Hadi ULUENGİN
ŞEYTAN kulağına kurşun, “barış süreci” şimdilik iyi gidiyor.
Eğer “mutlu son”a ulaşılabilirse yeni ve eşit bir yurttaşlık sözleşmesi imzalayacağız.
Böylesine radikal bir yenilenme ise tabii ki zihin parametrelerini de dönüştürecek.
Dolayısıyla Taraf’ın milliyetçiliğe ilişkin yazı dizisi bu dönüşüm dinamiğini sorgulamak açısından büyük önem taşıyor.
Ve gazetemizin okuyucu kitlesi de şöyle veya böyle “sol” kültüre aşina olduğundan bugün o “sol”la yukarıdaki milliyetçilik arasındaki ilişkiye kısaca değinmek istiyorum.
***
YENİ kuşaklar bilmediği için aşağıdaki olayı tekrar hatırlatacağım. İlk bakışta masum bir hata gibi gözüken fakat aslında bütün bir ruhiyatı ele veren gelişme şu seyri izlemişti.
Atmışlı yılların sonuna doğruydu ki “Eskitüfek” müstear adıyla yazan ve komünist kimliği malûm olan Mihri Belli Fransız solunun ünlü ismi Jean Jaurès’ten bir alıntı yaptı.
Fakat “iyi sosyalist, iyi yutseverdir” ifadesini “iyi milliyetçidir” diye tercüme etti.
Tahrifat yüzüne vurulduğunda ise “ikisi de aynı kapıya çıkar” diye tevile kalkıştı.
Hayır, çıkmaz!
***
ÇIKMAZ, çünkü milliyetçilik kelimesi ve ideolojisi tarihî süreçte evrim geçirdi.
Olumsuz kavis çizdi ve baştaki korungan içeriğini saldırgan dürtüyle değiş tokuş etti.
Ulus-devlette hâkim millete dönüştüğü an ezilen milletin milliyetçiliğine hak tanımadı.
Nitekim açık açık Hitler’den gizli gizli Stalin’e, bütün totaliter ideolojiler daima bu hasmane eksen ve üslupta yükseldiler. Tesadüften söz etmek kuyruklu yalan olur.
Oysa yurtseverlik farklı bir şeydir. Herhangi bir “öteki”ne husumet beslemez.
O “öteki”ne kendini dayatmaz ve var olanı sahiplenmek iradesiyle yetinir.
Yani başta Kürtlerinki olmak üzere ne aidiyeti inkâr, ne de Türk tanımını empoze eder.
Dolayısıyla geriye dönüp baktığımızda şunu tekrar saptamak zorundayız:
Yukarıdaki tahrifat aslında Türk solunu ta 1920 Bakû Kongresi’nden beri belirleyen milliyetçi içgüdüyü ve derin bilinçaltını yansıtıyordu ki, öyle masumane bir hata falan değildi!
***
NİTEKİM aynı atmışlı yıllardaki “sol yükseliş” yine bu içgüdüyle ivme kazandı.
Dönüm noktası 1964 Kıbrıs olaylarıdır. Aslında klasik bir sağ ruh, ABD müdahaleye izin vermediği için“coniye ve palikaryaya lânet” söylemiyle; artı, dönemin Hava Kuvvetleri komutanına hitaben“bombala Tansel, bombala” çağrısıyla kendine “sol” demeye başladı.
Zaten sonraki senelerin “ordu gençlik el ele, milli cephede” sloganından başlayın ve yine komünist lider Hikmet Kıvılcımlı’nın 12 Mart darbesini “ordu kılıcını attı” diye selamlamasına, oradan da Karanlıkçı Maocuların 12 Eylül darbesine övgü düzmesine uzanın.
Hep aynı seyir izlendi ve tek tük istisnalar hariç Türk “sol”u evrensel sol kıstaslarda asla yeri olmayan ve asla olamayacak olan en uç, en geri ve en sağ milliyetçiliği sahiplendi.
**
SÖZKONUSU milliyetçiliğin bugün tırmandığı zirve ve en sağ nokta ulusalcılıktır!
Örneğin aynı Maocular artık faşizmi bile aşarak işi neo-Nazizm cinnetine vardırdılar.
Dolayısıyla, eğer barış süreci dinamiğinde bütün zihin parametreleri yenilenecekse böylesine vahim ve müzmin bir hastalığı tedavi etmeye çalışmanın tek bir yöntemi mevcuttur.
Bir; günümüz milliyetçiliğiyle yurtseverlik arasındaki farkı döne döne vurgulamak!
İki; kendini yeniden üretmek lüksü bahşedilmiş bu ideolojinin ruhi arazlarını deşmek!
Üç; sol kültüre ait olduklarını düşünen insanları, evrensel sol değerlerle milliyetçiliğin, hele heleulusalcılık gibi “ultra sağ” bir totalitarizmin asla uzlaşamayacağına ikna etmek!
Okuyucuları o sol kültüre aşina gazetemiz Taraf son yazı dizisiyle bunu yapıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015