Kurtuluş TAYİZ
Türkiye’nin büyük bir bölümü ondan nefret ediyor. Bir ada hapishanesinde yaşamasını bile fazla görenler var. İdam konusu gündeme geldiğinde gözler oraya çevriliyor; “Apo asılsın”, “Apo asılsın” diye sesler yükseliyor ülkenin dört bir yanından. Ama sevenleri ve taraftarları da az değil; Kürtlerin bir bölümü onu ve onun kurduğu örgütü destekliyor.
Bu desteğin veya sempatinin kaynağı Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllara kadar uzanıyor. Baskıcı, inkârcı, katliamcı devlet pratiğine karşı Öcalan, Kürtler için “başarılı” bir isyan önderliğini bu, çok kanlı bir liderlik olsa bile temsil ediyor.
Kürt hareketinin silahlı ve siyasi zora dayalı olan kısmını PKK temsil ediyor, demokratik boyutunu ise BDP; Öcalan ise bu iki güçten oluşan Kürt hareketinin “önderi” konumunda. Bütün Kürtlerin desteğine elbette sahip değiller; ama yoksulların, hayatın dışına itilmişlerin, hiçbir şeyi olmayanların, yani sayıca küçümsenemeyecek kadar etkili bir Kürt nüfusunun desteğine sahipler.
Öcalan bunları temsil ediyor.
Bu yüzden ondan vazgeçmek kolay değil.
Onu asalım, öldürelim, tecrit altında çürütelim, bitirelim diye düşünenler çok.
Devlet aklının yıllardır bu ihtimalleri ölçüp tarttığı da malûm.
Oluru olsaydı Öcalan en az yüz defa öldürülmüştü.
Bunu bu ülkenin kaderini elinde tutan yöneticilerden daha iyi bilecek kimse yok bence.
Onu en çok asmak isteyenler aslında ondan bir türlü vazgeçemiyor.
Askerler de, siviller de olayı hep böyle değerlendirdi.
Bekaa Vadisi’ndeki karargâhında bulunduğunda ya da İmralı’daki hapis hayatında Öcalan’a bakış değişmedi.
Bu yüzden yaşıyor zaten.
Öcalan’dan en çok nefret edenler, bir bakıyorsunuz ki ona herkesten çok ihtiyaç duyuyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri zamanında kapısını az çalmadı Öcalan’ın.
Bugün de siviller çalıyor o kapıyı.
Bunda anlaşılmayacak bir şey yok.
Başbakan Erdoğan’ın Öcalan’ın idamı konusundaki görüşlerinden ben şüphe etmiyorum; kuşkusuz bu konuda çok samimi.
Fakat Kürt hareketiyle ilgili pek çok konuda Erdoğan’ın ilk başvurduğu adres de kaçınılmaz olarak İmralı. Kandil’e göz açtırmıyor; karadan havadan askerî operasyonlarla etkisizleştirmeye çalışıyor, BDP’lileri seçilmiş olmalarından ileri gelen siyasi meşruiyete rağmen tanımıyor, onlarla diyalog kurmuyor, her fırsatta aşağılıyor, yerin dibine batırıyor; ama Kürt hareketinin yarattığı birçok sorunla baş edebilmek için İmralı’yı muhatap kabul edebiliyor, Öcalan’a kapı aralıyor, müdahalelerine fırsat tanıyor. Doğrusu bunda pek yanlış bir yan da görmüyorum.
Kandil’in de Öcalan’a pek âşık olduğu söylenemez; şu an örgütün yönetiminde olan bazı isimler, Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği sırada yaptığı açıklama ve sorgu ifadeleri için “itirafçı” nitelemesi yapmışlardı. O günkü PKK Başkanlık Konseyi ki bugün de aşağı yukarı aynı ekip işbaşında tarafından, Öcalan’ın görüşlerinin kabul edilemez olduğunu anlatmak için “Önderliğe ilaç içirmişler” diye bildiri yayınlamıştı.
Yani PKK için de Öcalan öncelikle bir ihtiyaç meselesi. Buna “önderlik ihtiyacı” diyebiliriz. Öcalan PKK’nın aklını oluşturan ve ona ruh veren isimdir. Öcalan’ın nerede tutulduğu burada pek önem taşımıyor; ister Bekaa’da, ister İmralı’da Kürt hareketine Öcalan figürü öncülük ediyor. “Önderlik” sembolünün gerçek-gerçeküstü bir işlevselliği vardır. PKK’nın tepesinde olanlar için de “önderlik” politik bir güçtür, Öcalan’dan vazgeçmeyerek aslında onun “önderlik gücünü” sahipleniyorlar.
Bir yandan Öcalan’ın devletle yapmaya çalıştığı anlaşmayı kendilerini tatmin etmediği için sabote ediyor, diğer yandan da yine ona sahip çıkıyorlar. Ne düşmanlık ediyorlar ne de kendilerini ona tabi kılıyorlar. İşlerine gelmediğinde ya da başka dış müdahalelerle Öcalan’ın arkasından dolanıyorlar, boşa çıkarıyorlar, suçu da devlete yüklemeye çalışıyorlar.
Öcalan bu nedenle İmralı’da bir cambaz gibi sırat köprüsünde yürür gibi adımlarını atmak zorunda kalıyor. Ne örgütü tümüyle karşısına alabiliyor ne de bu örgüte tümüyle teslim oluyor. Ama uygun koşullarda Öcalan, tek yetkili isim olma özelliğini koruyor.
Öcalan’dan radikal adımlar atmasını bekleyen hükümet, PKK’nın Silvan saldırısıyla hayal kırıklığına uğradığı için İmralı’yı bir yıldır tecrit altında tutuyordu. Ancak çözülemeyen Kürt sorunu ve PKK meselesi Öcalan’ın varlığını her gün hükümete hatırlatıp duruyor. Son açlık grevleri hükümetin zor durumda kaldığı, kalacağı bir soruna dönüşünce yine İmralı’yı imdada yetişti. Bir yıldır oyun dışında tutulan Öcalan, yeniden oyuna döndü. AKP iktidarını çok zor durumda bırakacak olan grevleri, ölümün kıyısında durdurarak güven tazeledi ve aktif politikaya döndü.
Küçük bir barış provası tadında yaşanan bu gelişmelerin yeni bir Oslo süreciyle taçlanması muhtemel görünüyor. Eğer yeni provokasyonlar olmazsa ateşkes ve eve dönüşü de yakın gelecekte görebiliriz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019