Hasan Bülent KAHRAMAN
Genelkurmay Başkanı'nın dünkü açıklamasını önce duyup sonra da okuduğumda acaba Kemalistler/ Ulusalcılar ne düşünmüştür dedim içimden. Nasıl demem?
Düne kadar televizyon kanallarında fırtınalar estiren, CHP'nin geleceğinde söz sahibi olması istenen bir anayasa hukuku profesörü günü geldiğinde "o ordu da kâğıttan kaplanmış" demişti, hayli esef ederek.
İstiyordu ki, ordusu siyasi iktidara müdahalede bulunsun, onun elini kolunu bağlasın, öncekiler gibi bir darbe yapıp dizginleri kendi eline geçirsin.
Oysa şimdi "kamu görevlisi" olduğunu belirterek bizzat Genelkurmay Başkanı kamuoyu önünde sözlerini tartarak konuşması gerektiğini onurlu şekilde dile getiriyor. Bu aynı Komutanın hapisteki arkadaşları için üzülmemesi anlamına gelmediği gibi, onlarla objektif ilişkiler içinde olduğunu inkâr etmesini de gerektirmiyor. Üstelik konuları kendi üstündeki ve bağlı olduğu diğer yetkililerle tartıştığını da söylüyor. Hatta mahkemeleri kamuoyu vicdanı değerlendirecektir de diyor.
Bu tavrın değil, profesörün söylediğinin doğru olduğunu öne sürecek birisi olabilir mi?
Daha ileri gideyim ve "Kemalizm" mantığı içinde bakayım soruna.
***
Türkiye'de "su katılmamış" Kemalistlerin ordu söz konusu oldu mu yeri çok belirgindir.
Mesela Attila İlhan gibi koyu Kemalistler alabildiğine kuvvetle ve hiç taviz vermeksizin Kemalizmin darbelere kapalı olduğunu, çünkü Mustafa Kemal'in, daha İttihat ve Terakki döneminden başlayarak ordu siyaset dışına çekilmelidir dediğini savunmuştur. Genç Mustafa Kemal'in Selanik kongresinde yaptığı konuşmaya bu nedenle sık sık atıfta bulunulduğu gibi, şimdi hakkını teslim edelim, Attila İlhan, 27 Mayıs'a da, anayasasına da, 12 Mart'a da karşı çıkmıştır.
Onlar açısından bu durumu açıklayacak "basit" bir neden mevcuttu: darbeleri hazırlayan, orduyu yeniden siyasete çeken İnönü'ydü. 27 Mayıs onun eseriydi, 12 Mart'ı da savunmuştu İnönü. Her şey bu kadar keskin şekilde açıklanabilir mi veya Atatürk'ün zihnindeki Kemalizmde ordunun iktidar kurucu eleman olarak kullanılması gerçekten söz konusu değil midir sorularının yanıtı bende menfidir.
Gene de ortada çok iyi bilinen bazı noktalar var: ordunun bu şekilde işin içine çekilmesi, doğrudur, İnönü'nün marifetiyle olmuşsa da, Doğan Avcıoğlu ekibi bu işi dejenere etmiştir.
O kadar ki, aynı İnönü bu defa onlara karşı çıkacaktır. Ve Kemalistlerin içinde bir grup da gene açık açık onları karşısına alacaktır.
Türkiye'de 1993 sonrasında başlayan yeni dalga bu gerçeği gene göz ardı etti ve bu ülke 1997'de, 2007'de açık darbe girişimleriyle, ardından da şimdi mahkemelerde devam eden davalara konu olacak öteki kalkışmalarla yüz yüze geldi. Ulusalcılık denen bir akım icat edildi. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bir sloganı sivil insanlar bağırdı sokaklarda. Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. CHP bu işlerin partisi oldu. (Attila İlhan da ne yazık ki, bu sürece kuramsal olarak destek verdi.) Bu başlı başına incelenmesi gereken çok şaşırtıcı, çok aykırı bir oluşumdu.
Aradan bunca zaman geçtikten sonra Genelkurmay Başkanı'nın hassasiyetle pozisyonunu yeniden ve işte o anlayışa göre Kemalist bir çizgide belirlemesi, siyaset- ordu sınırını yeniden çizmesi doğru mudur yanlış mı; orduyu daha da güçlü ve saygın bir noktaya mı taşır yoksa onu rencide mi eder sorusunu bizzat Kemalistler versin. Kaldı ki, bugünkü dünyada ordunun bir modernleştirici unsur olması, siyasetle uğraşması artık söz konusu bile değildir. Kendimizi Mısır'la özdeşleştiriyorsak, onu bilmem.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024