Hakan AKSAY
Biz niye yazıyoruz ki?
Yani yazdığımız ne işe yarıyor?
Yok hayır, bugün solumdan kalkmadım.
“Bu satırlarla” yazı hayatıma nokta koymaya niyetim de yok.
Bunalım falan da geçirmiyorum.
Ama bunaldığım, sıkıldığım, yorulduğum doğru.
Kocaman, kumlu ve paslı bir kovanın içindeyiz hepimiz.
Birileri kovayı sallayıp duruyor.
Biz de sallanıyoruz; sağa, sola, aşağı, yukarı...
O arada bir şeyler söylemeye ve yazmaya çalışıyoruz.
Söz ve yazı, küçük bir hava kabarcığı gibi kovanın yüzeyine doğru yükselmeye çalışıyor.
Ama tam o anda yine sallanıyor kova, kir pas birbirine karışıyor.
* * *
İki saattir deniz kenarında bir çay bahçesinde oturuyorum.
Ve iki saattir yan masadaki üç çocuklu bir kadın (dördüncüsü de karnında) hiç susmuyor.
Tahminen 1,5-2 yaşındaki oğlu, bazen masa aralarında dolaşan kedilere bakıyor.
Kadın bunu görür görmez heyecanlanıyor ve çocuğu kucaklayıp eliyle elini kedilere doğru yönelterek hep aynı soruyu tekrarlıyor:
“Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi...”
Hep aynı soru...
Bıraksa, çocuk kendi “şahsi” gözlemleriyle belki daha ince detayları fark edebilecek.
Ama kadın iki saattir hep aynı taktiği izliyor:
“Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi...”
Ara sıra çocuk “gık-mık” sesler çıkardığında kadının mutlu feryatları tüm çay bahçesini inletiyor:
“Ah, benimmm akkılllı oğluuuum.”
Doğrusu çocuğun gözlerinden zekâ fışkırdığı söylenemez.
Bu işte annesinin “eğitim yöntemi”nin de payı vardır mutlaka:
“Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi...”
Uzun süredir Türkiye’de yaşayan bilge bir Rus kadının dedikleri aklıma geliyor:
“Türk erkekleri genellikle fazla akıllı ve yetenekli değil. Ama nedense hepsi kendine çok güvenli. Hiçbir şey okumasalar da her şeyi bildikleri hissiyle yaşıyorlar. Galiba bunda Türkiye’de annelerin oğlan çocuklarını yetiştirme tarzının büyük etkisi var.”
Çay bahçesinden kalkıyorum.
Arkamdan aynı ses geliyor:
“Kedi nerde? Kedi...”

* * *
“Demokrasi nöbeti” sürüyor, bütün yurtta ve “yavru vatan”da.
İllaki miting olması şart değil, hayat tarzımız oldu bu “nöbet”artık.
FETÖ’cü avı, ihbarlar, cezalar, arada “Allah bizi affetsin”ler, sonra“ama biz onları affetmeyiz”ler, konuşmalar, bağrışmalar, alkışlar...
Koca bir toplum tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmış gibi sarsıla sarsıla “nöbet” geçiriyor.
Medyanın büyük bölümü, artık şaşırma ve tepki gösterme yeteneğini kaybetmiş halde, donuk gözlerle ve sözlerle işini “otomatiğe bağlamış” halde.
Şema çok basit: “Gasteci” ara sıra “havuz”dan kafasını kaldırıp “yukarıya” bakıyor, oradan ne ve “nasıl” (bakın burası çok mühim!) geliyorsa, anlamaya çalışıyor ve hemen kendi - karşılığı fazlasıyla ödenmiş - alanında uyguluyor. Bu kadarcık!..
Ha, bu arada “köşe yazarlığı” şahane bir meslek, biliyor musunuz?
Aynı anda hem yazı yazıp hem de dans etmek mümkün.
Vur FETÖ’ye, yağla iktidarı, bak keyfine!
Adamın biri ne güzel demiş dün:
“Artık yolda arabanın amortisörü patlasa FETÖ'cü yaptı diyorlar. Bu iş cadı avına döndürülüyor, sulandırılıyor.”
Helal olsun, diyeceğim ama...
Baktım, büyük adam çıktı: Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş. Benim övgüme ihtiyaç duymaz.
Ancak o tür “amortisörlü” lafları sıradan insanlar etse, “N’oluyo lan!” diyen çıkabilir.
Haberi okudum, babası Alparslan Türkeş'in FETÖ tarafından zehirlenerek öldürüldüğü iddiasına kızıyormuş.
Oysa büyüyünce lider olmaya kesin kararlı olan Ahmet Özal, tam tersine, “babamı FETÖ öldürdü” diye ortalarda takla atıyor. Hırsı uğruna ölmüş babasına 23 yıldır ne katiller buldu da beğendiremedi çocuk: “Katil SSCB, katil Ergenekon, katil FETÖ”...
Siyaset dünyamızın denizleri pek bir “derin”, gördüğünüz gibi.
Hepsinin çocukluğunda benzer soruların ciddi izler bıraktığına bahse girerim:
“Kedi nerde? Kedi nerde? Kedi...”
* * *
Eh, biz de köşe yazarıyız ya, bu ortamı kendimize göre “derinden analiz edip” yorumlayacağız.
Siz de yazıyı okuyup beğeneceksiniz inşallah (bu arada “twitlemeyi” ve “like’lamayı” unutmazsınız herhalde).
Köşe yazarlığı çoook ciddi bir iştir!
O kadar ciddi ki...
Bu hafta içinde yeni bir “meslektaş” kazandık: Ali Ağaoğlu.
Adamcağızın köşesi yoktu.
Ama parası boldu.
Bastırdı parayı çatır çatır, hem de yazarıyla polemik yaptığı Hürriyet Gazetesi’ne. Reklam desen reklam değil, köşe gibi. Yukarıya nispeten zeki bir fotoğrafını ve altına da e-mail adresini “çakmış”, yazıyor da yazıyor...
Ee, serbest piyasa! Adam parasını verdiyse sen de yazısını basarsın.
Düşündüm de...
Madem binlerce kişilik köşe yazarları ordusuna böyle yeni ve eşsiz bir “numune” katıldı...
Ben bir süreliğine kenara çekilsem ve yazmaya mola versem eksikliğim hissedilmez herhalde.
Yani “nöbet”teki milyonlar hiç hissetmez, orası kesin.
Bir miktar dost okur varsa onlar da anlayışla karşılasın artık.
Kediler, FETÖ’ler, “nöbetçiler”, “havuzcular” ve durmadan çalkalanan kova derken...
Bana biraz...
Geldiler...
Onun için ben gidiyorum...
Benim olmadığım süre içinde, T24 yöneticilerinin köşeme yukarıdan aşağıya Türk bayrağı koyarak sürekli ön sıradan yer vermesini önemle rica ederim (yapmazlarsa “FETÖ’cüler” diye şikâyet ederim).
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025