Hasan Bülent KAHRAMAN
Okullarda Kürtçe eğitim veriyoruz denemez. Evet, bir seçmeli ders olarak müfredatlarda yer almıştır. Fakat bu ailelerin beklentisini karşılamaktan uzaktır. Herkes bu eğitimin sınırlarının genişletilmesini istiyor. Daha radikal olanlar eğitimin tamamen Kürtçe yapılmasında ısrarlı.
İlk iddiaya ben de katılırım. Kürtçe eğitimin haftada birkaç saat dersle sağlanması bana zor görünüyor. Ama bu konuda demagojiden uzak bir tutumla bakınca iddiaların da o derecede gerçekçi olduğuna inanmıyorum. Bir kere anadili okullarda öğretilmez. Geliştirilir. Bu, toplumun neredeyse tamamının konuştuğu, ezici çoğunluğunun anadili olan Türkçe için de geçerlidir. Anadilinin kaynağı aile ve sokaktır. Okul buna belli bir formasyon verir.
Okullarda "geliştirme" babında ele alınca Türkçenin bile öğretilmediği aşikâr. Hemen kanıtlayayım. Milyonlarca öğrenciye dersleri anadilleri olan Türkçede okutuluyor. Ayrıca Türkçe diye bir ders veriliyor. Sokaklara çıkıp bakın. Bir tek vitrine asılmış ilanda "mı-mi/ de-da" ekinin ayrı yazıldığını görmeyeceksiniz. Üstelik bu iş onca edebiyat dersine, hatta üniversitelerde bile okutulan derslere rağmen geçerlidir.
Kötü örnek esas alınmaz. Ne yapalım ki gerçek budur. Gerçek de kötü örnek değildir. Durumun ifadesidir. Dolayısıyla, Kürtçenin okullardaki öğretimi haydi haydi eksiktir. Ama eksik kalacaktır. Bu neredeyse eşyanın tabiatındandır. O tabiat kendisini Türkçe eğitiminde gösteriyor.
Kürtçeyle ilgili asıl sorun bu dilin özgün bir dil olmadığı, bir anadili olmadığı iddiasıydı. Konuşmaya getirilen kısıtlamalardı. Şimdi onlar aşıldı. Bundan sonrası "ince ayar" konusudur. Gene de tartışılacaksa kamu kuruluşlarında anadilinde konuşma hakkını daha ileri düzeyde tartışalım. Türkiye'nin "tek dilli" bir ülke olmaktan iki dilli bir ülke olmaya geçişini konuşalım.
Bu durumda eğitim tamamen Kürtçe yapılabilir. Hiçbir sakınca yoktur. Yapılsın da. Fakat gene gerçekçi olmak gerekir. Dünyanın lingua franca'sı yani ortak dili Kürtçe değildir. Bugün için İngilizcedir. Yukarıda Türkçeyle ilgili durumu ortaya koydum. Konuşamayan, yazamayan, ancak 40 sözcükle derdini anlatan bir toplumdayız. Öte yandan herkes İngilizce öğrenmek istiyor. Bu köşede defalarca ne kadar öğretemediğimizi, milyarlarca liralık kaynakları nasıl sokağa attığımızı yazdım. Şimdi Kürtçe eğitim başlayınca bu sorunlar aşılmayacak. Ben işin eğitsel yanındayım. Bir talebin politik yanıyla gerçeklik düzeyi arasındaki farkı işaret ediyorum. Politik olarak çok haklı bir talep koşullar bakımından aynı düzeyde geçerli olmayabilir.
O zaman başka bir şey önereceğim. Ulus devletin katı kuralları aşılıyor, dünyanın her yerinde. Türkiye de bu kervana gecikmeli ve sancılı bir şekilde katıldı. 20 yıl önceki gibi düşünmüyoruz. İşte Kürtçe yayın başladı devlet televizyonunda. Okullarda seçmeli ders var. O zaman bir adım daha atılabilir, hiç daha fazla gecikmeden.
Devlet Kürtçe eğitimi tamamen özgür bırakabilir. Kendi okullarında bu eğitimi Türkçe yapar. Ama isteyen okul ve üniversite de Kürtçe eğitime geçer. Hemen ortaokullardan başlayarak. Bizzat YÖK'ün üniversitelerde eğitimin şu kadarı İngilizce olmalı dediği bir ülkede bu öneri hiç şaşırtıcı gelmemeli. Velilerin ve öğrencilerin eğitim eğer İngilizce değil de Türkçe ise mesela Uluslararası İlişkiler veya Banka ve Finans bölümlerini tercih etmediği bir ülkede Kürtçe eğitim her düzeyde niçin serbest olmasın? Belki tek istisna ilköğretimdir. Ona da bir çözüm bulunur. Orada da Kürtçe seçmeli ders olarak verilebilir.
Buyurun...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024