Güldalı COŞKUN
“HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, en son Gaziantep'teki hücre evlerine gerçekleştirilen baskın sırasında peş peşe kendini patlatarak öldüren IŞİD militanlarıyla ilgili ciddi bir iddia ortaya attı.” (‘kendini patlatarak öldürülen' derken, T24 klavyeleri sürçmüş olmalı!)
Bakalım ne demiş Demirtaş: "Musul'da 'IŞİD'e karşı savaşacağım' diyorsun da dışardan bakan şunu söyler: 'Önce Gaziantep'i IŞİD'den temizle.' IŞİD'e teslim etmişsin zaten. Bazı mahallelere artık devlet giremiyor. IŞİD kontrolünde mahalleler var Gaziantep'te. Şimdi kontrol dışına çıkan unsurlara operasyon yapılıyor. Antep Valisi'nin açıklamasını izlemişsinizdir. Ortada açık bir infaz var aslında. Orada ne diyor? 'IŞİD komşulara zarar gelmesin diye kendini boş bir bina da patlattı!' Patlatmadan önce oturup konuşmuşlar: 'Sen niye kendini boş inşaatta patlatıyorsun!' 'Valla Sayın Vali bundan dolayı" demiş de Vali biliyor, açıklıyor. Hayır, durum öyle değil. 10 Ekim Ankara katliamı, Suruç katliamı, Diyarbakır mitingimizin katliamını yapanların tek tek infaz edildiğini görüyoruz. Konuşmasınlar diye. Antep'teki boş bir inşaata götürülüp infaz edilmiştir. Bu, polisin düşüncesidir."
Demirtaş'ı anlayan beri gelsin! Ah nasıl da endişeli Devlet için! Gaziantep'de Devletin giremediği yerler varmış! Devlet, işbirliği yaptığı(!) IŞİD'çileri infaz ediyormuş; konuşmasınlar diye! Malum aşure ayı! Hem kim takar içeriği! Karşıyız ya yeter cane!
(Demirtaş'ın çelişkilerini boş verip, IŞİD olan yerlere PKK koymak da eğlenceli olabilir!) Zaten PKK, IŞİD, FETÖ çok da farklı değiller. Hele öyle bir ortak noktaları var ki, dünya yıkılsa vazgeçmezler kronik nefretlerinden.
Aynı Kılıçdaroğlu gibi, konuşuyor konuşuyor ama aslında hiçbir şey söylemiyor. Sürekli, sinekten yağ çıkarma derdindeler. Ortaya koyacak hiçbir fikir yok. Kargaşadan kâr çıkarma siyaseti! Dinlerken, neden böyleler sanki derim, üzülerek. ‘Bir şey var, kendini “sol” diye tarif eden tayfada ve bunu dökemiyorum cümlelere' derken, yine harika bir Halil Berktay yazısıyla, cevabını buldum sorularımın.
Patlamalara gelince; Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamlarının ortak amacı neydi? Seçime birkaç gün kala HDP mitingini, kim patlatır!? Ankara Garındaki patlamadan, iktidarın ne çıkarı olabilir? Suruç, ha keza!
Tüm bunların tek bir ortak hedefi var: Halkın güven duygusunu sarsıp, kaos oluşturarak iktidarı sindirmek. 15 Temmuz'u yaşamak bile, Demirtaş'ı yerinden bir milim oynatmamış. Bu da laf mı, zaten ortak çalışmışlar. Açılan hendekler, onca silah ve yığınak, ancak birilerinin göz yummasıyla olacaktır. Haydutlar, buluşmuş ortak düşmanda!
Tüm patlamalarda ilk açıklama, ışık hızıyla Demirtaş'tan geliyor. Bunu yapan ona göre,“AKP ve Sarayın Muhafızlarıdır!” Ee, kişi kendinden bilir işi! Bölgede örgüte direniş mi var! Patlat birkaç yer, yak bir iki TIR. Olmadı, öldür, o da olmadı, adam kaçır, sakla ve“faili devlet” de. Kendi yalanlarına, kendileri de biat edince, çık çıkabilirsen işin içinden.
Etnik ve kültürel meseleleri öyle bir kullanırlar ki, elini attıkları her soruna bırakın çözüm istemeyi, özellikle çözümsüz kalmasını arzu edeler. Eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi gibi kavramları çok kullanırlar ama gerçekte hiç işleri olmaz. Onlardan olmayanı en çok görmek istedikleri yerdir, musalla taşı!
Halil Berktay Hoca'nın, Hurşit Külter düzmecesinden sonra, bunların hallerini, ideolojik davranış biçimlerini anlattığı yazısından bir bölümü şöyle:
“PKK, BDP veya HDP liderlerini uzun süre izlediğimde, hangi durumlarda ne yapacaklarını, ne diyeceklerini, herhangi bir köşeye sıkışmışlarsa oradan nasıl çıkmaya kalkışacaklarını, bir Kürt davranış modeli değil solcu-komünist-Stalinist bir davranış modeli temelinde öngörebildiğimi; (geldikleri noktada) siyasî çizgi ve manevralarının artık Kürtçülükle değil Stalinizmle açıklanabilir olduğunu algıladım. Bu da beni sol/cular neden yalan söyler sorusuna götürüyor. Ne oldu da, giderek küçülüp daralan bir solun tuzlu bataklıklarında, en çok da PKK, HDP ve onlara hâlâ sempatiyle bakan kesimlerde, yalan kronik ve endemik bir hal aldı? (…)PKK'ya tekrar baktığımda, ideoloji açısından, örgütlenme açısından, hiyerarşi ve “önder” kültü açısından, disiplin ve cezalandırma gösterileri açısından, demokrasiyle ilişkisinin sahte ve göstermelik niteliği açısından, sol siyasî kültürle olan örtüşme ve devamlılıkları belirginlik kazandı. Tekrar tekrar, hep aynı davranış kalıpları duruyordu karşımda!”
Başka ne yazılabilir ki; acınası hallerine!
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018