Hadi ULUENGİN

Sol ve Ukrayna
5.03.2014
2012

 TEK tük istisnayı tenzih ederim, şu Türk “solu” (!) adam olmayacak. Ümitsiz vaka!


Zira o istisnalar hariç, bizim “sol”(!) yalnız ve yalnız mankafa bağnazlar üretiyor.


Bu hazretler de az biraz palazlandıktan sonra bukalemun kaypaklığına bürünüyorlar.


Zaten “sol” kelimesini kasten ünlem işaretiyle yazdım.


***


ÖYLE, çünkü lügate ilk girdiği andan itibaren sol sözcüğü, asgari dahi olsa, hakkaniyetli tutum almak; vicdani dürtülerle davranmak; mağduru kollamak; eşitsizliklere karşı paylaşımcılığı sahiplenmek gibi bir dizi ahlaki ve manevi değer üzerinde yükselir.


Başka bir deyişle, hümanizma dediğimiz insan sevgisinden ayrı düşünülemez.


Gerçi doğru, Bolşevik darbeden sonra yukarıdaki bütün değerlerin ırzına geçildi.


Komünistler, çıkmaz ayın son çarşambasına erteledikleri soyut ve hayalî bir insanlığın kurtuluşu adına en gayr-ı insani teori ve pratiklerin hem mucidi, hem de cellâdı oldular.


Fakat yine de sol kavramının özünü evrensel ölçekte değiştiremediler. 1989 şahittir!


***


LÂKİN heyhat, şunu kabullenmek zorundayız: Zahir ülkemiz o evrenselliğe direndiği içindir ki, diğer birkaç istisnayla birlikte bu kavramsal ters yüz etme Türkiye’de başarılı oldu.


Nitekim neo-Nazi Maocu avene kendini hâlâ “sol” (!) diye pazarlamıyor mu? “Ordu göreve” ve “Kürt bakkala gitme” diye anıran güruh adı “sol” (!) olan dergi çıkartmıyor mu? Faşist varyantla bütünleşen bilumum ulusalcılar da “biz solcuyuz”diye yemin etmiyor mu?


Bu traji-komik olgunun en son örneğiniUkrayna konusunda vereceğim.


***


KİEV’deki direniş daha duyulduğu andan itibaren yukarıdaki neo-Nazi Maocuların Karanlıkvarakparesi veya profesyonel dezenformatörlerin Salon TV’si; artı, Kalpazan KomünistlerinSağ ceridesi yahut falanca fraksiyonun filanca lahana yaprağı, yani kendisine “sol”(!) süsü veren bütün neşriyat “emperyalist güdümlü ayaklanma” diye naraya başladı.


Eh, Meydan’dakiler demokrasi talep ediyorlar ve Avrupa yanlısı bir tavır sergiliyorlar ya, tabii bizim zehir hafiye“solcularımız”(!) ânında AB ve ABD parmağı keşfettiler...


Hele hele, kalabalığın arasında milliyetçi ve aşırı sağcı unsurlar da yer aldığına göre, aslında otokratik yönetimden ve Rus tasallutundan kurtulmak için harekete geçmiş olan ezici çoğunluğu karalamak ve faşist yaftası yapıştırmak için bundan daha iyi bahane bulunur mu?


***


EVET evet, bizim “solcular”(!) nasıl ki dün yine emperyalist oyun diyerek Arap Baharı sürecinde mazlumu değil zalimi alkışladılar ve nasıl ki bugün Suriye Esad’ına veya VenezuelaMaduro’suna karşı gerçekleşen halk hareketlerinde egemenleri destekliyorlar, işte Ukrayna için de aynı gayr-ı insani, aynı gayr-ı ahlâki ve aynı gayr-ı vicdani tavrı sergiliyorlar.


Yanukoviç’in zaptiyesi şu kadar insan katlediyormuş... Putin’in ordusu uluslararası hukuku hiçe sayarak ve Türk modernleşmesinin ve aydınlamasının da ana rahimlerinden birisi olan ve çilekeş ahalisi Stalin sürgünlerinde kıyıma uğramış Kırım’ı işgal ediyormuş...


Zerre kadar umurlarında değil! Olsa olsa, yayılmacı Rusya’nın gönüllü 5. Kolu olarak dün sabah yaptıkları gibi Amerikan donanması Boğazlardan geçemez diye manşet atıyorlar.


Oysa malûm, gasp etmeye çalıştıkları Gezi Direnişi için mangalda kül bırakmıyorlar.


Fakat eğer ezkaza diğer ülkelerin diğer halkları aslında o Gezi’nin özgürlükçü ruhuyla örtüşen ama rotası bizim “solcular”ın (!) mankafa bağnazlığıyla ve bukalemun kaypaklığıyla uyuşmayan eylemler gerçekleştirirse, o bizimkiler derhal kâh “emperyalist güdümlü”(!), kâh “şovenist içerikli”, kâh “faşizan eğilimli” diye bunlara kara çalmaya yelteniyorlar.


Hey bizim “sol” (!), sen ümitsiz bir klinik vakasın ki, beter ol!


Çünkü sen sol değilsin, çünkü sen insani ve insancıl olan her şeye düşmansın!



[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar