Hasan Bülent KAHRAMAN
Henüz sonbahar gelmedi. Ama günler kısaldı. Epeyce kısaldı. Hayatın en hoş anlarından biridir: başınızı kaldırırsınız, dışarıda akşam olmuştur. Bir mevsimin bittiğini, bir başkasının başladığını o zaman fark edersiniz. Hayat adeta kapınızı çalmıştır. Henüz orada değiliz. Günler ışıklı ve sıcak. Gene de akşam daha erken iniyor. Yaz güneşinin çıldırtıcı, kör eden parlaklığı yerini sonbaharın 'akıllı toprağı'na ve olgun ışığına bırakıyor.
Bir süre sonra yağmurlar başlayacak. Sonra nefis bir sonbahar. Serin sabahlar. Serin gün. Ama daha var oraya. Muhtemelen eylül ayını da gene yaz sıcaklığında geçireceğiz. Bu arada yapraklar düşer. Hep aynı şeyi düşünürüm. O kadar çok renk var ki üstlerinde, ağaçlar taşıyamayıp yapraklarını birer birer bırakıp hafifliyor.
Bugün 1 Eylül... Eylül tabii ki sonbahardır. Ama başka hiçbir aya benzemez, kendi başına mevsim olan bir aydır eylül. Tıpkı haziran gibi. Kendi sırlarını, kendi coşkularını, kendi duyarlılığını içinde saklar. Onu anlamak kat kat yapraklarını açmak, günlerini teker teker yaşamak, birer birer ayıklamakla mümkün. Yaz ve sonbahar, ışık ve kuytu ondadır. Bin bir tat ve lezzetle gelir. Bir de boşalan kıyılar, genişleyen gök, iyice büyüyen sararmış, sonra yavaşça kararacak ovalar. Uzaktan gelen is kokuları... Ve yeniden şehirlerin saltanatı...
Bugün, 1 Eylül günü 60 yaşıma giriyorum. Yarım asrı geride bıraktığımdan bu yana da on yıl geçti. Attila İlhan'a 'abi, şiirdeki ellinci yılınız' dediğimde 1995'te, 'vay canına, 'nısf'ün nehar' demişti. Evet, o 'nısf'ün nehar'ı on yıl aştım. Ve o konuşmayı yaptığımızda, İstanbul'da, Attila Abi, yaş olarak yarım yüzyılı yirmi yıl aşmıştı 70'indeydi.
Kırk yaşıma girdiğimde de bunu ona söylemiştim. 'Ben o yaşlarda biraz karamsarlaşmıştım' dedi. Bilmez miydim, 'yaş kırktan yukarı' diye bir şiiri vardı. Bense o yaşı çok merak ediyordum. Yakın çevremde hep 'kırktan evvel, kırktan sonra' diye bir laf dolaştığından. Oysa 40'la 50 arasını harıl harıl yaşadım. 50-60 arası ise hayatımın en güzel on yılı oldu. Şimdi 70'i merak ediyorum.
Her ne kadar tam da bu günlerimi düşünerek Dünya Sağlık Teşkilatı yeni bir yaş çizelgesi yayınladı ve 60 yaşı 'genç yaş' saydıysa da içimde bazı duygular var. Bir şeyler bana zamanımı daha farklı kullanmam gerektiğini, önceliklerimi daha farklı şekilde düzenlemem gerektiğini duyumsatıyor.
Bazı kararlar aldım... Yetmişten önceki son dönemeçte yarım kalmış kitaplarımıtamamlamak istiyorum. Çok güzel kitaplar yazıyorum. Ve 'yapıyorum'. (Evet, bazı kitaplar yazılır, bazıları yapılır!) Onlara yöneleceğim. Zaten çok yoğun olan ve bana her şeyden fazla zevk veren akademik hayatımda şimdi her zamankinden daha fazla yapabileceklerim var. Akademik dünyada yaşın getirdiği böyle bir avantaj söz konusu. Onları gerçekleştirmek istiyorum. Sanat dünyası artık başlı başına bir 'okeanos'. Ben de tümüyle içindeyim. Fakat yepyeni açılımlar, yönelimler söz konusu.
Bütün bunlarla birlikte gazete yazılarını bırakmayı, ara vermeyi düşündüm. Haftada dört (Pazar yazılarının uzunluğu göz önüne alınırsa beş) yazı yazmak, hele onların her birini bir tür 'akademik deneme' gibi tasarlamak, kurmak, yazmak çok zaman alıyor. Ve on yıldır yazıyorum Sabah'ta. Bu sürede yaklaşık 2000 yazı yazdım. Onları, tüm yazı birikimimi derlemem, toparlamam gerek, bütün diğer entelektüel verimimle birlikte. Galiba hayatımda hep haddinden fazla çalışkan birisi oldum. Şimdi hasadını kaldırmalıyım.
Yönetimimiz beni anladı ve onayladı. 60 yaşıma girdiğim gün, bugün, gazete yazılarına ara veriyorum. Bugüne değin gösterdikleri tüm anlayıştan ötürü onlara müteşekkirim. Sabah'ta her birimden bugüne değin sonsuz bir kabul ve anlayış gördüm. Onları, editörleri, Pazar Eki yöneticilerini, yazıma emeği geçen herkesi, tüm çalışanları sevgiyle ve teşekkürle anıyorum. Ve elbette değerli okurlarımın ilgisini, desteğini minnetle yad ediyorum.
Hiç 'son' demedim. Daima 'sondan bir önce' dedim. Bu da öyle bir yazı olsun:sondan bir önceki...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024