Hadi ULUENGİN
MUGALATAYA fırsat vermemek için yazıya bir uyarıyla başlamam gerekiyor:
***
AŞAĞIDA Alman hukukçu ve filozof Carl Schmitt’in teorileriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemleri arasındaki çok tehlikeli paralelliğe dikkat çekeceğim.
Ancak şunu ısrarla belirteyim: Sözkonusu Schmitt’in Nazizm’le flört etmiş, hatta bir ara partiye üye olmuş olması Erdoğan’ı da Hitler’le kıyaslayacağım anlamına gelmiyor.
Nitekim bırakın öyle Hitler gibi dehşetengiz lâfları… AKP’nin ve liderinin otoriter rota tutturması aslında o Nazizm’den çok daha “ılımlı” (!) olan faşizmle bile karşılaştırılamaz.
Ne sözkonusu parti, ne de önderi ideolojik açıdan bu içi boş ve telaffuzu ucuz suçlamalarla bütünleşiyor. Böylesine benzetmeler ancak iftira olur ve cahilliğe tekabül eder.
Oysa evet, siyaset felsefesi bağlamında böyle bir ilinti var ve zaten de bunun için Carl Schmitt’e geliyorum.
***
ASLINDA koyu Katolik ve klasik anlamda bir gerici olan Westfalyalı entelektüel, özellikle 1932-1934 döneminde teorize ettiği kuramlarla hem Hitler’i iktidara taşıyan, hem de aynı iktidarı pekiştiren sürecin hukuki üstyapısını üretmişti.
Ama dediğim gibi, kariyerist hırsla partiye girse bile öyle su katılmamış Nazi değildi.
Hayatı ve şeyleri mutlaka ak-kara olarak değerlendirdiğinden bu rolü üstlendi.
Dolayısıyla siyaseti de daima ve daima “dost- düşman” kıstası ekseninde yorumladı.
Zaten “Politik İlâhiyat” diyerek devleti en zirvede fetiş kıldığı içindir ki, yukarıdaki hukuki teorizasyonu aynı devletin hem kurumları, hem de yurttaşları için geçerli saydı.
Yani basitleştirirsek, artık Recep Tayyip Erdoğan’ın da bütün retoriğini belirleyen “dost- düşman” kavramını; diğer bir deyişle “benden olmayan bana karşı demektir” genellemesini Schmitt bundan seksen yıl önce teoriye dönüştürmüştü ki, gerisini biliyoruz.
Fakat bitmedi…
***
BİTMEDİ, çünkü Alman hukukçunun yaklaşımlarıyla Cumhurbaşkanı’nın diğer bazı söylemleri arasındaki öteki benzerlikler de göz çıkartıyor.
Örneğin, Schmitt siyasi planda liberal demokrasiyi hakir görüyor ve reddediyordu.
Ama iş iktisadi düzenlemeye geldiğinde bu defa liberal tezleri sahipleniyordu.
Artı, aynı Schmitt’in o demokrasiye tanıdığı yegâne “hak” (!), kendisinin “şef” demekten kaçınmadığı ve aynı fetişle devletle özdeşleştirdiği cumhurbaşkanlığı –ki önce Hindenburg, sonra Hitler için geçerli saydı– için yapılacak halk oylamasıyla sınırlıydı.
Yani “plebisiter otoritarizm”i baş tacı ediyordu!
***
İMDİİ, yine ekonomide liberal ama demokraside otoriter Erdoğan’ın da plebisiter bir başkanlık sistemi hedeflediği düşünülürse, buradaki paralellik de tekrar göz çıkartmıyor mu?
Üstelik Carl Schmitt’in yapmış olduğu “yasallık- meşruluk” ayırımıyla, Cumhurbaşkanı’nın önceki gün ifade ettiği “Hukuk mu, kanun mu derseniz benim savunacağım şey hukuktur” sözü arasındaki derin ilişkiyi de eklemek gerekiyor.
Daha daha üstelik, “Politik İlâhiyat” kavramıyla siyaseti bir anlamda dinî misyonla donatmış olan Alman hukukçu ve filozof, kendisine de aynı misyonu vehmeden Recep Tayyip Erdoğan’ın “hissiyatına” yine seksen küsur yıl önce tercüman olmuş olmuyor mu?
***
EVET, öyle! Heyhat ki, öyle!
Cumhurbaşkanı muhtemelen farkında olmadan 20. yüzyıl totalitarizmlerinden birisine cevaz vermiş Carl Schmitt’in izinden yürüyor ki, bu rota hayra alâmet hedeflere vardırmıyor!
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015