Hadi ULUENGİN
ÇARŞAMBA sabahı Tahtakale– Mahmutpaşa– Bahçekapı tarikiyle Eminönü’ne indik.
Arife günüydü ama misk kokulu Mehmet Efendi önündeki kahve kuyruğunu istisna sayarsak öyle ahım şahım bir kalabalık yoktu. Belli ki esnaf siftahtan sonrasını getiremiyor.
Zaten hem tramvay, hem de yollar bomboştu. Trafik çok ferahlamış.
***
GERÇİ doğru, Kurban Bayramı’nda Ramazan Bayramı’ndaki alışveriş humması olmaz.
Üstelik malûm, yukarıdaki semt ezelden beri hem taşra kökenli ve dar gelirli, hem de mütedeyyin sayılabilecek ahali için cazibe merkezi olmuştur.
Dolayısıyla, sokaklardaki tenhalığa bakarak, zaten buralara uğramayan şık mahalle sakinlerinin tatilden istifade şehirden kaçtığını düşünmek kadar mantıki bir sonuç olamaz.
Ancak şimdi ikinci bir sosyal fenomen daha devreye giriyor.
Aynı refah dürtüsüyle davrandığına göre, demek ki sabah namazını eda ettikten sonra kıbleye kurban yatıran o geleneksel kesim de artık burjuva refleks ve âdetlerle donanıyor.
Zaten Cumartesi uğradığımız cicili bicili AVM’nin tıklım tıklım olduğunu ve eski Mahmutpaşa müşterilerinin de oraya aktığını düşünürsek, hipotez kesinlik kazanmış oluyor.
***
EVET, şüphe yok ki bütün bir ülke olarak artık refah toplumları çağına girdik.
Hayatı onlara özgü “tatil uygarlığı”nda yaşıyoruz. Yarışı “otomobil medeniyeti”nde kazanmaya çalışıyoruz. Dünyevi ibadetin secdesine de “tüketim mabetleri”nde varıyoruz.
Eğer şu 2015 yılı Kurban Bayramı arifesinde Mahmutpaşa sinek avlıyorsa, bu, en önce Bayram’ı fırsat bilen eski veya yeni İstanbulluların şehri terk etmesinden kaynaklanıyor.
Yani nasıl ki gelir düzeyi yüksek Batı şehirleri Noel ve Paskalya yortularında boşalır, işte Türkiye’nin yeni kentsoyluları da artık aynı “lüks”ün (!) parametreleriyle davranıyorlar.
Nitekim akşam biz de güneye indik. Kasten çift koridorlusu eklenmiş heyula uçağa rağmen koltuklar silme doluydu. Zaten otoyollar tıkanmış ve otobüslerde yer kalmamış…
Ve işte tüm bunların adı da zenginleşmedir ki, “orta sınıf” gerçekliğinin ta kendisidir!
***
AMA tabii ilkel “solculara” (!) sorarsanız, çoğunluk “memleketine” döndüğü için yukarıdaki “bayram göçleri” aslında yoksulluk göstergesiymiş… Ne münasebet!
İnsaf, bayramda bedava bilet mi dağıtılıyor? Veya bir depo benzin kaça doluyor?
Yahut beş- on sene önce iç hatlarda uçağa binen yolcu sayısı neydi, bugün nedir?
Sefalet edebiyatının âlemi yok, şehirler bayramlarda boşalıyor, çünkü keseler doluyor!
***
DİĞER taraftan, Bahçekapı’daki tenhalığa rağmen Şişli’deki AVM’nin ana baba günü olması, üstelik de popüler bir kalabalık barındırması yukarıdaki tabloyu tekrar tamamlıyor.
Zira bu cins “tüketim mabetleri” sırf ürünü değil aynı zamanda onun imajını da satıyor.
Oralara damga vuran “görsellikler ve adaplar bütünü” ikinci bir zenginleşmeye, yani insanların belirli bir gusto hassasiyetiyle ve estetik terbiyeyle de donanmasına yol açıyor.
Buradan alınacak bayramlık daha pahalı olacaktır ama vitrinin albenisi, bluzun kupu, rengin tonu ve hamburgerin ketçapı Mahmutpaşa harcıâlemliğini aşan bir cazibe sunacaktır.
***
ÖYLE işte… Yeni “tatil uygarlığı”nın insanları uçağa, otomobile, otobüse binerek kâh memleketlerine, kâh da sayfiye evlerine, kıyı otellerine, tur gezilerine gittiler.
Yine yeni refah toplumunun “tüketim mabetleri”yle özdeşleştikleri için de bayram alışverişlerini Mahmutpaşa’dan ziyade AVM’lerde yaptılar.
Bunda hem iyi, hem de kötü şeyler var ki, derin, çetrefil ve tabii ki felsefi konuya hiç girmeden bayramınızı kutlamakla yetiniyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015