Hadi ULUENGİN
SÖZÜMONA Şeriatın kestiği parmak acımazmış... Lâf ola, beri gele! Tabii ki boş lakırdı! Bal gibi acır ve acıtıyor! Acıtmak ne kelime, inim inletiyor!
İstisnaları tenzih ederim, çünkü o Şeriat kelimesiyle kastedilen şey, yani bugün Türkiye’de hüküm süren adalet mekanizması asla ve asla adil davranmıyor.
Aksine, yargıçlar jüristokrasisi ülkeye kök söktürüyor.
Vukuat sayısı bir, üç, beş, on değil ilânihaye... Nitekim de işte şimdi piyanist Say’ı sosyal medyada dile getirdiği bir görüşten dolayı hapse mahkûm etmek cüretini sergiledi.
BU sütunu takip edenler hatırlayacaktır. Müzik dehasına hayran olsam bile Fazıl Say’ın siyasi ve felsefi görüşlerinden günahım kadar hazzetmem. Kendisini defalarca eleştirdim.
Fakat Halep oradaysa arşiv buradadır, her seferinde de kalburüstü sanatçıların ancak ve ancak kendi dallarındaki performanslarıyla değerlendirilebileceğini vurguladım.
Kerameti kendinden menkul politik tavırlarını ciddiye almamak gerektiğini kaydettim.
Hatta Hitlerci orkestra şefi Karajan’dan veya Stalinci ressam Picasso’dan örnekler vererek, en berbat ideolojilerle gerdeğe girmiş olsalar bile müstesna yeteneklerinden dolayı bu tür sanatçıların daha fazla bir müsamahaya, hatta şımarıklığa hak kazandığına işaret ettim.
Kaldı ki Say son tahlilde Hayyam’a atfettiği bir rubaiden yola çıkarak yine takıntılı hezeyanlarından birisini dışa vurmuştu. Öyle “suç” (!) addedilecek bir şey falan yoktu.
Ancak işte dediğim dedik ve yaptığım yaptık yargıçlar jüristokrasisi ona ceza reva gördü ki, böyle bir gelişme ülke demokrasimiz ve adalet sistemimiz açısından yeni bir züldür!
BU başına buyrukluk o adalet sisteminin AKP’ye itaat etmesinden mi kaynaklanıyor?
Sanmıyorum. Hatta böyle bir saptamanın iftira atmak olacağını düşünüyorum.
Zira eğer sözkonusu jüristokrasi Başbakan’ın çok yakınındaki bir MİT müsteşarı hakkında dahi soruşturma açtıysa; eğer yine aynı Başbakan’ın tamamen sahiplendiği bir eski Genelkurmay başkanını dahi tutukladıysa; eğer çeşitli yetkililerin sayısız eleştirisine rağmen Ergenekon ve Balyozdavalarındaki keyfilikten dahi geri adım atmadıysa, bunları es geçerek yargının “hükümetin emrinde” olduğunu iddia etmek ne mantıkla, ne de akılla bağdaşır.
Dolayısıyla yukarıdaki çok vahim, çok ciddi ve çok tehlikeli olgu ancak Ali Bayramoğlu’nun mucidi olduğu yargının otonomlaşması deyimiyle açıklanabilir!
EVET, Türkiye’de yargı otonom duruma gelmiştir. Ama bu özerklik demokrasilerde olmazsa olmaz şart oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesinden çok farklı bir şeydir!
Adıyla ve sanıyla başıbozukluktur !
Sözkonusu bağımsızlığı istismar eden bir kesim adalet bürokrasisi hukuk sistemi içinde mevcut zaafları kullanarak; dolayısıyla yasamayı ve yürütmeyi esir alarak jüristokrasi denen yargıçlar sultasını kurmuştur. Astığım astık, kestiğim kestik tasallut sürdürmektedir
Oysa artık bu böyle devam edemez!
BÖYLE devam edemez ve yukarıdaki yasama ve yürütme zaten doğası gereği hayatın evrimini geriden izleyen hukuk mekanizmasının ebediyen tutsağı kalamaz! Kalmamalıdır!
Dolayısıyla da buradaki ilk görev ve yükümlülük o yasama organında, yani “kanun yapıcı”da çoğunluğu oluşturan iktidar partisine düşmektedir!
AKP mümkün mertebe geniş bir uzlaşma sağlayarak sistemi radikal biçimde reforme etmelidir ki hem ülkemiz evrensel demokrasi kıstaslarıyla bütünleşebilsin; hem de çoğu defa haksız yere kendisine çıkartılan “adaletsizliklikler adaleti”nin faturasından kurtulabilsin.
Şeriatın kestiği parmak ancak bu takdirde acımaz ki, şu an inim inim inletiyor!
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015