Leyla İPEKCİ
- Bugün ABD'de hızla kitleselleşen ve Arap Baharı'ndaki direnişten esinlenerek benzer bir direnişi diriltmeye çalışan Wall Street karşıtı protestocular, Wall Street'i "Amerika'nın Tahrir Meydanı'' yapmak istiyorlar.
Ve bunu belirtirken şöyle diyorlar: "Bu, patronların para hırsına karşı bir gösteri, Wall Street'e geldik, çünkü burası patronların çürümüşlüğünün sıfır noktası. Buraya artık canımıza tak ettiğini söylemeye geldik, artık buna tahammül etmeyeceğiz!"
ABD kendi muhaliflerine baksın, etrafa ihraç edeceği rejim modellerinden vazgeçsin diyenler elbette çoğunluktadır. Fakat ABD, kendi meselelerini anlamlandırmak için gereken asıl ipuçlarını dışarıda aramak zorunda. Örneğin Türkiye'deki değişimleri, Çin'deki veya Arap Baharı'ndaki değişimleri anlamadan kendi kapitalizminde hızla açılmakta olan yaralara pansuman yapamaz. Tıpkı Türkiye'nin Kürt meselesini hakkaniyetle çözebilmesinin ipucunu: Balkanlar'da, Kafkaslar'da veya Arap Baharı'nda bir 'küresel aktör' olarak kabul görmesinde bulması gerektiği gibi!
ABD'nin etkili medya organlarından New York Times gazetesindeki bir makalede, Tunus'ta 21 yıllık sürgünden dönen ve ülkedeki siyasi İslam akımının lideri Gannuşi'nin sözlerine yer verilmiş. "Eğer İslamcı yelpazesi Bin Ladin'den Erdoğan'a kadar uzuyorsa, neden bizden uzakta olan Talibanlar veya Suudların modeliyle kendimizi aynı kefeye koyuyoruz? Özellikle de Türkiye'deki, Malezya'daki veya Endonezya'daki gibi İslam ile modernleşmeyi birleştiren bize daha yakın modeller varken."
Makalede Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in 'muhafazakâr kanadından' Gozlani'nin Türk modelini özellikle zinayı suç olarak kabul etmemek gibi unsurlarda şeriata uygun tavır almadığı için eleştirdiği de belirtiliyor. İmdi bu ülkede, (her ne kadar Erdoğan zina yasasına uzun süre tepki vermiş olsa da) şeriata uygun hiçbir kuralın yasalara yansımamış olduğu bir vakıa. Bu yüzden de Batılıların veya Tunuslu lider Gannuşi'nin Erdoğan modelini Taliban'dan ayırmak için kullandığı 'ılımlı İslam' tanımına oturmadığımız apaçık.
Türkiye'de laik Kemalist kesimler ile AKP'nin modeline en baştan beri karşı olan bazı İslami kesimler, Bush döneminde üretilen bu 'ılımlı İslam' yakıştırmasına ısrarla karşı çıkarken elbette haklıydılar. Gelgelelim Arap Baharı'ndan beri kavramların bu net tanımıyla olguları açıklamak giderek zorlaşıyor.
Erdoğan, Müslüman biri olarak, laik bir ülkenin üç dönemdir Başbakan'ı olabiliyorsa ve Mısır'da dahi laikliği önerebiliyorsa, 'ılımlı İslam' tanımı gibi 'laiklik' tanımının algısının da Irak işgali günlerinden beri değişmekte olduğunu görmemiz gerekiyor. Bu tanımı bizzat Türkiye'nin el uzattığı Tunus'taki liderden duyabiliyoruz. Ve Taliban modeline yakın olmak yerine 'ılımlı İslam' tanımını benimsemeye daha hazır hale gelebiliyoruz zihinaltımızda.
Zaten Başbakan'ın bugünündeki laiklik tanımı, Mısır'daki sözlerinin devamından da çıkarabildiğimiz kadarıyla Müslüman nüfusun yönetimde olduğu ülkelerde halkın demokrasi istemesiyle bağlantılı. Çünkü demokrasilerde 'eşit vatandaş' olarak yaşaması gereken Hıristiyan ve diğer inanç gruplarıyla farklı mezhepleri düşünecek olursanız, diktatörlükle yönetilen Müslüman ülkelerde 'hakkaniyetli' bir yönetim bulmanız kolay olmaz.
New York Times'taki makalede, AKP'nin Mısır'daki en yakın karşılığı olduğunu iddia eden Merkez Partisi Başkanı Abul-Ela Madi'den de bahsediliyor ve tıpkı Erdoğan gibi, laik devlet düzenini kabul eden bu yeni siyasetçilerin 'post İslamcı' akımları oluşturduğu söyleniyor. Bu akımların bölgede bir "dönüm noktası" oluşturabileceğinin altı çiziliyor.
İlk bakışta 'Batı'dan' gelen ve yine son derece 'oryantalist' bir kaba genellemeci bakış olabilir bu 'post İslamcı' tanım. O yüzden Tunus'un benzemeye çalıştığı 'ılımlı İslamcılığımız' ile Mısır'ın ayrışmak istediği 'laikliğimiz' arasındaki anlam katmanlarını iyi tahlil etmek gerek.
Mesela ben, 'Türkiye modeli'nin Arap ülkelerine son derece esin verebileceğini ama kesinlikle model olamayacak kadar 'biricik' bir tecrübesi olduğuna inanıyorum. Önerim şu: 'Türkiye modeli'nin, Tunus'tan ve Malezya'dan da çok farklı olarak giderek gerek AB ülkelerinde, gerek Ortadoğu'da tartışmaların tam odağında yer aldığı bugünlerde, tabloya sabit bir tanım yapmadan ve mümkünse bizim için yapılan tüm tanımlardan da soyunarak bakmamız gerekiyor.
Türkiye'nin giderek aktörleştiği küresel dünyada, muktedir olmanın hevesine kapılmadan, geçmişten geleceğe köprüler kurarak, 'muhteşem karmaşalarımızın ruhu'na uygun tanımlar arasında komşularımızla birlikte bir süre daha gezinmemiz gerek. Sabit bir tanıma bel bağlamadan. Çünkü başkalarına yakıştırdığımız her tanım bizi kendi dünyamıza hapsediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018