Kurtuluş TAYİZ
Suriye ve Irak üzerinden bir okuma denemesi yapıldığında ABD-PKK ilişkisinin, “müttefiklik” düzeyinde yürüdüğü görülebilir. Bu okuma Türkiye üzerinden yapılınca resim bu kadar net değil. Resimdeki bu bulanıklık ve belirsizlik hali, ABD’nin PKK’ya açıktan destek veren bir ülke gibi görünmek istememesinden kaynaklanıyor. Fakat kendi terör örgütleri listesindeki PKK ile el altından kurduğu ilişkiyi saklama gereği de duymuyor. Türkiye’yi adım adım ABD-PKK ilişkisine alıştırmaya çalışıyorlar.
Buradaki yazılarımızda PKK’nın asıl patronunun ABD olduğuna daha önce de dikkat çekmiştik. ABD’nin PKK üzerindeki etki ve gücü Esed rejiminden, İran’dan ve Rusya’dan daha fazladır. Çünkü Kürt kartını yaratan, kullanan ve Ortadoğu haritasını yeniden çizmek isteyen ABD’dir. Kart kimin elindeyse taşeron da ona bağlıdır. Ortadoğu’yu yeniden dizayn eden gücün başını ABD çekiyor; Rusya değil. Rusya ve İran sadece nüfuz alanlarını korumanın derdindeler.
Amerikan çıkarlarını göz ardı ederek PKK’yı anlamaya kalkmanın hiçbir anlamı yoktur. PKK’nın ne yapmak istediğini anlamak için ABD’ye bakılmalı, Kandil’e değil.
ABD-PKK ilişkilerini masaya yatırmamızın sebebi Büyükelçi John Bass’in, dün “arma krizi” ile ilgili açıklamasında, örgüte silahları bırakarak Irak ve Suriye’ye çekilme çağrısı yapmasıdır. ABD, PKK’dan Türkiye sınırları dışına çıkmasını istiyor. Bu çağrı, ABD’nin Türkiye’ye şirin görünmek istemesinden kaynaklanmıyor. ABD’nin bu ağız değişikliği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir süredir, “kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” uyarılarının adrese kısmen de olsa ulaştığını göstermekte. Türkiye’nin Suriye ve PYD politikası, içeride ise PKK’yı bitirmeye dönük yürütülen kararlı operasyonlar, ABD’nin Suriye’yi istediği gibi dizayn etmesine engel teşkil ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır ziyareti sırasında, uçakta kendisiyle konuşmamız esnasında ABD planını, Türkiye sınırı boyunca bir bant şeklinde uzanan Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyini içine alan bir bölgede, Kürt devleti kurma hazırlığı olarak değerlendirdiğini ifade etti. Görünmektedir ki hâlâ ve ısrarla devam eden Türkiye’nin Suriye politikasına yönelik eleştirilerin ardında aslında ABD’nin beklentileri yatıyor; Türkiye’den istenen Suriye ve Irak’ta kurulması düşünülen PYD/PKK devletine göz yumması.
Erdoğan’ın, “kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” uyarısının muhatabı kuşkusuz PYD’yi kullanan ABD’dir. PKK, 21 Temmuz’da başlattığı terör dalgasından sonuç alamayıp ağır yenilgiye uğrayınca ABD’nin Suriye’deki planları aksadı. Türkiye’nin rızası olmadan yanı başında bir Kürt devleti kurulması mümkün görünmüyor. ABD’de de bunun farkında. Bu yüzden PKK üzerinden, terörle Türkiye dize getirilmeye çalışıldı. Fakat PKK ağır bir yenilgiye uğrayınca ve Türkiye PYD’nin Azez ve Cerablus hattına girmesini engelleyince ABD, planlarını yeniden revize etme ihtiyacı duydu.
ABD, bugün de örgütle yeniden müzakerelere dönülmesini tavsiye ediyor. Öncekilerden farklı olarak ABD, PKK’ya silah bırakma; Irak ve Suriye’ye çekilme şartını getiriyor. Aslında terör kartıyla elde edemediği sonuca, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni PKK ile müzakerelere zorlayarak, dolaylı yoldan ulaşmayı hedefliyor. Eğer devlet PKK ile müzakerelere oturursa bunun doğal sonucu, Suriye’deki Türkiye’yi hedefleyen gelişmelere müdahalede bulunamamak olacaktır. Suriye ve Irak'ta, ABD’nin başını çektiği koalisyon güçlerinin faaliyetleri bizim sınırlarımız dışında yaşanıyor görünse de aslında doğrudan Türkiye ile ilgilidir. Bugün sadece Suriye ve Irak değil, aslında Ortadoğu ve Türkiye’nin yakın geleceği şekillendiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu planın farkında. Tedbirlerini ona göre alıyor. Erdoğan, kendi göbeğimizi kesmekten bahsederken, işte bu tedbirleri işaret etmekte.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019