Hadi ULUENGİN
ALLAHA şükür, ne tımarhanelik deliyiz, ne de ulusalcı şarlatanız.
Dolayısıyla, adı üstünde, demokratikleşme paketine hayır diyecek kadar bön değiliz.
Tabii ki tekrar yetmez ama evet demekle yükümlüyüz.
Yani, Başbakan’ın açıkladığı ve aslında zaten her biri birer temel hak olan ilerlemeleri yine, özgürlükçülerin 2010 anayasa referandumundaki sloganıyla karşılamak zorundayız.
***
O özgürlükçüler evrensel demokrasiyi hedefliyorlar ama mevcut siyaset pratiği ve arenası hem bizim iradeciliğimizi, hem de bilhassa gücümüzü haydi haydi aşıyor.
Belki bir yere kadar etkileyebiliyoruz. Oradan sonra da barutumuz tükendiği için değil, iktidar ideolojisinin surları kalın ve mukim olduğu için burçları aşmak şansını yitiriyoruz.
İşte bu nesnel durum karşısında ancak iki tavır devreye girebilir:
***
BİR; burnundan kıl aldırmayarak ve realizmi geri plana atarak, azamiyetçi ve mükemmeliyetçi bir yaklaşımla artık ne hâliniz varsa görün diye kapıyı vurmak!
Belki tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış derecesinde değil ama doğrusu iktidar partisinin ve bilhassa önderinin de pek umurundaydı!
Dev aynasındaki mağruru oynamayalım, çünkü şu vakıa da diğer gerçeği oluşturuyor:
***
EĞER evrensel demokrasi hedefine ulaşmak, en azından yaklaşmak istiyorsak bugün özgürlükçülerin AKP’ye olan ihtiyacı AKP’nin onlara olan ihtiyacından çok daha fazladır.
Burada ihtiyaç derken dobra dobra ve lâfı hiç eveleyip gevelemeden tarafların kendi esas amaçları doğrultusunda birbirini “kullanmak” (!) arzusunu kastediyorum.
Bile bile lâdes, her siyasette kullanma taktiği vardır ve bunda utanılacak bir şey yoktur
Öte yandan, aynı maksimalist ve mükemmeliyetçi davranışla köprüler tamamen atıldığı takdirde özgürlükçülerin yukarıdaki nispi etkileme marjı dahi sıfıra inecektir.
Böyle bir gelişme de herhâlde Türkiye demokrasisine fayda getirmeyecektir.
***
BU nobran yaklaşıma karşılık ikinci alternatif yan cebime koy tutumudur.
Yani son demokratikleşme paketini de tıpkı anayasa referandumunda olduğu gibi yetmez ama evetdiye karşılamaktır!
Dağ fare doğurdu demiyorum çünkü zaten aslan yavrusu beklemiyorduk.
Fakat özgürlükçülerin burada tekrar tekrar, döne döne ve 2010 halkoylamasından çok daha fazlasıyla vurgulaması gereken şey de işte yukarıdaki y-e-t-m-e-z-l-i-k durumudur!
***
ÖYLEDİR, zira sanki pek bonkör bir jest gibiymişçesine o yan cebimize konulan ve aslında zaten bizim helâl-ü hak paramız olan bozukluklar öyle cömert ulufe falan değildir!
Kaldı ki bakır mangır aynı cebimizi şişirir gözükse bile değeri enflasyon kuruşudur.
Artı, teker teker saymayacağım vahim eksikler bir yana zarf içindeki mazrufun seçim mürekkebiyle yazılmış olduğu da bir vakıadır. İtirazım yok, bir siyasi parti açısından doğaldır.
Ancak AKP’nin anayasa referandumu öncesinde yaptığı vaatleri de yerine getirmediği gözönüne alınırsa şimdi yine gerisi gelecek demesi fazla inandırıcılık taşımamaktadır.
***
UMALIM ki öyle olacak olsun ama özgürlükçüler mutlaka, ilkin evet dedikten sonra paketininyetmezliğini bugün dünkünden de fazla vurgulamak yükümlülüğünü taşıyorlar.
Çünkü o özgürlükçüler gerçekçi davranarak siyasette pragmatizmi benimseseler bile bunu asla oportünizme vardıramazlar. Ve tabii ki yine asla, ilkesel hedeften taviz veremezler!
Bu denge çok hassastır ve her an ve her gelişmede tekrar ayarlamak gerekecektir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015