Markar ESAYAN
Türkiye eski kalıplarından sıyrıldıkça, eskinin üzerine cila çektiği pek çok yapı kökten sarsılıyor. Tabandan başlayıp tepeye ulaşan bir sarsılma, yüzleşme ve dönüşme sarmalında 'yeni' inşa edilmeye çalışılıyor. Değişim kesintisiz yaşanan bir dinamik ama, tıpkı fay hatlarına zaman zarfında yüklenen enerjinin bir noktada depreme yol açması gibi, o tarihi an geldiğinde statüko değişiyor. Yeni düzen önce söylem ve ahlak üstünlüğünü, sonra ise paradigmayı ele geçiriyor.
Devlet ve siyaset gibi, medya, akademi ve 'aydın' müesseseleri de bu kurala tabi şüphesiz.
Normalde değişim kuramını aydınların formüle etmesi, bu şekilde topluma 'çobanlık' yapmaları beklenir. Bu kalıp da artık geçerli olmayan modernist bir ezberden başka bir şey değil oysa. Nitekim Türkiye'de son 12 yılda daha farklı bir süreç yaşandı. Bizim aydın tipimiz sınıfsal laikçi-kemalist eşiğine değin halkla beraber yol aldıktan sonra ciddi bir bunalıma girdi.
Özellikle Gezi krizinden sonra bu aydın desteğinin şartlı bir destek olduğu, toplumla birlikte öğrenen ve anlamaya çalışan değil, topluma mürebbiyelik etmeye alışık bir aydın tipolojisi ile karşı karşıya kalındığı görüldü. Kemalist toplum mühendisliği projesinin çok da dışına çıkamamış aydın tipi, halkın Erdoğan'ın şahsında reşitliğini ilan ettiği noktada kısa devre yaşamaya başladı. Erdoğan'ın hiyerarşik bir bilenler topluluğunu ve vesayeti kabul etmeyen tarzı, Türkiye'nin 27 Nisan muhtırasından sonra ilk kez geldiği değişim sularında yeni siyaset ve hareket tarzlarıyla ilerlemesi, arkaik aydın tipini krize soktu.
Erdoğan'ın kişisel çekişmelerden ziyade, 'aydınlardan artık öğrenemiyor' hale gelinmesine bir cevap olarak köprüleri attığı üzerine ise doğal olarak kafa yorulmadı. Aydınların gösterişli kılıflara soktuğu statüko tekliflerini 'yutmayacak' bir zeka ile karşı karşıya olunduğu ise, dindarlara yönelik sınıfsal körlük ve kibir sayesinde ıskalandı.
Bu nedenle, bir paratoner gibi tüm tepkileri üzerine çeken Erdoğan'ı, kendi köhne şablonları içine çekmeye ve onunla kendi alanlarında mücadele etmeye kalktılar. Oysa Erdoğan artık başka ve yeni bir yerde olunduğunun farkındaydı. Aydınlar oyunu kendi sahalarında kurduklarını düşünürken, aslında Erdoğan'ın sahasında olduklarını fark edemediler ve yenildiler. Gerçeklikle bağlarının zayıflaması böyle bir zaaf yaratmıştı. Erdoğan, kendisine fırlatılan 'diktatör', 'Hitler' gibi yaftaları, aydınların halkla yabancılaşmasının ve koflaşmanın bir itirafına tercüme edip kendilerine bumerang gibi iade ediyordu.
Gezi krizi ve 17-25 Aralık operasyonlarında beklenen sonucun alınamaması, aydınların Erdoğan'a yönelttikleri sınıfsal kibri ve reddedişi, -hele Kürtleri de kaybettikten sonra- yeniden halka yöneltmeleri sonucunu doğurdu. Bunun nedeni, halkın Erdoğan'a değil, kendilerine ihanet etmiş olmasıydı. Böyle olunca, halk bu 'demokrat aydınların' nezdinde yeniden yontulmamış, ilkel, göbeğini kaşıyan yığınlar mertebesine dönmüş oldu. Belki de onların nezdinde hiçbir zaman gerçekte saygın bir yerde olmamışlardı.
Murat Belge dünkü yazısında bu 'yeni' eğilimin trajik bir paragrafını şöyle yazdı.
'Bilinçlenme düzeyinin dereceleri var. En büyük kalabalıkları, en az yontulmuş düzeyde buluyorsunuz. Modern dünya hâlâ 'kitle' ve 'nitelik' kavramları arasında köprü kurmanın yolunu bulamadı (belki de aramadı). Başbakan şimdi en yontulmamış kesime hitap ediyor, o kesimi ajite etmeye çalışıyor. Bu yöntemle o düzeyde yaratacağı kolektif enerjinin daha üst bilinçlilik düzeylerine varmış bireyleri de bağlayacağını, bu zorunlu ve zorlu varkalma savaşının neferleri haline getireceğini umuyor.' (Taş niçin kaba, Taraf, 23.02.2014.)
Bu satırlar bir lapsus değil; bu tür aydının sorunlu özünü ima ediyor.
Buna benzer bir formülasyonu, Gezi krizinde Nilüfer Göle 'Meydan-Sokak' analojisi üzerinden yapmış, Kazlıçeşme ile Taksim Meydanı arasında bir hiyerarşi kurmuştu. Göle'ye göre Taksim'de özgür, eğitimli, kişilikli bireyler varken, Kazlıçeşme'de bir liderin peşinden giden güdülü tekinsiz yığınlar söz konusuydu.
Bu aydınların açık bir darbe girişimini 'analizlerine' katmıyor oluşu, bu darbe girişimlerini görmüyor olmaları anlamına gelmiyor. Gülen Cemaati elitinin dindar kimliği ile aynı ittifakta yer alması bir süre daha yürek soğutmalarına yol açabilir. Ancak, bu ve buna benzer paragraflar, bu aydın tipinin sahneden çekiliyor oluşunun hazin ilanı anlamına geliyor.
21. Yüzyıl, içindeki 20. Yüzyıl'ın adaptasyon güçlüğü çeken ölü öğelerini artık tasfiye ediyor. Ve bunu bizzat kendilerine kendi elleriyle yaptırıyor.
Hep öyle olmaz mı zaten?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019