Gürbüz ÖZALTINLI
“Aşağıda yer alan röportaj, geçtiğimiz pazartesi günü Yeni Şafak gazetesinde yayımlanmıştır. Sayın Nil Gülsüm’le yapılan röportaj toplam 15 soruya verilen cevaplardan oluşmaktadır. Ortaya çıkan metnin sayfaya sığmaması nedeniyle üç sorunun tamamen çıkartılarak yayımlanmasında mutabık kalınmıştır. Aşağıdaki metinde, çıkartılan soruları ve cevaplarını da kapsayacak biçimde röportajın tamamı yer almaktadır.”
1)Son terör olayından başlayalım istiyorum; Türk siyasi hayatına geçecek bir cinayeti yaşadık. Türkiye’nin önemli bir siyasi süreçte ilerlediği göz önüne alındığında bu cinayeti nasıl yorumlarsınız?
Sivil görünümlü terör bu ülkede yabancısı olduğumuz bir şey değil. Böyle eylemler, en sert siyasi söylemlerden kat kat fazla geriyor toplumu. Bu tür gerginlikler; toplumsal tabanı güçlü, siyasal rakiplerinin normal koşullarda rekabet edemediği partilerin işine gelmez şüphesiz. Hegemon partiler, seçimlere toplumsal huzurun sarsıldığı koşullarda gitmek istemezler. Bazı muhalif yazarlar kalemlerine olmadık cambazlıklar yaptırıp, tanık olduğumuz terörün ardında AKP’nin olabileceğini ima ediyorlar. İnsana “bu kadar da ahmak mı sanıyorlar bu toplumu” dedirten tezler bunlar.
2)DHKP-C, kritik dönemlerde gerçekleştirdiği eylemlerle tanınan bir örgüt. Bu örgütün yapısı ve ilişkileri de her zaman tartışma konusu olmuştu. Bu konuda siz ne söylersiniz?
Çok karanlık bir “marka”yla karşı karşıya olduğumuz açık. ABD elçiliğine saldırı, Sabancı suikastı, Adalet Bakanlığı ve AKP binasına yöneltilen saldırı vs.. Bu tür örgütleri içinde yer alan militanların kimliği ve düşüncesi üzerinden çözümlemek ve anlamak imkansız bence. Ancak ciddi istihbarat verileri ve analizleriyle fikir sahibi olunabilir bunlar hakkında. Çünkü mutlaka bölgesel- küresel istihbarat örgütleriyle kesişme noktaları vardır ve daha derin planların enstrümanı işlevi görürler. Solculuk, halkçılık üzerine kurulu söylem tamamen militana dönük bir malzemedir. Bize örgütün karanlık yüzü hakkında fikir vermez. Kısacası bu soru biraz istihbaratçıların alanına giriyor.
3)Bu eylemi Sabancı suikastına benzeten de oldu, Yargıtay baskınına da. Bu benzetmeler ne kadar gerçeği yansıtıyor?
Benzetilebilir gerçekten. Ortak yönleri şu: bu eylemler, ilan ettikleri amaçlarıyla gerçek işlevleri arasında bir ilişki bulunmayan eylemler. Sabancı, işçi sınıfının sınıf düşmanı olduğu için öldürülmedi. Ya da Danıştay, başörtüsü yasağını onayladığı için basılmadı. Bu eylemin de Berkin Elvan’la bir ilişkisi yok. Teröristler kendilerini o söylem içinden anlamlandırırlarken samimidirler herhalde. Fakat eylemin kararını onlar vermiyorlar ki. Saydığım eylemlerin her birinin büyük politik resim içinde, kolayca görünmeyen son derece kirli hedefleri var. Kanlı siyaset fırçasının mühendislik dokunuşları bunlar. Tarihimize bakınca etkili olmadığını söylemek de zor. Uğur Mumcu’nun katledilmesiyle koskoca CHP’nin sosyal demokrasi arayışlarının bir çırpıda çöpe atılıp vesayet yedeğine çekilmesine hep beraber tanık olduk. Oluk oluk CHP’ye oy veren kentli orta sınıflar cenaze töreninde “Türkiye İran olmayacak” sloganıyla yürüdüler ve hala o CHP’nin enkazıyla uğraşıyor bu ülke.
4)DHKP-C kendisini Mahir Çayan’a izafe eden bir örgüt. Diğer örgütler için de durum farklı değil. Devrimci solun bu tavrı anakronik değil mi?
Anakronik tabii. Ama burada “devrimci sol” vs gibi, sanki sosyolojik karşılığı olan bir siyasal hareketten söz ediyormuş gibi konuşmamız bence anlamsız. Bu örgütler varlıklarını, sosyolojik süreçlerden çok istihbarat örgütlerinin ihtiyaçlarına borçlular.
5)Sol ve siyasi şiddet ilişkisi çok tartışıldı. Bu ilişki için neler söylersiniz?
Solu kabaca ikiye ayırmazsak haksızlık ederiz. Marksizm kökenli sol hareket, 20.yüzyılın başlarında iki kola ayrıldı ve tarih içinde bu makas çok açıldı. Öyle ki birbirlerini karşıt konumda görme noktasına geldiler. Bir kolu daha ziyade Avrupa’dan tanıdığımız sosyal demokrat partiler temsil ettiler ve bunların şiddetle ilişkisi olmadı. Legalist, barışçı, evrimci yoldan ilerlediler ve toplumsal barışa, refaha büyük tarihsel katkılarda bulundular. 1917 devrimiyle dünya sahnesinde yerini alan (Leninci) devrimci sosyalist sol ise şiddetle arasına ilkesel bir duvar örmedi. Birçok versiyonu mesafe koymayı bırakın, şiddeti devrimin biricik yöntemi kabul etti. Sovyet sisteminin çökmesinden sonra hızla likide olan bu hareketlerin bugün tanık olduğumuz kalıntıları ise samimi bir yüzleşme ve özeleştiriden hep uzak durdular. Başlı başına geniş bir tartışma konusu bu.
6)Şu aşamadan sonra ortak duyarlılıkla çözümlenebilecek bu türden gerilimlerin daha da şiddetlenmesi ihtimalini görüyor musunuz?
Ben kısa vadede ortak duyarlılık alanlarının oluşması konusunda pek iyimser değilim. Terör, Kürt Savaşı dâhil hepimizi tehdit eden kötülükleri bile, karşısındakini güçsüzleştirmenin aracı, fırsatı olarak gören derin bir nefret hattı oluştu. Gezi eylemlerinde iyice açığa çıkan ve taşlaşan bu cepheleşme geleceğimiz için önemli bir tehdit. Herkesin şikâyet ettiği bu kutuplaşma, yine herkesin tek taraflı olarak karşısındakini sorumlu tuttuğu bir bakış açısıyla beslenip büyütülüyor. Muhalefetten bu tabloyu değiştirecek bir yönelim beklemiyorum ben. Fakat iktidar gücünü elde tutanların bu süreci tersine çevirme yollarını bulmalarında her bakımdan yarar var. Terör ayrışmaları derinleştiriyor doğru. Fakat aynı zamanda da bu ayrışma ve kutuplaşma ortamından besleniyor.
7)Savcının katledilmesi karşısında medyanın takındığı tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana medya demeyin. Biraz önce sözünü ettiğim her kötülüğü araçsallaştıran kavganın, en gözü kara, en ilkesiz taşıyıcısı oldu medya. Bu kadar açık, kirli bir teröre bile “adalet arayışı” , “çocukları öldürtmenin, anneleri yuhalatmanın sonucu” gibi kredili sözlerle yaklaşılabilmesi, o fotoğrafın basılabilmesi, röportajlar yapılabilmesi hakikaten ölçü, izan kalmadığını gösteriyor. Fakat medya deyince iktidar medyasını da bu çatışmacı, yıkıcı araçsallaşmanın dışında görmediğimi açıkça söylemeliyim. Medya bir bütün olarak çok kötü bir yolda gidiyor.
8)AK Parti’den kurtulmak adına kimi kesimlerin Türkiye’nin Suriye benzeri bir iç çatışmaya ve kutuplaşmaya gitmesini bile arzular halde olduğu yorumları için değerlendirmeniz ne olur?
AKP iktidarının devam etmesinin, olabilecek her şeyden daha katlanılmaz olduğunu düşünen kesimlerin varlığını hepimiz görüyoruz. Fakat ben, sıradan insanlar boğazına kadar nefrete battığı için Suriye’deki gibi yıkıcı iç savaşların çıkabileceğine inanmam. Savaşlar bundan çıkmaz, fakat bu durum savaş çıkartmak isteyenlere uygun vasatı sağlar. Önemli olan, Türkiye’yi Suriye’ye çevirebilecek güçte tayin edici aktörlerin ne düşündüğüdür. İki şeyi bir arada umalım. Birincisi küresel ilahlar Türkiye’yi kan gölüne çevirmekten yarar ummasınlar. İkincisi yerli aktörler ortamı kullanışlı olmaktan çıkartsınlar.
9) Türkiye son iki yıldır bir türbülansa sokulmak isteniyor sanki. Bunun nedeni sizce nedir? Mesele sadece AK Parti’yi iktidardan uzaklaştıracak zeminin sağlanması mı başka sebepleri mi var?
AK Parti’yle uğraşılması sebepsiz değil elbette. Hatta denebilir ki sorun AK Parti de değil. Onun temel politikalarının oluşmasında tayin edici ağırlığı bulunan Erdoğan’ın konumu. Ben uzun zamandır, bu gerilimin altında Türkiye’nin Batı’lı güç odaklarından bağımsızlaşmasının ve bölgede İsrail’le çatışmayı göze almasının yattığını savunuyorum. Türkiye Ortadoğu’da eski rolüne döndüğü gün Erdoğan Batı basının en gözde lideri olur kuşkunuz olmasın. Türkiye de bazı aksaklıklarına sonsuz anlayış gösterilen özgür demokratik bir ülke. Kısacası türbülans olarak gördüğümüz şeylerin bazı küresel aktörlerin reel politik çıkarlarıyla ilgili ayar çabaları olduğuna inanıyorum ben.
10) AK Parti’den kurtulmak için askerden medet umulduğunu gördük ama terörün şirinleştirildiğini bu süreçte gördük. Bu ne tür tehlikeli bir durum barındırmakta?
Terörün yarattığı öfkeden medet ummak ateşle oynamaktır. Oynayanın elini yakabilir. Terörün nedeni olarak iktidar politikalarını göstermek terörü meşrulaştırmak demektir. Muhalefet bu yolla toplumsal desteğini genişletemez, tersine aşındırır kanısındayım.
11) AK Parti karşısında oluşturulan koalisyonda bir araya gelmesi ihtimali zayıf olan grupları birlikte görüyoruz. Bu tabloyu nasıl okumalıyız?
AK Parti’nin egemen parti olması ve toplumsal kutuplaşmayla ilişkili olduğunu düşünüyorum bunun. AKP ile tek başına güç yarıştırabilecek bir hareket yok ortada. Öte yandan toplumda kültürel kırılma hattında oluşan derin bir yarılma ve kutuplaşma var. Bu yarılma ve kutuplaşma, AKP dışı güçlerin AKP’ye olan karşıtlıklarının kendi aralarındaki ayrımlardan daha önemli olduğu anlamına geliyor. Anti-AKP’cilik kendi başına bir siyasi kimliğe dönüştü. AKP’nin bu tabloya dair şikâyetleri haksız değil. Fakat şikâyet yetmez, bu tabloyu değiştirecek stratejiler üretmesi gerekir.
12) Üniversitelerde bir süredir gerginlik oluşturulmak istendiğine tanık oluyoruz. 12 Eylül’e atıfta bulunan ve adeta hak veren yorumlara şahit olduk son günlerde. Öğrenciler 12 Eylül dönemi bir ortama mı çekilmek isteniyor?
Bu tarihe sahip bir ülkenin yurttaşları olarak üniversiteler başta olmak üzere şiddet içeren çatışmalardan kuşku duymaya hakkımız var. Fakat ben 70’li yılların da anıları içinden baktığımda pek tehlikeli bir durum olmadığını düşünüyorum veya umuyorum diyelim. Genç profili değişti. Siyasal cemaatleşmenin kapsayamayacağı bir kültür oluştu düşüncesindeyim. Şiddete yatkın çatışmacı azınlıklar her zaman her yerde olabilir. Fakat sistematik, organize destek ve teşvik olmadıkça kitleselleşme imkânı bulamazlar kanısındayım. Şartlar 12 Eylül öncesine benzemiyor. Umarım yanılmıyorumdur.
13) Paralel yapının bu cinayet karşısında “biz olsaydık bunlar gerçekleşmezdi” diye özetlenebilecek bir tavrı var. Onlar bu atmosferin ve gelişmelerin neresindeler sizce?
Paralel yapı tam anlamıyla ölüm kalım kavgası veriyor. İktidara karşı kullanmayacağı yol, girmeyeceği ittifak yok bence. Söylediği her sözü, izlediği her politikayı bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Başka bir ölçüye ihtiyaç yok. İktidarın paralel yapıyı tasfiyede uğrayacağı bir başarısızlık ise Türkiye için felaket olur.
14) HDP, bütün enerjisini seçime ve barajı aşmaya yöneltmiş gibi dursa da, metropollerde devrimci sol ile adı konmamış bir ittifak içinde olduklarına dair emareler görünmüyor değil. HDP bu atmosferden nasıl etkilenir ve tutacağı yol sizce ne olur?
HDP, Türkiye’lileşmeye çalışmakla iyi bir iş yapıyor. Bunu yaparken de, kızgın, endişeli- artık ne derseniz- iktidara muhalif kesimleri kazanmaya çalışıyor. Bunda yadırganacak bir şey göremiyorum ben. Seçimlere çeyrek kala nasıl Erdoğan’ın sürece el koyan, askıya alan, Kürt sorunu yoktur diyen tavrında yadırganacak bir şey bulmuyorsam; Demirtaş’ın “seni başkan yaptırmayacağız” seslenişinde de bulmuyorum. HDP’nin yapacağı en kötü şey marjinal kesimlerin eleştirilerinden çekinip kendisini teröre mesafesiz gösteren tutumlar izlemesidir bence. Savcının katledildiği olaya ilişkin yapılan açıklamada doğrusu bu tehlikenin izleri var.
15) CHP’nin süreçte pasif bir görüntüsü var. CHP nasıl davranırsa ana muhalefet partisi olarak üzerine düşeni yapmış olur? Ve CHP’nin bu tavrı sergileyebileceğine dair emare görüyor musunuz?
Biraz önce sol ve şiddeti konuşurken Avrupa sosyal demokrasisinden bahsettim. Bizde bu akımın bir izdüşümü olmadı. CHP’nin sola açılma çabalarından miras kalan terminolojiyle “sosyal demokrat”, “sol” bir parti olarak anılması komiktir. CHP, Avrupa merkezli sol siyaset ve düşünce dünyasına Türkiye’deki gelenekçi muhafazakâr siyasi damardan çok daha uzaktır. Bütün gövdesiyle eski Türkiye’ye saplanmış, sahte vitrinlerle ayakta kalmaya çalışan nesli tükenmiş bir partidir. Avrupa’daki geleneksel sosyal demokrasinin işlevini bizim ülkemizde muhafazakâr siyaset görüyor. CHP ayrımcılık yüklü ideolojisiyle ve tüm tarihsel siyasal pratiğiyle demokrasiden daha çok faşizme yakın duran bir partidir. Bence ona demokratik beklentiler yüklemek anlamsızdır. Gölge etmemesi büyük nimet olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023