Mehmet Ata UÇUM
Ülke Liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Ekim 2024 günü TBMM’nin yasama yılı açılışında vurguladığı yeni paradigma ile büyük bir tecrübeye ve bilgeliğe sahip Sayın Bahçeli’nin öncü hamleleriyle ‘geçiş süreci’ 2024 Ekim ayında bir devlet politikası olarak resmen başladı.
Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı geçiş süreci pratiğinde büyük ve tarihi adımlardan biri oldu.
27 Şubat Çağrısının Anlamı ve İşlevi:
Çağrının temel özelliği: Nesnel gerçekliğe uygun olmadığı için statü taleplerinden tümden vazgeçilmesidir.
Çağrının temel amacı: Devlet ve toplumla bütünleşmedir. Tek devlet ve tek ulus yaklaşımı çağrının omurgasıdır.
Çağrının kapsamı: PKK’nın Suriye dahil bölgedeki ve Avrupa’daki tüm unsurları ve ilişkileri kapsamdadır.
Çağrıda mücadele yöntemi: Demokratik siyaset olarak benimsenmiştir. Başka hiç bir yol meşru kabul edilmeyecektir.
Çağrının perspektifi: Daha ileri bir demokrasiye ulaşmak için siyaset üretmek olarak belirlenmiştir.
Münfesih PKK’nın tüm unsurları ve bağlantılı legal siyasi mecralar her aşamada Çağrının bu çerçevesi ve içeriğiyle bağlıdır.
Geçiş Sürecinin Özellikleri!
Türkiye ideolojik referanslı terör pratiklerinin tasfiyesi bakımından özgün bir geçiş süreci modeli uygulamaktadır.
Türkiye modelinin öne çıkan kimi özellikleri şunlardır:
Kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız bir geçiş süreci hedeflenmiştir.
Örgüt ideolojik olarak anlamsızlaşma ve kendini tekrar realitesi sebebiyle, kurucusunun iradesine uyarak fesih ve silah bırakma kararı almıştır.
Geçiş süreci toplumsal bütünleşmenin hazırlıklarının yapıldığı ve devamı adımların atılacağı aşamaya ulaşmıştır.
Terörü terk ederek münfesih olan örgütün ard etkisi demokratik siyaset alanına hem yeni fikirler hem yeni aktörler olarak yansıyacaktır.
Geçiş süreci tamamlandıktan sonra demokratik siyaset alanının genişlemesi ve derinleşmesi bir reform aşaması olarak çok daha etkili devreye girecektir. Geçiş sürecinin en önemli özelliği bu aşamaya hazırlıktır.
Geçiş Sürecinin İhtiyaçları!
Gelinen duruma bakıldığında fesih ve silah bırakma kararı yoluyla PKK’yla bağlantılı aktif ve destek terör faaliyetlerinin bittiği ilan edilmiştir. Gelinen durumda; Türkiye içinde ilk aşamada PKK’yla bağlantılı aktif ve destek terör unsurlarına yönelik bazı terörle mücadele tedbirlerinin gözden geçirilmesi gündemi oluşuyor.
Elbette bu gözden geçirme kayyum dahil idari işlemler ve tedbirler bakımından yürütmenin ilgili birimlerince yapılır.
Yargısal süreçler, tutukluluk da içinde tüm tedbirler ve mevcut statüler yargı mercilerince incelenir.
Hukuksal sınırlar içinde gelinen duruma uygun ne tür ilerlemeler olabileceği yetkili mercilerin dikkate alacağı bir konudur. Önemli olan bu gözden geçirmenin geçiş sürecine destek olmak ön şartıyla zamanında ve etkin yapılmasıdır.
Geçiş Süreci Kanunu!
Gündeme gelen geçiş süreci kanunu önerisi geniş bir kabul görüyor. Daha önce ifade edilen hususları özetlemek gerekirse şunlar vurgulanabilir:
Rutin dışı bir geçiş süreci söz konusudur. TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun süreçle ilgili kanuni ihtiyaçlar konusunda TBMM’ye hukuk politikası önerme görevi de vardır. Komisyon buna beşte üç yani nitelikli çoğunlukla karar verebilir.
Rutin dışı geçiş döneminin hukuku rutin yaklaşımlarla ele alınamaz. Bugün örgütün kendini feshettiği ve silahların yakılmasıyla silah bırakma aşamasına geçilen bir durum var. Bu duruma uygun yeni bir düzenleme olması gerekir. Buna, teknik adı farklı konsa da, geçiş süreci kanunu diyebiliriz.
Tek, geçici ve özel bir kanun yapılabilir. Kanun geçişte ihtiyaç duyulan toplumsal ve ekonomik hayata katılım ve bütünleşme hukuku, ceza ve infaz hukuku ile sosyal hukuk konularını kapsamalıdır. Bu kanunun ivedilikle ve olabildiğince geniş bir mutabakatla çıkması son derece önemlidir.
Elbette geçiş süreci kanununun Anayasaya aykırı olmaması, milli hassasiyetlere ve kırmızı çizgilere uygunluğu tartışma dışıdır.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZCumhuriyete ikinci yüzyılında yeni kalıp arayışı 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-2 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale alan şirket açıkladı: Casusluk iddiasında adı geçen yöneticiyi attık 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİbrahim Kalın'la Heidegger'in Kulübesi'ne Yolculuk 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm süreci iktidar bilmecesini nasıl çözecek? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
26.01.2025
23.12.2024
14.02.2016
3.02.2016
28.01.2016
20.01.2016
13.01.2016
8.02.2016
30.12.2015