Fikret Bila
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya 4 yıl kaldı.
100. yıla bu kadar yaklaşmışken Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti, onun gösterdiği hedeflerden çok uzaklara düşmüş durumda.
Atatürk, bin bir türlü engele karşın cumhuriyet ilân derken iki temel hedefi vardı. Biri, Türkiye’yi çağdaş devletler arasına sokmak ve yükseltmek, ikincisi ise millet egemenliğini hâkim kılmaktı.
Bu hedeflere ulaşmak için temel aldığı iki ilke ise laiklik ve halkçılık ilkeleriydi. Laikleşme, Osmanlı’dan kalan geleneksel toplumu modern bir topluma dönüştürmek, halkçılık ise halk iradesine dayalı bir rejim kurmak için gerekliydi.
Atatürk’ün ikinci hedefine dayalı olarak attığı ilk adım henüz cumhuriyeti ilân etmeden 1 Kasım 1922’da saltanatı kaldırmasıdır. Bu karar halk egemenliği yolunda ortadan kaldırılan ilk engeldir. Birinci amacına ulaşmak için en büyük engeli oluşturan hilafeti kaldırmak için bir süre daha beklemiş ve cumhuriyetin ilânından 5 ay sonra 3 Mart 1924 tarihinde de hilafeti kaldırmıştır. Kurtuluş Savaşı’nı birlikte verdiği en yakın silah arkadaşları dahil en büyük direnci bu kararı nedeniyle görmüştür.
Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduktan sonra arka arkaya uygulamaya geçirdiği devrimler ve reformların hepsi laik bir devlet düzeni kurmaya yöneliktir.
Hilafetin kaldırılmasından sonra Meclis üstünlüğüne dayalı 1924 Anayasası, batıdan aldığı medeni kanun, borçlar kanunu, ceza kanununun kabul edilmesi, Tanzimat’tan beri var olan ikili (İslam hukuku ve Batı hukuku) hukuk sistemini ortadan kaldırmış ve çağdaş hukuku hâkim kılmıştır.
Eğitim birliği kanununun çıkarılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, Latin alfabesine geçiş, 1930’da kadınların yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakları, 1934’de kadınların milletvekili seçme ve seçilme haklarının düzenlenmesi, halkevlerinin kurulması, okullaşmanın hızlandırılması, kız çocuklarının okulla tanışmaları, kültür ve sanat alanında atılan adımlar….
Bütün bunlar laik bir devlet düzeni ve kadın-erkek eşitliğini hedefleyen çağdaş bir toplum yaşamı için atılmış Türkiye Cumhuriyeti’nin bel kemiğini oluşturan dev adımlardır.
Atatürk’ün bu devrimleri gerçekleştirmesi kolay olmamıştır. 1923’ten 1938’e kadar büyük çoğunluğu laikliğe karşı, “din elden gidiyor” yakınmasına dayalı dinci 18 isyan yaşanmıştır.
Atatürk, laik bir devlet düzeni ve çağdaş bir toplum yaşamı kurmaya çalışırken bir yandan da giriştiği demokrasi denemelerinin hepsi, genç, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve devrimlerini yıkmaya yönelen gerici hareketlerin yarattığı tehlike karşısında sonuçsuz kalmıştır. Bu nedenle, çok partili hayata, aksak da olsa demokrasiye geçiş ancak 1950’de mümkün olabilmiştir.
100. yıla 4 yıl kala
100. yılı kutlamaya 4 yıl gibi kısa bir süre kalmışken, bugün, bu devrimlerin ve reformların ne hale geldiğine bakarsak, Atatürk’ün gösterdiği hedeften çok uzak olduğumuzu görürüz.
AK Parti’nin 17 yıllık iktidarında cumhuriyetin en fazla yıpratılan kurumunun laiklik olduğunu söyleyebiliriz. Kullanılan siyaset dilinden, devlet binalarının bulunduğu yerleşkelerin isimlendirilmesine, atamalarda liyakatin yerini imam, tarikat tavsiyesinin almasından eğitim ve sağlık sistemine kadar devletin din referanslı bir yapıya dönüştürüldüğünü çok açık biçimde görüyoruz.
Bugün devlet kurumları tarikatlar arasında paylaşım savaşına sahne oluyor. Bilime dayalı eğitimin yerini tarikatlarla imzalan protokoller almış durumda. Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan bütçe birçok bakanlığın bütçesini katlıyor. İmam-hatip liselerine ayrılan ödenek, fen liselerine ayrılan ödeneğin 10 katı.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği azalacak yerde çok daha büyümüş durumda. Bu eşitsizlik, kız çocuklarının başının örtülmesinin ilkokul 4. sınıf yaşına kadar indirilmiş olmasından başlıyor. Çocuklar sadece imam-hatip okullarına yönlendiriliyor.
Milli eğitim müdürleri bilimsel eğitimi değil, din eğitimini destekliyor. Bazı müdürler ve eğitimciler, öğretmenlik yerine imamlık yapıyor.
İmamlar öğretmenlerden çok daha fazla maaş alıyor ve devlet olanaklarından çok daha fazla yararlanıyor. Toplumsal yaşam yeniden dini esaslara doğru teşvik ediliyor, hatta bu yönde baskılanıyor.
Kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik sistem ise felç durumda. Yasama ve yargı yürütme organı, yürütme organı ise Cumhurbaşkanı’nın elinde toplanmış durumda. Bu kuvvetleri halk adına denetlemesi gereken medya da büyük ölçüde iktidar aygıtı konumunda işlev görüyor.
Hukukun üstünlüğüne, insan haklarına dayanmayan, demokratik, laik niteliği örselenmiş bir cumhuriyet Atatürk’ün hedef gösterdiği bir cumhuriyet olamaz.
Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu tehlike, içi boşaltılmış cumhuriyet tehlikesidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.10.2025
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021