Leyla İPEKCİ
BDP’nin desteklediği bağımsız milletvekilleri, Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararından sonra Meclis’e girmeyeceklerini açıkladı. Hemen ardından Balbay ve Haberal’ın Meclis’e giremeyecekleri de ortaya çıktı. Büyük ihtimalle bu yazı yazılırken Engin Alan için de benzer karar çıkacak.
Benim sorum şu: Hatip Dicle’nin Meclis’e girememesi ile Ergenekon sanıklarının Meclis’e girememesi aynı şey midir? Ergenekon sanıklarının hakkındaki çok ağır suçlamalar ve eldeki deliller kamunun vicdanını rahatlatacak cinsten değil. Onların yargılanıp aklanmadan milletvekili olmaları ne vicdana ne de hukuka sığardı.
Hatip Dicle’nin ise her ne kadar milletvekili olamaması hukuken doğru ise de, siyaseten ve kamunun vicdanında oldukça sorunlu bir durum. Zaten bu kararın çıkma sürecinde yaşananlar da öyle. Hatta şu da söylenebilir: Ergenekon sanıkları eğer yargıya teslim edilmeselerdi belki milletvekilliğine soyunmayı akıllarından dahi geçirmeyeceklerdi. Hatip Dicle için ise elbette aynı şey söylenemez.
Hâl böyleyken, artık halkın nezdinde Ergenekon sanıklarının suçuyla mesela KCK sanıklarının suçunu eşitleme operasyonu tüm hızıyla sürüyor denebilir. Şöyle de söylenebilir: Anayasa görüşmelerine oturabilmek için bir çeşit mütekabiliyet esası aranabilecek maalesef artık.
Onları da serbest bırakalım, bunları da! Peki sonra? Ya adalet duygumuz? Ya hakikatin tecellisinde hakkaniyet talebinin yeri? Ya içlerinden bir kişi dahi haksız yere yargılanmaktaysa? Bunları sorgulamayacağız, unutacağız. Bu şekilde sivil, çoğulcu, adil bir anayasa yapacağız. Öyle mi?
Bir şey daha var: BDP’nin desteklediği bağımsızlara oy veren onlarca insanı dinliyorum iki gündür. YSK kararının anayasa ve barış görüşmelerini sekteye vurdurmak olduğunda birleşiyorlar. BDP’nin bundan sonra Meclis’te anayasa ve barış görüşmelerine katılmamasını meşru bir zemine oturtan bir karar diyen de var.
Bağımsız adaylara BDP Meclis’te temsil edilsin diye oy verdiklerini söylüyorlar. İlk ajitasyonda tuzağa düşmelerini eleştiriyorlar. Ama Bağımsız Blok’u destekleyen bazıları da Meclis’e girmeme kararının barışa giden bir adım olduğunda birleşiyor. Çünkü onlar YSK kararının ardında hükümet olduğuna inanıyorlar.
Bense buna inanmayanlardanım. Ve BDP’nin desteklediği adayların Meclis’e girmemekle, anayasa yapılmasını istemeyenlerin ve barışın gelmesini istemeyenlerin oyununa geldiğine inanıyorum. Daha beteri, kendilerinin de zaman zaman bu oyuna gelmeye teşne davrandıklarını da üzüntüyle izliyorum.
YSK kararının hükümetin meşruiyetini dahi yıprattığını, amacın asıl olarak kaos yaratmak olduğunu, hükümetin bir tek milletvekilinin düşmesiyle bir şey kazanmadığını, ama BDP’yi ajite eden bu kararla birlikte Kürt hareketinin AKP ile anayasa çalışmalarına katılma konusundaki umutları yerle yeksan ettiğini görüyoruz.
Hatta o kadar ki, her iki seçmenden birinin oyunu alsa da, ne barışı getirebilir bu kaos ortamında AKP, ne de anayasa yapmak için mutabakat bulabilir! Geriye ne kalıyor? Yine dökülen kan! Kan dökülmesi dahi daha meşru oluyor sanki böyle.
Okul kundaklamalarla, polis ekiplerini mayınla imha etmelerle barışın hiçbir türüne kapı aralamış olmuyorsunuz. Bu eylemlerin gerekçesi olarak “operasyonlar kalksın” diyorsunuz ama operasyonu yapanlarla aynı militarist dili konuşarak haklılığınızın sınırlarını zorluyorsunuz durmadan. Böyle diyorum.
Bir soru daha: Kemalist devletin atanmışlarıyla seksen senedir memleketi çatıştırarak, kanla, katliamla, faili meçhulle, yargısız infazla, darbe olgunlaştırma operasyonuyla yönetenler ile meşruiyetini halktan seçilerek alan AKP’nin kurmaya çalıştığı devlet bir ve aynı mıdır?
AKP, tüm yanlışlıklarına rağmen birim olarak aynı ceberutluğu mu yapmaktadır? 90’larda Kürtlerin evini yakan, köylerinden süren, asit kuyularında kemiğe dönüştüren devlet ile bugünün AKP üzerinden kurulmaya çalışılan devleti aynı mıdır?
Eğer arada minik bir fark dahi var ise, sizin de AKP karşıtı olarak devlete muhalefet etme dilinizin, mağduriyetinizi ifade etme dilinizin yeni kelime terkiplerine ihtiyacı var demektir.
Bir ayağınız Meclis’te, bir ayağınız sokak eylemlerinde, bir ayağınız dağda olamaz. Çünkü üç ayağınız yok. Bir tanesinden feragat etmeniz gerektiğinde ilk yapacağınız Meclis’i terk etmek olursa, geriye öğrenci yurtlarının ateşe verilmesi, polis otolarının patlatılması vesaire kalıyor. Ve tabii dağdaki gerillaya oy verdiğini sananlar da görüyor ki, verdikleri oyla ne dağ kazanıyor ne Meclis.
AKP, atacağı somut adımlar her neyse bir an önce atmalı, evet! Ve Meclis’teki diğer partiler! Meclis’e girmeyerek barışa bir adım daha mı yaklaşacaksınız? Sahiden her türlü öfke ve intikam ajitasyonunu yönetebileceğinizden emin misiniz? Bunun meşruiyetini otuz yıldır akan kandan alıyorsanız, otuz yıl daha mı aksın bu kan?
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018