Mehmet Acet
ABD Başkanı Trump’ın çekilme kararı sürpriz bir şekilde gelişince, oyuncular için Suriye kartları yeniden karılmaya başladı.
Bu elbette Türkiye için de geçerli.
Dün sabah dış politikada 2018 yılı değerlendirmesi için bir araya geldiğimiz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu son gelişme üzerine paydaşlarla istişareler yaparak hareket etmek istediklerini dile getirdi.
Ankara için öncelik, ABD askerlerinin geri çekilme sürecinde bir boşluk oluşmaması.
Bu bağlamda, ‘istişarelerin’ önemli bir kısmı Washington ile yürütülüyor.
ABD yönetimi, Ankara’nın koordineli hareket etme talebini de kabullenmiş görünüyor.
Bu hafta içinde askeri bir heyet Ankara’ya gelip, kendi muadilleriyle çekilme sürecini konuşacak.
Eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda Moskova ile temas kurulacak, yeni durum üzerine yeni müzakereler yapılacak.
Bu bahis açıldığında Çavuşoğlu, “Rusya sahada bir aktör. Önümüzdeki günlerde bir Rusya ziyareti yapıp, görüş alışverişinde bulunacağız. İstişare edeceğiz. Boşluk oluşmaması için diğer aktörlerle de istişare etmemiz gerekiyor” dedi.
“ABD’NİN ÇEKİLMESİYLE PYD SORUNUNA KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM BULUNABİLİR”
Cümlenin sahibi Bakan Çavuşoğlu.
Bu ifade aslında, yeni Suriye denkleminde Türkiye’nin önceliğini ve vazgeçilmez pozisyonunu yansıtıyor diyebiliriz.
Bu şu anlama da geliyor:
PKK/YPG’nin Suriye topraklarının üçte birini ABD desteğiyle ele geçirerek oluşturduğu fiili durum, bir başka deyişle ‘Rojava projesinin’ geleceğini kötü günler bekliyor.
Peki nasıl bir öngörüde bulunulabilir?
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerinde karşılığını bulan “Suriye Kürtlerini PYD zulmüne terk etmeyeceğiz” sözlerini, bir işaret fişeği olarak görmek mümkün.
Bu yaklaşım biçimi Ankara açısından şöyle bir niyete işaret ediyor:
Türkiye’ye müzahir Kürt gruplarını daha derli toplu şekilde organize edip, Suriye’nin geleceğinde YPG’nin yerine ikame etmek. Önümüzdeki süreçte, bu politikanın daha gözle görülür sonuçları karşımıza çıkabilir.
“POMPEO ARADI SORULAR SORDU ASKERE SORUN DEDİM”
Yabancı basında 14 Aralık’ta gerçekleşen Trump/Erdoğan görüşmesinin arka planına dair dikkat çekici haberler çıkmış, Pazartesi günü bu köşede o yazılardan alıntılar kullanmıştık.
O yazılardan birinde, bir gün önce, yani 13 Aralık’ta, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nin Türkiye’nin operasyon hazırlığıyla ilgili bilgi edinmek için Türk mevkidaşını aradığından söz etmiştik.
Çavuşoğlu, bu bilgiyi daha sorulmadan teyit ettikten sonra, o görüşmeye dair yeni veriler paylaştı.
Şunları söyledi:
“Pompeo beni aradı (13 Aralık görüşmesi) ‘Plan, strateji nedir’ diye sorular sordu. Teknik sorular. ‘Bunlar teknik konular, cevabını öğrenmek istiyorsanız bizim askeri yetkilileri arayabilirsiniz. Ama kararlılığımızı öğrenmek istiyorsanız, evet kararlıyız’ dedim.”
ESAD’DAN MÜNBİÇ HAMLESİ
ABD’nin Suriye’deki askerlerini çekme kararı sonrası dün, Fırat’ın batısından ‘Boşluk doldurma’ başlığının altını doldurabilecek dikkat çekici bir haber geldi.
Haber, Münbiç’in batısında yer alan Arimah isimli beldenin, YPG kontrolünde iken Esad rejimine bağlı birliklerin eline geçtiğini söylüyordu.
Haliyle bu durum Rejim ile YPG arasında dar alanda bir paslaşma mı oluyor sorusunu akıllara getirdi.
Haber yayıldıktan sonra Milli Savunma Bakanlığı adına yapılan açıklama ise meselenin bu şekilde olmadığına işaret ediyordu.
Açıklamaya göre, ‘Arimah bölgesindeki hareketlilik 2017’den beri bölgede bulunan Suriye rejim güçlerine ait’ idi. Yani yeni bir durum yoktu.
Esad rejimi ile YPG arasında sık sık görüşmeler yapıldığını biliyoruz.
Ancak, dün Çavuşoğlu’nun da dile getirdiği gibi, iki tarafın çıkarları çoğu zaman çatıştığı için, bu görüşmelerden iki taraf da başarılı sonuçlar elde edemiyor.
Peki, diyelim ki anlaştılar ve Fırat’ın doğusunda kendi aralarında yeni bir güç paylaşımı yaptılar.
Böyle bir senaryo karşısında Türkiye’nin tepkisi ne olur?
Sorunun yanıtını yine Dışişleri Bakanı’nın ağzından verelim:
“Rejim geldi, YPG orada diyelim. Hiç tereddüt etmeyiz. Bugün Irak’ta PKK tehdidine karşı nasıl operasyonlar yapıyorsak, aynısını Suriye’de de yaparız. Bu, Türkiye için beka meselesidir. Ulusal güvenlik meselesidir.”
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020