.
Üniversitenin –doğru ya da yanlış-, artık içeride bilgi üretmesine gerek yok. Üniversitede yapılacak dersleri, hocaların konuşma metinlerini artık “total partinin yüksek ideoloji komiserleri” hazırlayacak...
Ve biz sıradan insanlar o sırada masal ülkemizde aslında her şeyin ne kadar iyi gittiğini genç irisi basınımızdan öğreneceğiz ve cılız sesleriyle “imdat!” diye bağıranların seslerinin (eğer hâlâ onları duyabiliyorsak) ne kadar da “çatlak” ve de “marjinal” olduklarıyla alay edeceğiz.
Yüksek gökdelenlerimizle, her tarafı kuşatan beton tarlalarımızla, o beton tarlalarında nefes alamaz hale geldikçe yaptığımız yeni köprülerimiz ve yeni yollarımızla; her yeni, yolumuzun ve köprümüzün yanına gene doldurduğumuz beton tarlalarımızla, giderek nefes alamasak da, milletimizin medar-ı iftiharı beton üreticilerimizle gurur duymaya devam edeceğiz.
Ve kimse, elâlemin teknolojisiyle becerdiğimiz bu “yerli ve milli” gururumuzu engellemek üzere çatlak ses çıkaramayacak.
KAYNAK: HABERDAR / FERHAT KENTEL
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020