Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tarihî Bir Çağrının Eşiğindeyiz
19 Haziran 2025 tarihinde, Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan çağrı, Kürt sorununun çözümünde ve Türkiye’de demokratikleşmenin önünün açılmasında yeni bir dönemin habercisidir. Bu çağrı, yıllardır süren çatışmalı sürecin sonlandırılması, silahlı mücadele yönteminin terk edilmesi ve demokratik siyasetin güçlendirilmesi yönünde net bir duruş içermektedir.
“Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum” sözleriyle yapılan bu açıklama, sadece bir mesaj değil; aynı zamanda toplumsal dönüşüm için bir strateji, mücadele için bir yön tayinidir.
Çatışmadan Çözüme; Demokratik Siyaset Zamanı.
Bu çağrıyla birlikte PKK, ulus-devletçi hedeflerinden ve silahlı mücadele biçiminden resmi olarak vazgeçtiğini ilan etmiştir. Bu, sadece Kürt halkı için değil, tüm Türkiye halkları için büyük bir değişim anlamına gelmektedir. Artık silahların değil, fikirlerin, müzakerenin, hukukun ve halk iradesinin belirleyici olduğu bir döneme girilmek istenmektedir.
Bu adım, aynı zamanda demokratik siyasete gönüllü ve tarihsel bir geçiştir. Bir geri adım değil; halkların onurlu bir barış içinde bir arada yaşama iradesinin güçlenmesidir.
Silahları Bırakma Süreci ve Toplumsal Sorumluluk.
Silahların bırakılması, sadece teknik bir süreç değil; siyasi bir iradenin, barışa bağlılığın ve toplumsal sorumluluğun göstergesidir. Bu sürecin şeffaf, güven veren ve kamuoyuna açık bir biçimde yürütülmesi gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere, tüm demokratik kurumlar bu sürece destek vermelidir.
Aynı zamanda barış sürecinin sahiplenilmesi, sadece siyasi partilerin değil; sendikaların, kadın örgütlerinin, gençliğin, aydınların, vicdan sahibi her bireyin görevidir. Bu bir hükümet politikası değil, halklar arası bir toplumsal sözleşmedir.
Abdullah Öcalan’ın Rolü; Özgürlük Toplumsal Bir Meseledir.
Sayın Abdullah Öcalan’ın açıklamasında altını çizdiği gibi, onun özgürlüğü kişisel değil, toplumsal çözüm açısından stratejik bir konudur. Kendi ifadesiyle: “Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.”
Bu nedenle Öcalan’ın özgür koşullarda siyasi tartışmalara ve çözüm süreçlerine katılması, hem Kürt sorununun çözümü hem de Türkiye'nin demokratik geleceği için belirleyicidir.
DEM Parti ve Muhalefet Güçlerine Tarihî Sorumluluk.
Meclis’te bulunan DEM Parti başta olmak üzere, tüm demokratik muhalefet partileri bu çağrının gereklerini yerine getirmeli, barış sürecinin önünü açmalıdır. Bu yalnızca bir partiye ya da bir bölgeye ait bir mesele değildir. Barış, tüm Türkiye'nin ihtiyacıdır.
DEM Parti’nin, diğer partilerle birlikte çalışarak barışa dair politikaları güçlendirmesi, çözüm sürecini desteklemesi ve halk iradesini meclise taşır hale getirmesi kaçınılmaz bir görevdir.
Topluma Çağrı;Barışı Sahiplenelim.
Barış ancak halkın sahip çıkmasıyla mümkün olur. Kürt halkının talepleri sadece Kürtlerin değil; demokrasi isteyen, eşitlik isteyen, adalet arayan herkesin talepleridir. Bu çağrı, aynı zamanda Türkiye toplumuna uzatılmış bir eldir.
Bugün yapılması gereken, bu eli havada bırakmamak; barışa, demokrasiye ve özgür yaşama birlikte yürümektir. Toplumun bütün kesimleri; işçisi, kadını, genci, köylüsü, esnafı, akademisyeni bu sürecin taşıyıcısı olmalıdır.
Barış İçin Mücadeleyi Büyütme Zamanı.
19 Haziran 2025’te yapılan çağrı; geçmişle yüzleşme, bugünle sorumluluk alma ve geleceği birlikte kurma iradesidir. Bu tarihi adımı bir fırsata çevirmek, hepimizin ortak görevidir.
Artık silahların değil, siyasetin konuşması gereken bir dönemdeyiz.
Artık çatışmanın değil, çözümün yolunu büyütmeliyiz.
Artık acıların değil, barışın ve özgür bir yaşamın geleceğini inşa etmeliyiz.
Bu çağrıya kulak verelim. Sadece dinlemekle kalmayalım; barış için birlikte yürüyelim.
Silahların değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanalım. Mücadeleyi birlikte büyütelim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.12.2025
24.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
8.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
30.11.2025