Hadi ULUENGİN
BU mevsim tek bir defa kalkan tadabildim. Geçen sene ise ona bile kısmet olmadı.
Oysa ne severim! Balıkların şahıdır. Hayır, şah kelimesi bile mütevazı kalıyor, balıkların şehinşahıdır!
Şubat nihayetlerinden, hatta mart ortalarından itibaren şöyle bol düğmeli ve erkek cinsiyetli bir kalkanı tabladan kendi elinizle seçip tavaya usul usul dizeceksiniz ki, ahiret lezzeti diye işte buna denir.
***
VAKIA ızgarası da yapılıyor ama bana söylemez. İstanbullu damağım ecdattan görme şekline alışmış.
Hatta bazı günahkârlar alafranga usul buğulamasını da fırına sürüyorlar ki, Allah taksiratlarını affetsin!
Kalkana karşı en ağır ve en vahim suçu işliyorlar. Cennette yatacak yerleri yok!
Zaten o pişirme ancak, “scophthalmus” familyasına giren balığın “maximus”, yani adi türüne özgüdür.
Kalburüstü lokantalar Fransa ve Belçika’nın Kuzey Denizi sahilinde bunun tereyağlısını, İspanya’nın Gaskonya Körfezi’ne bakan kıyısında da zerdeçallısını mönüye koyarlar.
Bağbozumu “millesime”si iyi seçilmiş ve kıvamında soğutulmuş bir beyaz şarap eşliğinde âlâ sayılır.
Lâkin yine de aynı familyanın “maeticus” türüne dâhil olan bizim kalkanımızın eline su dökemez.
***
LÂF işte, ağız alışkanlığıyla “bizim” dedim. Nereden bizim oluyor ki?
Bırakın kalkanı, Karadeniz’de, Boğaz’da, Marmara’da balık kaldı mı ki mülkiyetini sahiplenebilelim?
Nitekim eski Dersaadet Balıkhane Müdür-i Umumisi Karekin Deveciyan Efendi’nin kaleme aldığı ve sonraki doktora tezlerinde dahi aşılamamış o Türkiye’de Balık ve Balıkçılık adlı muhteşem eseri şöyle bir açın.
Sularımızda avlanan mahlûkatın aynı balıkhaneye yılda ne kadar geldiğine dair göstergeye de göz atın.
Acaba bunlardan kaçta kaçının bugün ismini biliyoruz? Bildiklerimizden de şimdi kaç ton yakalanıyor?
Deveciyan Efendi’nin soyadını hatırlatır biçimde devede kulak kalıyorlar, çünkü denizlerimizi kuruttuk.
***
VAKIA doğru, kalkanın buzhanesi her daim, tazesi de mevsiminde yine tezgâh başköşesine oturuyor.
Oturuyor da, fiyatını gördünüz mü? Göremezsiniz!
Göremezsiniz, zira diğer bütün balıklarınki teşhir ediliyor ama bir tek buna etiket konmuyor!
Esnaf bile fahiş rakamı sergilemekten utanıyor olmalı ki o fiyatı ancak sorgu sual öğrenebiliyorsunuz.
Adam kızara bozara ve fısıldar gibi sıfırları sıraladığında ise sizin bir şakkadak bayılmadığınız kalıyor.
***
EL insaf, Hazar’da tuzlanmış Beluga havyarı veya Toskanya’da toplanmış dolaman mantar mı satılıyor?
İşte enikonu, kabul her zaman pahalı kategorisine girmiş olsa dahi yine de harcıâlem bütçelerin bile geçmişte hiç olmazsa senede bir defa tadabildiği bir yerli balıktan bahsediyoruz.
Oysa şimdi alabilene aşkolsun! Kesesine güvenene de tabii ki afiyet şeker olsun!
Fakat söylemesi ayıp değil, benimkisi imkân vermiyor.
Hele hele, ikramiye vurmadığı için kalantor lokantalarda iki parmaklık bir dilime servet bırakmak gibi bir lüksüm asla yok ki, zaten işte bundan dolayı geçen yıl kursağımdan hiç, bu mevsim ise ancak bir defa geçti.
***
KALKANDAN kapıyı açtım çünkü malûm, yarın da balık avlama mevsimi açılacak.
Rastgele demek gerekiyor ama doğrusu fena hâlde zorlanıyorum. Dilim varmıyor.
Çünkü aslında okyanuslar için kızağa konmuş o heyulâ tekneleriyle denizin bütün bereketini çoktan tarumar etmiş trolcüler falan zaten geç kalmış yasaklara kazan kaldırıyorlar ki, nevrim tam dönüveriyor.
Onların kısa vadeli açgözlülüğü sebep değil midir ki, bırakın kalkana paha biçmeyi, işte en sıradan uskumruyu bile Norveç’ten ithal ediyoruz. İşte en güzide sahilleri dahi sunî balık çiftlikleriyle zehirliyoruz.
Onların oburluğundan ötürü değil midir ki işte Karekin Efendi’nin saydığı mahlûkatı sanki ansiklopedik bilgiymiş gibi okuyoruz. İşte hamsiyle orkinosu karıştıracak ölçüde su kültürüne cahil nesiller yetiştiriyoruz.
Fakat hadi onun efendiliği de bende kalsın, işte nihayetinde bütün balıkçılara rastgele diyorum.
Diyorum ama eğer gelecek mevsim de kalkana yine sulana sulana bakmak, lakerdayı yine milim milim dilimlemek ve palamudu yine ıkına sıkına almak zorunda kalırsam, deniz talancılarına nazar ve kesat gele!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015