Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Silahların Değil, Siyasetin ve Toplumsal Barışın Gücüne İnanmak ve Mücadeleyi Büyütmek...
10.07.2025
384

Tarihî Bir Çağrının Eşiğindeyiz

19 Haziran 2025 tarihinde, Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan çağrı, Kürt sorununun çözümünde ve Türkiye’de demokratikleşmenin önünün açılmasında yeni bir dönemin habercisidir. Bu çağrı, yıllardır süren çatışmalı sürecin sonlandırılması, silahlı mücadele yönteminin terk edilmesi ve demokratik siyasetin güçlendirilmesi yönünde net bir duruş içermektedir.

“Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum” sözleriyle yapılan bu açıklama, sadece bir mesaj değil; aynı zamanda toplumsal dönüşüm için bir strateji, mücadele için bir yön tayinidir.

Çatışmadan Çözüme; Demokratik Siyaset Zamanı.

Bu çağrıyla birlikte PKK, ulus-devletçi hedeflerinden ve silahlı mücadele biçiminden resmi olarak vazgeçtiğini ilan etmiştir. Bu, sadece Kürt halkı için değil, tüm Türkiye halkları için büyük bir değişim anlamına gelmektedir. Artık silahların değil, fikirlerin, müzakerenin, hukukun ve halk iradesinin belirleyici olduğu bir döneme girilmek istenmektedir.

Bu adım, aynı zamanda demokratik siyasete gönüllü ve tarihsel bir geçiştir. Bir geri adım değil; halkların onurlu bir barış içinde bir arada yaşama iradesinin güçlenmesidir.

Silahları Bırakma Süreci ve Toplumsal Sorumluluk.

Silahların bırakılması, sadece teknik bir süreç değil; siyasi bir iradenin, barışa bağlılığın ve toplumsal sorumluluğun göstergesidir. Bu sürecin şeffaf, güven veren ve kamuoyuna açık bir biçimde yürütülmesi gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere, tüm demokratik kurumlar bu sürece destek vermelidir.

Aynı zamanda barış sürecinin sahiplenilmesi, sadece siyasi partilerin değil; sendikaların, kadın örgütlerinin, gençliğin, aydınların, vicdan sahibi her bireyin görevidir. Bu bir hükümet politikası değil, halklar arası bir toplumsal sözleşmedir.

Abdullah Öcalan’ın Rolü; Özgürlük Toplumsal Bir Meseledir.

Sayın Abdullah Öcalan’ın açıklamasında altını çizdiği gibi, onun özgürlüğü kişisel değil, toplumsal çözüm açısından stratejik bir konudur. Kendi ifadesiyle: “Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.”

Bu nedenle Öcalan’ın özgür koşullarda siyasi tartışmalara ve çözüm süreçlerine katılması, hem Kürt sorununun çözümü hem de Türkiye'nin demokratik geleceği için belirleyicidir.

DEM Parti ve Muhalefet Güçlerine Tarihî Sorumluluk.

Meclis’te bulunan DEM Parti başta olmak üzere, tüm demokratik muhalefet partileri bu çağrının gereklerini yerine getirmeli, barış sürecinin önünü açmalıdır. Bu yalnızca bir partiye ya da bir bölgeye ait bir mesele değildir. Barış, tüm Türkiye'nin ihtiyacıdır.

DEM Parti’nin, diğer partilerle birlikte çalışarak barışa dair politikaları güçlendirmesi, çözüm sürecini desteklemesi ve halk iradesini meclise taşır hale getirmesi kaçınılmaz bir görevdir.

Topluma Çağrı;Barışı Sahiplenelim.

Barış ancak halkın sahip çıkmasıyla mümkün olur. Kürt halkının talepleri sadece Kürtlerin değil; demokrasi isteyen, eşitlik isteyen, adalet arayan herkesin talepleridir. Bu çağrı, aynı zamanda Türkiye toplumuna uzatılmış bir eldir.

Bugün yapılması gereken, bu eli havada bırakmamak; barışa, demokrasiye ve özgür yaşama birlikte yürümektir. Toplumun bütün kesimleri; işçisi, kadını, genci, köylüsü, esnafı, akademisyeni bu sürecin taşıyıcısı olmalıdır.

Barış İçin Mücadeleyi Büyütme Zamanı.

19 Haziran 2025’te yapılan çağrı; geçmişle yüzleşme, bugünle sorumluluk alma ve geleceği birlikte kurma iradesidir. Bu tarihi adımı bir fırsata çevirmek, hepimizin ortak görevidir.

Artık silahların değil, siyasetin konuşması gereken bir dönemdeyiz.
Artık çatışmanın değil, çözümün yolunu büyütmeliyiz.
Artık acıların değil, barışın ve özgür bir yaşamın geleceğini inşa etmeliyiz.

Bu çağrıya kulak verelim. Sadece dinlemekle kalmayalım; barış için birlikte yürüyelim.
Silahların değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanalım. Mücadeleyi birlikte büyütelim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar