Hadi ULUENGİN
FIKRA şöyledir: Müteveffa Sovyet lideri Leonid Brejnev Hindistan’da İndira Gandi’yle görüşmüş ve tekrar Moskova’ya dönmüş. İlk Politbüro toplantısında da alnına, tıpkı Yeni Delhi başbakanınınki gibi, Hinduların “tika” dediği kırmızı noktanın resmedilmesini istemiş.
Kızıl zevat şaşkın,“aman yoldaş, bu da nereden çıktı” diye hayret beyan etmiş.
Brejnev’incevabı ise şöyle olmuş: “Gandi’yle konuşurken hep alnına vurarak ‘valla Leonidfena adam değilsin ama işte burada bir şeyin eksik’dedi de onun için…”
***
SOVYETLER Birliği döneminde çok yaygın olan ve sivil toplumun temel direniş unsurları arasında yer alan bu tür fıkralardan lalettayin bir örneği kasten aktardım.
Çünkü şu 2014 yılında yalnız 1. Savaş’ın 100. sene-i devriyesini idrak etmiyoruz.
Aynı zamanda hem o Savaş’ı gerçekten noktalayan, hem de Avrupa’daki komünist rejimleri berhava eden 1989 Devrimi’nin üzerinden artık bir çeyrek asır geçtiğini hatırlıyoruz.
İşte bütün bir Doğu Blok’u kimse tek fiske vurmadan ve topu topu üç ay içinde çöktü.
Fakat esas ve içten içe çöküş ağababa durumundaki Sovyetler’de yaşanıyordu.
Zaten zafer ancak “Kötülükler İmparatorluğu”ndaki kaos sayesinde mümkün oldu.
O hâlde büyük Devrim’in 25. yıl kutlamasına önce bu kaosu açıklayarak başlayalım.
***
KABUL, yukarıdaki fıkradan yola çıkarsak yaş ortalaması 72 olan Moskova yönetici sınıfının bir ihtiyarlar jerontoraksisi oluşturması çöküşte tabii ki önemli rol oynadı.
Ama yine de SSCB’nin yıkılışı bunaklar hanedanına yormak ciddiyetle bağdaşmaz.
Sözkonusu SSCB --ki yetmişli yılların birinci yarısında altın çağını yaşıyordu.
1973 Arap- İsrail Savaşı petrol fiyatlarını fahiş derecede artırmıştı. Dolayısıyla da Kremlin’in kasası dövizle dolup taşırıyordu. 2. Savaş ertesindeki oldubitti statükoyu 1975 Helsinki’sinde Batı’ya kabul ettirdiği için de Gromiko diplomasisi kibrinden uçuyordu.
Oysa görünürdeki manzara baştan sona makyajdı ve dev cüssenin bacakları alçıdandı.
***
ÖYLEYDİ, çünkü köylü milleti tapusu cebinde olmadığı müddetçe toprağa hakkıyla sarılmadığı için kolektivizasyondan beri zaten dibe vurmuş tarım sektörü yine tepetaklaktı.
Gelen döviz önce tahıl, kalanı da Batı’dan teknoloji ithaline gidiyordu.
Üstelik bütçenin yüzde yirmisi askerî masraflara ve militaro-endüstriyel denen ve artı-değer üretmeyen hantal sanayiye aktarıldığı için, başta gıda ürünleri, Sovyet ahali tüketim maddeleri konusunda Üçüncü Dünya ülkelerini bile aratan bir yokluk içinde kıvranıyordu.
Artı, alkolizm ve çocuk ölümleriyle birlikte kötü sağlık şartları 1965’te 65 olan ortala erkek ömrünü 1980’de 61’e düşürmüştü. Bu demografik eksi kalifiye işgücü açığı yaratıyordu.
Yani bizzat Marksist lügati kullanırsak SSCB’de bütün bir altyapı çöküş yaşıyordu.
***
AMA üstyapı da çökmüştü! Hatta ahlaki değerler bütünü olarak bilhassa o çökmüştü!
Bolşevik komünizmin tarihin en büyük yalanı olduğu söylerken demagoji yapmıyoruz.
SSCB’nin yıkılacağını 1969’da öngörmüş Andrey Amalrik’e “bitiş, gerçek kendini dayattığında başlayacak” dedirten yalan silsilesi öylesine bir hayat ilişkisine dönüşmüştü ki, son Sovyet başbakanı Nikolay Rijkov de“Anılar”ına şu notu düşmek ihtiyacını hissetmişti:
“Raporlarda, gazetelerde, radyolarda hep yalan söylüyoruz. Onlarla avunarak yan gelip yatıyoruz. Bunu da aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya doğru yapıyoruz.
Aynı zamanda da birbirimizin göğsüne madalya takıyoruz.”
Eh, kutusu boş alnına bir de “tika” nokta isteyen Brejnev’in zaten mareşallik dâhil göğsüne sıra sıra madalya taktırttığı hatırlanırsa, hem “Yalanlar İmparatorluğu”nun niçin tarihe karıştığı, hem de şu sıra çeyrek asrını kutladığımız 1989 Devrimi daha iyi anlaşılır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015