Hadi ULUENGİN
YETMİŞ dokuz yıl öncesinden bir alıntıyla başlayacağım. Virgülüne dokunmuyorum.
“Bereket versin ki en büyük imha vasıtaları ve en ezici hadiselerle bile bozulması mümkün olmayan tek şey, Türk kanı, bütün bu gürültüler içinde temiz kalmıştı.
(...) ve bütün bu kül yığınlarının arasından Garp Türklerinin şereflerini yükselten ve cihanın gözlerini kamaştıran Türk İnkılâbı’nın şaşalı güneşi doğdu.”
Oldu olacak bir ikincisini daha aktarayım.
“Benim fikrim ve kanaatim şudur ki, memleketin kendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında tek hakkı vardır: O da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır.”
Buyurun cenaze namazına!
***
YUKARIDAKİ ilk alıntı hem sabık Başbakan, hem de Cumhuriyet Halk Fırkası Umumi Kâtibi Recep Peker’e aittir. 1934 yılında verdiği İnkılâp Dersleri’nde yer alır.
İkincisi ise yine CHP’li Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un ifadesidir.
Ödemiş’te yaptığı Eylül 1930 konuşmasının zabıtlarına geçmiştir.
***
HÂLEN 2013 yılında yaşıyoruz. Oysa önceki gün, aynı altı oklu kurum bünyesindeki ulusalcımilletvekilleri şu ifadelere de yer veren bir “ihbarname - ihtarname” yayınladılar:
“Etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımı önerilerek Türk Milleti ve Türk Vatandaşlığı kavramının Anayasa’dan çıkarılması öngörülmektedir.
Bu, yurttaşların eşitliği yerine etnik yapıların eşitliğini öngörmek demektir.”
Tekrar cenaze namazına buyurun!
***
MALÛM, ulusalcı kanat bu ihtarnameyi bazı “yenilikçi” CHP’lilerin de “Barış İçin Demokrasi”başlıklı çok önemli bildiriyi imzalamış olmasına tepki olarak “tebliğ etti” (!)
Gözdağı vererek onları susturmak ve kendi “savaş cephelerine” çekemeseler bile hiç olmazsa şantaj tehdidiyle parti içinde nötralize etmek hedefi güdüyorlar.
Her halükârda da seksen üç yıl önceki Mahmut Esat Bozkurt’un ve yetmiş dokuz yıl önceki Recep Peker’in mirasçıları oldukları konusunda şüpheye mahal bırakmıyorlar.
Tamam tamam, artık fazla ayıp kaçacağı için “bozulmayan Türk kanı” ve “öz Türk olmayanın tek hakkı hizmetçilik ve köleliktir” ifadelerini tekrarlamaya cesaret edemediler.
Fakat “etnik yapıların eşitliği” ilkesini reddederek hem dillerinin altındaki baklayı çıkarttılar; hem de “yurttaş”, “ulus”, “etnisite” kavramlarına ilişkin derin cehaletlerinden ve komik tahrifatlarından ötürü kendileri farkında olmadan foyalarını yine ortaya koydular.
***
EVET, bin defa evet, tabii ki “etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımı” ya!
Tabii ki “etnik yapıların eşitliği” ya!
Bundan daha normal, daha tabii, daha dürüst, daha adil ne düşünülebilir?
Çünkü “yurttaş eşitliği” denen şey zaten “etnik yapı eşitliği”dir! Ta kendisidir!
Vatandaşlık sözleşmeleri kavmî çağrışım yapmaz. Mevcutlara da eşit mesafede durur.
Dolayısıyla, Kürt, Çerkes, Ermeni, Çingene, Yahudi, Pomak vs. etnisitelerinin eşitliğini inkâr anlamına gelen biçimde, hepsini illâ Türk tanımında birleştiremezsiniz.
Aksi takdirde, George Orwell’in totalitarizmi karikatürize ettiği Hayvanlar Çiftliği romanındaki gibi “her hayvan eşittir, ama domuzlar daha eşittir” garabeti ortaya çıkar.
Yahut da dobra dobra itiraf etmekten utansanız bile yayınladığınız “ihtarname”nin satır aralarında hâlâ 1934 Recep Peker’i gibi “temiz Türk kanı”na sarılırsınız.
Hâlâ 1930’un Mahmut Esat’ı gibi “öz Türk olmayanlara kölelik” öngörürsünüz.
Oysa 2013 yılında yaşıyoruz ki, ulusalcı araz gerçekten patolojik vaka oluşturuyor!
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015