Lale KEMAL
Gerek dönemin başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse PKK lideri Abdullah Öcalan, 2013 Mart’ında örgütün ateşkes ilan etmesiyle başlayan Kürt sorununa silahsız çözüm sürecini, ilk bitiren taraf olmayacaklarını ilan etmişlerdi.
Her ikisinin de bugünlerde, aslında yürümeyen süreç sanki devam ediyormuş gibi hava yaratıyor olmaları, verdikleri bu sözden geri dönmelerinin Türkiye’ye yeniden ağır bedel ödeteceğini biliyor olmalarından kaynaklanıyor. Verdiği sözle çelişkili de olsa bizzat Erdoğan’ın, çözüm sürecini kimi söylemleriyle zora soktuğu bir gerçek.
Son zamanlarda, “Terör örgütü IŞİD ile müzakere yapılabilir mi?” tartışmalarıyla gündeme gelen ve İngiltere’de Tony Blair hükümetinin üst düzey diplomatı olarak İrlanda’yı onlarca yıl kasıp kavuran IRA terör örgütü ile barışın sağlanmasında kilit rol oynayan Jonathan Powell, “Barışı sağlamanın tek yolunun teröristlerle müzakere ve bu örgüte ödünler verilmesinden geçeceğinin,” altını çizer.
Powell, “Hiçbir terörist örgüt sonsuza dek uzlaşılamaz değildir,” der ve ekler: “Tüm silahlı hareketler, ılımlıları ve sert tutum yanlılarını içinde barındırır ve örgütle görüşmek ılımlıları barış için güçlendirir.”
Terör sorununun çözümünde çok acıtıcı olsa da yapılması gereken, Powell’ın dediği gibi, terör örgütü ile müzakerelerdir ve bu örgüte ödünler verilmesini gerektirir. Ödünler deyince akla, Kürtlerin anadillerini konuşma özgürlüğüne kavuşmuş olmaları gibi zaten ana sütü gibi helal olan haklar gelmesin, her ne kadar Türkler, bunu “Kürtlere bahşettikleri bir hak olarak” görseler de. Ödün; Öcalan’ın, cezaevinden çıkartılıp önce evde göz hapsine alınması, sonrasında da çözüm için özgür müzakere ortamının sağlanacağı serbest bırakılması, dağdaki teröristlerin kimilerinin af yoluyla siyasete dahil edilmeleri, yani geçmişte bazı siyasetçilerin dediği gibi, “Düz ovada siyaset yapmaları,” gibi şartlandırılmış Türk kamuoyunun çok zor hazmedeceği açılımları içerir.
İktidar 2013 Mart’ında ateşkesin ilan edilmesinden bu yana oyalama taktiği uyguluyor, aylardır İmralı’ya ziyaretler süregeliyor, lafta çözüm paketleri havada uçuşuyor ama özde hiçbir gelişme sağlanmıyor. Bu arada, Ankara, söylem düzeyinde kalan çözüm mesajları veredursun, Güneydoğu bölgelerinde PKK’nın, özerklik ilanının bir adım gerisinde kalan kimlik kontrolü yapma gibi tasarruflarda çoktan bulunduğu görülüyor.
Suriye Kürtlerinin kalbi Kobane olaylarının ekim ayında şiddetli çatışmalar şeklinde Türkiye’ye de yansımış olmasından sonra Ankara, PKK’ya yönelik sert söylemini de ironik biçimde artırdı. Erdoğan’ın, Suriye Kürtlerinin PYD’si ve PKK ile IŞİD terör örgütünü aynı kefeye koyuyor olması, iktidarın Kürt sorununu çözme iradesinin aslında olmadığını da göstermiyor mu?
Elbette, devletler silahsız çözüm için görüşme yaptıkları terör örgütlerine karşı aynı zamanda askeri tedbirler de almak zorundadırlar. Ama kamuoyuna şirin görünmek adına müzakere yaptığınız örgütü, sık sık terör örgütü diye ilan ediyor olmanız hem samimiyetinizi sorgulatır hem de örgütle aranızdaki güven ilişkisini zedeler.
ABD’nin, İncirlik’te konuşlu insansız hava araçları Predatörler vasıtasıyla Kuzey Irak’ta PKK’nın izlenmesi için yürüttüğü anlık istihbarat faaliyetlerini, Ankara’nın talebiyle son aylarda artırdığını öğrendim. Hatta Ankara, Washington’dan İncirlik’teki 4 Predatör’e ek olarak 4 ila 5 kadar İHA daha verilmesini talep etmiş. İncirlik’teki Predatörlerin, IŞİD’in Irak faaliyetlerini de izlediğini hatırlatalım.
İktidarın çoktandır göz boyama niteliğine büründürdüğü çözüm sürecinin bitmesinden ve her eve bir cenazenin girdiği eski günlere dönülmesi ihtimalinden çok endişeliyim.[email protected]
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016