Kemal ÖZTÜRK
17 Nisan günü nasıl bir sabaha uyanacağız? Referandumdan 'hayır' ya da 'evet' çıktığında siyaset nasıl şekillenecek, nasıl devam edecek?
Her ne kadar bu değişikliği başından beri devlet bürokrasisine yönelik bir hamle olarak tanımlasam da, yeni sistem, siyasetin şeklini, partilerin, liderlerin durumunu radikal bir şekilde değiştirecek gibi gözüküyor.
'Evet' çıkma ihtimalini daha yüksek gördüğüm için, bununla ilgili bazı öngörülerimi yazayım.
MUHALFET YENİDEN ŞEKİLLENECEK
Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının, aynı zamanda hükümetin de başında olacağı için, artık Ekmeleddin İhsanoğlu gibi 'emanetçi'adayların gösterilmesi mümkün olmayacak sanırım. Ana muhalefetin ya da diğer muhalefet partilerinin lideri olacak kişi, aynı zamanda halkın da cumhurbaşkanı seçeceği özelliğe sahip olması gerekecek.
Sağ-muhafazakâr oyların %65-70 olduğu Türkiye'de, sol siyasetin (bu politikalarla devam etmesi halinde) ülkeyi yönetecek bir cumhurbaşkanı seçtirmesi neredeyse imkânsız.
Bu durumda CHP gibi partilerin iki yolu var:
Ya parlamentoda temsil edilmeyi ana hedef seçip, iktidar olma iddiasından tamamen vazgeçecek ya da sol siyaset yapmaktan vazgeçip, halkın hassasiyetlerine uygun politikalara dönecekler. Bu durum MHP, HDP için de geçerli.
Buna rağmen parti liderleri ayrı, iktidarı yönetecek cumhurbaşkanı adayı ayrı bir durum olur mu? Amerika'da oluyor. Ama orada kimse Cumhuriyetçilerin ya da Demokratların parti başkanı kim bilmiyor. Herkes ülkeyi yönetecek başkan adayına odaklanıyor. Böylece partilerin işlevi zayıflıyor.
AK Parti, hem partiyi hem de ülkeyi yönetecek adayının aynı olması durumunda, rakiplerine sürekli fark atacak komumda olacaktır.
Buradan şu sonucu çıkartabiliriz: 17 Nisan'dan itibaren muhalefet partilerinde önemli değişimler olacaktır.
SİYASİ PARTİ VE SEÇİM KANUNU DEĞİŞMEK ZORUNDA
Bugüne kadar siyasi partiler ve seçim kanununun (özellikle seçim barajı) değişmemesinin en önemli sebebi, siyasi istikrardı. Koalisyon dönemlerinin ülkeye verdiği zararı öne çıkartanlar, bu nedenle seçim barajının yüksek olmasını savundular.
Şimdi bu durum ortadan kalkacak. Siyasi istikrar, halkın seçtiği cumhurbaşkanı sistemiyle garanti altına alındığına göre, yüzde 10 seçim barajının anlamı kalmamış olacak. Barajın düşürülmesi, ya da dar bölge seçim sistemine girilmesi halinde, parlamentoda durum çok farklı olacaktır.
Burada küçük partilerin ya da bağımsız adayların daha fazla parlamentoda temsil edilmesi, aslında en çok milletvekiline sahip olanların kaybı anlamına gelecek. Yani AK Parti ve CHP'nin ister istemez, milletvekili sayısı ve parlamentoda çoğunluk oranları düşecektir.
Burada bir tehlikeyi de görmek lazım. Obama'nın ikinci döneminde Demokratlar Senato'da ve Kongre'de çoğunluğu kaybettiği için, Obama adeta kilitlenmişti. Memur maaşlarını bile ödeyemedi ve devlet iflas ilan etmenin eşiğine geldi.
Muhalefet her ne kadar bu durumu anlamasa da, siyasi partiler ve seçim kanunu değiştiği takdirde, iktidarı daha fazla denetleme, sıkıştırma şansı artmış olacak. Cumhurbaşkanının istediği kanunu çıkarma şansı olmadığı için, parlamentodaki dengeler hayati önem taşıyacak.
Şunu da unutmayalım, millet sandık başında, 'hem parlamentoda hem de cumhurbaşkanlığında aynı parti olsun' diyeceği gibi, 'parlamentoda çoğunluk başka partide olsun ki denge oluşsun' da diyebilir.
AK PARTİ İÇİN ZORLU DÖNEM BAŞLAYACAK
AK Parti, 17 Nisan sabahının, tüm mazeretlerinin bittiği sabah olacağının farkındadır umarım. İstediği tüm yetkiyi milletten almış, istikrar, temsil, tek başlı yönetim, güçlü liderlik gibi yani devleti ve ülkeyi iyi yönetmek için istediği her şeye kavuşmuş olacak.
Uyum yasaları çıkartacak, devleti yeni sisteme hazırlayacak. Kurumların konumu ve yönetimlerini belirleyecek. Liyakat ve ehliyete göre yeni yöneticiler atayacak. İki yıl sonra halkın karşısına çıkıp, 'işte ideal bir ülke yönetimi için her şeyim hazır' diyecek. Başka bir şey deme şansı bulunmuyor.
Referandumu öylesine bir pozisyona soktu ki AK Parti savunucuları, ekonominin düzelmesi, terörün bitmesi, istikrarın sürmesi, Avrupa ile ilişkilerin düzelmesi, Suriye krizi, Ortadoğu sorunlarının bitmesi… neredeyse her şeyin referandumla hallolacağına inandırdı halkı. Peki düzelmezse ne olacak? O zaman iki yıl sonra yapılacak seçimde zorlu dönem AK Parti'yi bekliyor olacak.
AK Parti'ye karşı eleştirileri olan, uygulamalarından, medyadaki tutumundan rahatsız olan ama ülkenin istikrarı için referanduma 'evet' diyecek herkesin, 17 Nisan sabahından itibaren düzelme olmasa, başka türlü davranacağını söylemek kehanet değil. Bu yüzden AK Parti için kolay değil, zor dönem başlayacak. Başarılı olmaktan başka şansı da kalmadı.
Aslında daha çok şey değişecek 17 Nisan sabahı ama köşede yer bitti. Ben ne zaman kısa yazma becerisi göstereceğim acaba!?
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021